Paris Tarihi Yerleri

1889’da Paris’te yükselen Eyfel Kulesi, sadece Fransa’nın değil dünya genelinde de oldukça önemli bir sembol haline gelmiştir. Mimarisi ile en belirgin yapılar arasında öne çıkan Eyfel Kulesi, 31 Mart 1889’da açılmıştır. Gustave Eiffel, üç renkli Fransız bayrağını zirvesine yerleştirmek için 1.710 basamağı yürüyerek Kule’nin tepesine çıkmıştır. Bugün kule milyonlarca ziyaretçiyi ağırlamaktadır.

Dünyanın en büyük müzesi olan Louvre Müzesi, kalıcı koleksiyonları, tarihi, kültürel ve sanat eserleri ile en popüler yerlerden biridir. 72.35 metre karelik bir alana yayılan müzede 300.000’den fazla eser bulunmaktadır. Bu eserler arasında Mona Lisa’nın yanı sıra Venüs de Milo gibi eserler de vardır.

Notre Dame de Paris veya Notre Dame Katedrali, ziyaretçiler için Paris’teki en popüler turistik yerlerden biridir. Katedralin vitraylarına, kulelerine, gül işlemeli pencerelerine, çan kulesine ve çirkin yaratıklarına hayran kalmaktadır. Paris’in panoramik manzarasını görmek için kuleler de ziyarete açıktır. Bu sebeple dünyanın her yerinden birçok ziyaretçiyi ağırlamaktadır.

Pantheon, Paris’in Latin Mahallesi’nde bulunan bir yapıdır. Başlangıçta St. Genevieve’in kutsal emanetine ev sahipliği yapmak için bir kilise olarak inşa edilse de şimdi önde gelen Fransız vatandaşlarına mozole olarak ev sahipliği yapmaktadır. 18. yüzyılda Jacques-Germain Soufflot tarafından inşa edilen Pantheon, Roma’daki Pantheon’a benzer bir cepheye sahip neo-klasik tarzda bir anıttır.

Versay Sarayı, dünyanın en büyük ve en zengin saraylarından biridir. 18. yüzyıl Fransız mimarisi ve sanatının güzel bir örneği olarak saray ve kompleksi Fransa’nın en çok ziyaret edilen cazibe merkezlerinden biri olmasının yanı sıra UNESCO Dünya Mirası listesinde yer almaktadır ve mutlaka görülmesi gereken Fransız tarihinin bir dönüm noktasıdır.

Paris’in merkezinde bulunan görkemli Zafer Takı, Napolyon’un muzaffer ordularının bir anıtı olarak tasarlanmıştır. Anıtsal kemerin inşasına 1806’da başlanmış ve tasarımı Antik çağ boyunca bulunan büyük kemerlerden olan Arc de Triomphe, ‘den ilham alınmıştır. Fransa tarihine ışık tutan bu anıt aynı zamanda ziyaretçilere Paris’in panoramik manzarasını da sunmaktadır.

Pere Lachaise Mezarlığı yılda yüz binlerce ziyaretçiyle dünyanın en çok ziyaret edilen mezarlığıdır. Fransız başkentinin en büyük ve en faal mezarlığıdır. Peyzajı ile dikkat çeken parkı, birçok mezarın Tarihi Anıtlar olarak listelenmesi nedeniyle açık hava müzesi gibidir. Jean de la Fontaine, Molière, Jim Morrison, Edith Piaf, Oscar Wilde ve Yves Montand gibi ünlü isimler burada yatmaktadır.

Montmartre, Paris’in 18. bölgesinde, şehir merkezinin kuzeyinde bir bölgedir. Sarp bir tepe üzerine inşa edilen Montmartre, 1860 yılında Paris’e dahil edilmeden önce bir zamanlar ayrı bir köydür. Dolambaçlı sokakları, dik merdivenleri, yemyeşil meydanları ve ev gibi dükkanları ile küçük kasaba cazibesini ve benzersiz karakterini hala korumaktadır.

Paris’in en yüksek noktasında yer alan Monmarte, Basilique du Sacré-Cœur’a yani Kutsal Kalp Bazilikası ev sahipliği yapmaktadır. Sacré-Cœur 19. yüzyılda inşa edilmiştir, ancak hala oldukça aktif bir Roma Katolik kilisesidir. Fransa din tarihinin önemli bir dönüm noktası olan Sacré-Cœur Paris’in mimari çeşitliliğine muazzam manzarası ile katkı sağlamaktadır.

Paris’te bulunan Orsay Müzesi’nde, çoğunlukla 1848 ile 1914 yılları arasındaki Fransız sanatçılarının eserleri sergilenmektedir. Müzede yer alan koleksiyonda, resim, heykel ve fotoğraf gibi birçok sanat eseri türü bulunmaktadır. Müze, Gustave Courbet’in Sanatçının Stüdyosu, Édouard Manet’nin Çimlerde Öğle Yemeği ve Pierre-Auguste Renoir’in Dansı gibi ikonik tablolara da ev sahipliği yapmaktadır.

8. bölgede, ünlü Şanzelize Caddesi’nin hemen bitişiğinde yer alan Grand Palais, Beaux-Arts tarzı mimarisi ve muazzam cam tavanı ile tarihi bir yapı, sergi salonu ve aynı zamanda bir müzedir.

Palais Garnier, Fransa’nın başkenti Paris’te trajik bir suikast girişimi hikayesinin ardından III. Napolyonun emriyle 1875 yılında inşa edilmiştir. Projenin mimarı bir yarışmayla belirlenmiş ve 36 yaşındaki Charles Garnier olmuştur. Phantom of the Opera gibi bir şahesere ilham olduğu bilinen yapı, Fransız kültür ve tarihinde önemli bir yere sahiptir.

Fransa’nın başkenti Paris’te bulunan Marmottan Monet Müzesi, şehrin en en önemli kültür-sanat merkezlerinden biridir. Fransız Ressam Claude Monet’in en büyük koleksiyonuna sahip olmasıyla dikkat çekmektedir. Orta çağ ve Rönesans döneminden de çok sayıda yağlı boya tabloya sahip olan müzenin koleksiyonunda halı, portre, mobilya ve bronz objeler de yer almaktadır.

Geçmişi 18. yüzyıla kadar uzanan Paris Yer Altı Mezarları, Fransa’nın başkenti Paris’te yer almaktadır. Dünyanın halka açık en büyük yeraltı mezarı olarak bilinen bu yer, 6 milyondan fazla insanın kalıntılarını barındırmaktadır. Eski taş ocaklarının düzenlenerek oluşturulduğu Paris Yer Altı Mezarlığı’nın içerisinde 17 mezarlık, 160 ibadet yeri ve 145 manastır yer almaktadır.

Saint-Denis Bazilikası, Fransa’nın başkenti Paris’te yer almaktadır. Tarih sahnesine MS 250 yılında katılan bazilika, günümüzde bir katedral olarak nitelendirilmektedir. Bünyesinde monarşiye ait 43 kral, 32 kraliçe ve 10 hizmetçinin mezarına ek olarak başpiskoposlara ait dini kıyafetler ve kraliyet tacı da yer almaktadır.  Bunların yanı sıra heykeller ve anıtsal mezarlar ile heykel müzesi görevi de üstlenmektedir.

Lüksemburg Bahçesi, 23 hektarlık bir alanda yer alan tarihi bir peyzaj tasarımına sahip bir alandır. Bununla birlikte burada yer alan Lüksemburg Sarayı bugün halen kullanılmakta ve bahçe ile de bütünleşmektedir. Lüksemburg Bahçesi içerisinde her yaş grubuna hitap edecek aktivite alanları bulmak mümkündür.

Rodin Müzesi, 4 Ağustos 1919 yılında halka açılmış bir sanat müzesidir. Mekan içerisinde 300 kadar Auguste Rodin ‘in eseri yer alırken bunların dışında da farklı sanatçıların koleksiyonları da bulunmaktadır. Heykeller ve çizimler müze de yer alan eserlerin yoğunluğunu oluşturmaktadır.

Fransa’nın Paris şehrinde bulunan Petit Palais, 1900 yılında açılmış  bir sanat müzesidir. Hem özel hem de geçici sergilerin bulunduğu bu mekân zengin bir koleksiyona sahiptir. Petit Palais kendi mimari özellikleri ile de öne çıkmaktadır. Özellikle bahçesi ile dikkat çeken Petit Palais içerisindeki eserler ile de dikkat çekmektedir.

Dali Müzesi Paris içerisinde yer alan 300 civarında eseri ile Dali’nin sanatını ayrıntılı bir biçimde göstermektedir. Müzede Dali’nin ilk günden son güne kadarki sanat anlayışı ve gelişimini izlemek mümkündür. Aynı zamanda Dali Müzesi Paris içerisinde yer alan sanat atölyesi ile pekiştirme imkanı da sunulmaktadır.

Fransa’nın başkenti Paris’te yer alan Domaine National du Palais 1634 yılında Kardinal de Richelieu için mimar Lemercier tarafından inşa ettirilmiştir. Bir dönem Fransa Kraliyet Ailesi’nin ikametgahı olarak kullanılmıştır. Yıl boyunca binlerce ziyaretçi ağırlayan bu saray; fütüristik mimarisi, asırlık eşyalar ve tablolarla dolu daireleri ile görenleri kendine hayran bırakmaktadır.