Tarihe Işık Tutan İbadethane: Helsinki Katedrali

Helsinki Katedrali, mimar Carl Ludvig Engel tarafından tasarlanmıştır. Buna ek olarak Johan Albrecht Ehrenström olarak bilinen peyzaj mimarının da bu tasarımdaki desteği gözle görülür biçimdedir. Neoklasik kilise modelinde olan Helsinki Katedrali, hem köklü tarihi hem de görkemli görüntüsü bakımından oldukça önemli bir yapıdır. Kent merkezinin oluşum sürecinin önemli bir parçası olan kilise, şehrin tam ortasında yer almakta ve mimarisi ile her yerden gözükmektedir. Senato Meydanı’nda bulunan ve günümüzde yıkılmış olan Ulrik Kilisesi’nin zili, Helsinki Katedrali’nin merkez kulesine taşınmış ve günümüzde de hala burada yer almaktadır.

Helsinki Katedrali’nin Tarihçesi ve Dönemin Mimarisi

Helsinki Katedrali’nin ilk çizimleri, 1818 yılına aittir. Kilise projesini başlatan esas kişi, Rus Çarı 1. Nicholas’tır. Hatta kilise, uzun yıllar “Nicholas Kilisesi” olarak da anılmıştır. Bağımsızlığın kazanılmasından sonra ismi değişen kilise, bulunduğu şehrin adı ile özdeşleştirilmiş ve Helsinki Katedrali adını almıştır. Ancak bu süreçte de ilk olarak “Büyük Kilise” olarak anılmış, 1959 yılında ise Helsinki Piskoposluğu sayesinde aldığı Helsinki Katedrali ismi ile günümüze kadar gelmiştir.

Helsinki Katedarali’nin mimari formu, tipik kilise formlarından olan Yunan Haçı şeklindedir. Yunan haçı modeli, özellikle Orta Bizans döneminden itibaren dünyanın her yerine yayılmaya başlamış ve Finlandiya’da da bu katedral ile bir örneğe sahip olmuştur.

Korinth sütunlara sahip olan Helsinki Katedrali, bembeyaz rengi ile oldukça göz alıcı bir görüntüye sahiptir. Rus mimarisinin etkilerinin tamamen görüldüğü katedralin dış duvarlarında, İsa figürleri bulunmaktadır. Ancak sanatçı hakkında bir bilgi bulunmamaktadır.

Helsinki Katedrali üzerinde, on iki havari heykelleri yer almaktadır. Bu heykeller kuzey, güney, doğu ve batı alınlıkların altında ve tamamında bulunmaktadır. Bu seri, en büyük tek biçimli heykel koleksiyonlardan biri olarak bilinmektedir. Katedralin merkezinden ise görkemli bir kubbe yükselmektedir. Kilisenin en dikkat çekici noktalarından bir diğeri ise dört köşede bulunan kuleleridir. Bu kuleler, Engel’den sonra Lohrmann tarafından tasarlanıp ilave edilmiştir. Katedral, bir ana kubbe ve çevresine bulunan dört kubbe şeklinde tasarlanmıştır.

Helsinki Katedrali’nde 1300 kadar sandalye bulunmaktadır. Bu da kilisenin genişliğini anlatır niteliktedir. Kilise içerisine giriş için herhangi bir ücret ödemeye gerek yoktur. Yaz aylarında ziyaret için daha uygun olan ibadethaneye, yılın diğer dönemlerinde de gitmek mümkündür. Her gün ziyarete açık olan katedral, Pazar günleri haricinde sabah 09.00’da açılmaktadır. Kapanış saati ise 18.00 olarak belirlenmiştir. Pazar günleri açılış saati 11.00’dir. Bebekli aileler veya özel gereksinimli bireyler için de ziyarete uygun bir yapıdır. Bu konuda herhangi bir kısıtlama bulunmamaktadır.