Paris’te Eşsiz Bir Sanat Yolculuğu: Petit Palais

Petit Palais, Fransa’nın Paris şehrinde yer alan bir müzedir. Bu sanat müzesinin inşa süreci 1900’lerde Charles Girault önderliğinde Paris Sergisi için başlamıştır. Petit Palais inşa sürecine Grand Palais ve Pont Alexandre III’de dahil olmuştur. Orta çağ, Rönesans ve 20. Yüzyılın ilk çeyreğine dair eserleriyle Petit Palais yerli ve yabancı turistleri bölgeye çekmektedir. 

Geniş Bir Koleksiyona Sahip Petit Palais’in Tarihçesi

Petit Palais 1902 yılında Paris’in sanat müzesi haline gelmiştir. Bir mimari mücevher olarak anılan bu mekânın inşa sürecine 1900’de Paris Sergisi için başlanmıştır. Petit Palais ’in koleksiyon kapsamı oldukça geniş olup Antik çağdan 20.yüzyılın başlarına kadarki sanatsal ürünler yer almaktadır. Yer alan eserlerin boyutları farklılıklar göstermektedir.

Petit Palais inşa süreci Exposition Universelle için başlamıştır. Petit Palais ‘in içerisine bir avlu ve bahçe de yapılmıştır. İç bahçesi tam bir huzur ortamı sunarak eserleri gezme esnasında bir dinlenme alanı oluşturmaktadır. Hemen karşısında yer alan Grand Palais ile ciddi benzerlikleri bulunmaktadır. Petit Palais ‘in dekorasyonunu tamamlamak 20 yıldan daha fazla sürmüştür. 

Petit Palais sergilerinin içerisinde orta çağ, Rönesans ve 20. Yüzyılın ilk çeyreğine kadar pek çok farklı eser grubu dikkat çekmektedir. Burada sıralama kronolojik olarak geçtiğinden müzeyi doğru bir biçimde takip etmek tarihi geçişleri de anlama imkanı sunmaktadır. Petit Palais ‘in en etkileyici kısımları sadece eserler olmayıp aynı zamanda binanın kendisi de bir sanat eseri mahiyetindedir. Huzurlu bahçesi ve mimarisi ile göz önünde olan yapı kendi başına da dikkat çeken bir unsurdur.

Göz Alıcı Mimarisi ve Koleksiyonlarıyla Petit Palais

Petit Palais dört farklı kanattan oluşmaktadır. Diğer bazı yapılara kıyasla nispeten daha küçük kalsa da kendi içerisinde geniş sergi alanları da sunmaktadır. Petit Palais ‘in ferforje kapısı da Mimar Charles Girault tarafından tasarlanmıştır. Petit Palais içerisinde Büyük Sergi alanında yer alan iki dekoratif duvar resminin tamamlanması da yirmi yıl kadar sürmüştür. 

Petit Palais içerisinde girişte vitray pencereler yer almakta olup buradan aşağıya bakıldığında zeminde mozaik bulunmaktadır. Ünlü İtalyan Giandomenico Facchina bu zeminleri tasarlamış ve göz alıcı bir eser ortaya çıkarmıştır. Petit Palais ’deki kalıcı koleksiyonlar 8 ayrı kategoriye ayrılmıştır. Yapılan bu gruplandırma sayesinde eserleri daha iyi anlama imkanı da sunmaktadır.

Bunlardan ilki Paris 1900 bölümü olmaktadır. 1900lerin bütününü kapsayan eserler burada sergilenmektedir. Özellikle Emile Galle, Rene Lalique gibi önemli isimlerin eserlerinden söz etmek mümkündür. Bunun yanında Yunan sanatıyla farklı motiflerle canlandırma sahneleri bulunan vazoları ve dönemin süs motifleri de burada yer almaktadır. Bir diğer sergi alanı ise 19.yüzyıl dönemi eserleri kapsayan bölümdür. Burada sergilenen eserler tablolar, heykeller ve sanat objeleri olarak çeşitlenmektedir. 

Troubadour stili gibi farklı stillere de göz kırpan bölümde eser oranı oldukça etkileyicidir. Claude Monet’in Seine’de Gün Batımı eseri bu bölümün gözdesi olarak dikkat çekmektedir. 18.yüzyıl bir diğer bölüm olup buradaki eserlerin etkileyici bir kısmı bağış ile elde edilmiştir. İçerisinde hazineler, tablolar, mobilyalar, duvar halılar, porselenler yer almaktadır. Özellikle mobilya unsurları ayrıntılı biçimde incelenmektedir. 17.yüzyıl eserlerinde yoğun olarak Fransa’daki Hollanda resminin örnekleri bulunmaktadır. Ancak bunun dışındaki geniş bir eser yelpazesinden de bahsetmek mümkündür.

Müze de bulunan diğer bir bölümde aynı Rönesans gibi kendi içerisinde ayrılan Fransa ve Kuzey Avrupa ile İtalya ve İslam Dünyası’dır. İki ayrı gruba ayrılan bu bölüme Orta çağ koleksiyonu, Klasik Dünya ve simgeler bölümleri de eşlik etmektedir. Simgeler bölümünde özellikle Hristiyanlık ile ilgili pek çok ikon yer almaktadır. Alanda aynı zamanda Yunan, Rus dini gibi çeşitleri ikonları da incelemek mümkündür. 

Eşsiz koleksiyonlara ev sahipliği yapan Petit Palais pazartesi günü kapalıdır. Salı ve pazar günleri ise sabah 10’dan akşam 18’e kadar ziyaret edilebilmektedir. Sadece Perşembe günleri 20’ye kadar açıktır. Müzeye giriş için ise herhangi bir ücret ödenmesine gerek bulunmamaktadır.