Dünyanın İkinci Büyük Sanat Merkezi: Pompidou Merkezi

1977’de açılan Pompidou Merkezi, Paris’in simgesi olarak olağanüstü mimarisi ile dikkat çeken bir yapıdır. Paris’in 4. Bölgesinde yer alan Pompidou Merkezi, adını 1962 ve 1968 yılları arasında Fransa’nın lideri olan Başkan Georges Pompidou’dan almaktadır. Merkez, 20. ve 21. yüzyıl kültürüne adanmış bir yer olarak, görsel sanatlar, edebiyat, müzik, sinema ve sanat eserlerini bir araya getirme misyonuyla inşa edilmiştir. Benzersiz birçok kalıcı sanat koleksiyonuna sahip olan ve geniş galerilerden sinema gösterilerine kadar birçok sanatsal aktiviteyi içerisinde barındıran merkez, mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerlerden biridir. 103 metrekarelik alana ve 42 metrelik yükseliğe sahip olan binanın, genişliğe ise 45 metredir.

Merkezin ek sergi alanları, sineması, büyük bir halk kütüphanesi ile her yıl 8 milyondan fazla ziyaretçiyi ağırlamaktadır. Altı katlı bir binadan oluşan Pompidou Merkezi, 100 binden fazla sanat eseri ile dünyanın New York’taki Modern Sanat Müzesi’nden sonra en büyük ikinci modern sanat koleksiyonuna ev sahipliği yapmaktadır. Bunlar arasında resim, heykel, fotoğraf, baskı, sinema ve tasarım gibi çok farklı sanat türlerinden eserler bulunmaktadır. Sergilenen eserler aylara ve sezona göre değişebilmektedir. Ancak müzenin kalıcı koleksiyonunda Picasso ve Braque gibi ünlü sanatçıların eserlerini bulmak mümkündür.

Pompidou Merkezi’nin Doğuşu

1968’de Fransa cumhurbaşkanı Charles de Gaulle, Paris’in kalbindeki Marais yakınlarında yeni bir halk kütüphanesinin açılacağını duyurmuştur. Bir yıl sonra ise yeni Fransa Cumhurbaşkanı Georges Pompidou, Beaubourg yapısının bir çağdaş sanat müzesini içerme planlarını ve yeni binanın da kendi adını taşıyacağını açıklamıştır.

Pompidou Merkezi’nin tarihi, Georges Pompidou’nun farklı sanat disiplinlerinden oluşan bir kültür merkezi kurma kararı almasıyla başlamıştır. Bugün ise Paris kültürünün önemli bir parçası haline gelmiştir.

Bu sanat merkezi projesi, büyük bir kütüphane ve orijinal olarak Palais de Tokyo’da bulunan Modern Sanat Müzesi’nin oluşturulmasına dair planları da içermekteymiş. En iyi tasarım fikri için büyük bir yarışma başlatılmış ve dünyanın her yerindeki mimarlar yarışmaya davet edilmiştir. Sonuç olarak ise 49 farklı ülkeden gelen 681 yarışmacı arasından üç mimar seçilmiştir.

Petrol Rafinerisine Benzetilen Mimarisi ile Pompidou Merkezi

Mimar ve mühendis Jean Prouve’un başkanlık ettiği bir panel tarafından, uzun süre müzakere edildikten sonra seçilen projelerden ilki Renzo Piano’ya, ikincisi Gianfranco Franchini’ye ve üçüncüsü de Richard Rogers adında bir İngiliz mimara aittir. 1970’lerde merkez daha yapım aşamasındayken, eleştirmenler tarafından binanın görünümü petrol rafinerisine benzetilmiş ve bina hakkında çok fazla tartışma yapılmıştır. Fakat bugün farklı tasarımı ile görenlerin dikkatini çeken merkez, şimdi 20. yüzyılın sembolik binalarından ve tarihi anıtından biri olarak kabul edilmektedir.

Resmi olarak 31 Ocak 1977’de açılışı yapılan Pompidou Merkezi, 2 Şubat’ta halka açılmıştır. Merkez, başlı başına bir efsane haline gelen sergileriyle dünyanın en popüler mekanları arasına girmiş ve Fransa’nın en çok ziyaret edilen yerlerinden biri haline gelmiştir.

Bina 1977’de açılmış olsa da 1997’de tüm binayı kapsayacak büyük tadilatlar yapılmaya başlanmış ve tam anlamıyla 2000 yılında tamamlanmıştır. Musée National d’Art Moderne adı ile de bilinen Pompidou Merkezi, kalıcı koleksiyonunda yer alan ünlü sanatçıların başyapıtları ve sanat koleksiyonları sayesinde Fransa’nın en popüler sanat müzelerinden biri haline gelmiştir. Merkezde, Pablo Picasso, Frida Kahlo, Wassily Kandinsky, Salvador Dalí ve Henri Matisse gibi ünlü birçok sanatçının eserleri sergilenmektedir.

Sanatın Kaynağına Yolculuk: Pompidou Merkezi

Aslen 1947’de oluşturulan Musee Nationale d’Art Moderne, kalıcı sanat koleksiyonu ile beraber Pompidou Merkezi’ne taşınmıştır. Pompidou Merkezi çatısı altında, modern ve çağdaş sanat alanda lider olan isimlerin eserleri sergilenmektedir. Araştırma ve müzik merkezi olan IRCAM’a ev sahipliği yapan merkez, Paris’teki en büyük halk kütüphanesini de bünyesinde barındırmaktadır. Bünyesine kattığı çeşitli faaliyet alanları ile giderek gelişen Pompidou Merkezi, dünyanın en büyük ikinci modern ve çağdaş sanat müzesi haline gelmeye başlamıştır.

Fransa, merkezin sürekli genişleyen koleksiyonları ve sahne sanatlarının gelişimi ayırmış olduğu kaynak ile yaklaşık 100.000 metrekarelik alanı yeniden dekore ettirmiştir. Bunun üzerine Pompidou Merkezi, 1 Ocak 2000’de yeni milenyum tasarımı ile kapılarını yeniden halka açmıştır. Açıldığı ilk hafta, ağırladığı 16.000’den fazla ziyaretçisi ile bir kez daha görkemli bir başarıya imza atmıştır.

Pompidou Merkezi, 100.000’den fazla modern, çağdaş sanat, tasarım ve mimari parçasına sahip kalıcı koleksiyonu ile dünyanın en büyüklerinden biridir. Koleksiyon, Pablo Picasso, Marc Chagall, Joan Miro, Amedeo Modigliani ve Henri Matisse gibi ünlü isimlerin başyapıtlarını içermektedir. Ayrıca Vassily Kandinsky, Ferdinand Leger, Constantin Brancusi, Man Ray, Jean Dubuffet, Henri Cartier-Bresson, Le Corbusier, Alberto Giacometti, Andy Warhol, Bruce Nauman ve Jasper Morrison gibi birçok farklı sanat anlayışından gelen ünlü isme de ev sahipliği yapmaktadır. Pompidou, kalıcı sergileri, atölye çalışmaları, konferansları, konserleri ve eğitim programları ile Avrupa’nın en aktif kültür merkezlerinden biridir. İki mağaza, iki kafe ve panoramik teraslı bir restoranın yer aldığı merkezde, özel gereksinimi olan ziyaretçiler için de kolaylıklar tanınmıştır.

Pompidou Merkezi Ziyaret Saatleri ve Giriş Ücretleri

Salı günleri kapalı olan Pompidou Merkezi, diğer tüm günlerde 11:00 ile 21:00 arasında ziyaretçileri ağırlamaktadır. Perşembe günleri, merkezin kapanış saati 23:00’e kadar uzatılmakta ve ziyaretçilere ekstra süre tanınmaktadır. Müzeye son giriş ve bilet alma zamanı, kapanma saatinden bir saat öncesidir.

Merkeze girmek için bilet satın almak gerekmektedir. Bilet fiyatı, 18 yaş üstü tüm ziyaretçiler için 15 Euro’dur. 18 yaşından küçük ziyaretçiler ve 26 yaşından küçük AB vatandaşları, merkezi ücretsiz olarak ziyaret edebilmektedir. Mevsimsel sergilerden biri olan Georgia O’Keeffe sergisini ziyaret etmek isteyenlerin, ayrıca bir bilet daha satın almaları gerekmektedir.

Pompidou Merkezi’ni ziyaret etmek için en iyi zaman, okul ve turist gruplarının nispeten daha az olduğu 15:00 ve sonrasındaki saatlerdir. Özellikle merkezin açılışından yarım saat öncesinde başlayan sıra sebebi ile sabah ziyaretleri çok da iyi bir fikir sayılmamaktadır. Geçici sergilerin olduğu zamanlarda, ziyaret sınırlı günlerde olduğu için yoğunluk biraz daha fazla olabilmektedir. Sergiler genellikle Haziran, eylül ve şubat aylarında değişmektedir. Bu aylarda ziyaret etmek isteyenlerin ise merkezi mümkün olduğunca erken ziyaret etmeleri önerilmektedir.