2024 Gezilip Görülmesi Gereken Kültürel Yerleri

Palais Garnier, Fransa’nın başkenti Paris’te trajik bir suikast girişimi hikayesinin ardından III. Napolyonun emriyle 1875 yılında inşa edilmiştir. Projenin mimarı bir yarışmayla belirlenmiş ve 36 yaşındaki Charles Garnier olmuştur. Phantom of the Opera gibi bir şahesere ilham olduğu bilinen yapı, Fransız kültür ve tarihinde önemli bir yere sahiptir.

Fransa’nın başkenti Paris’te bulunan Marmottan Monet Müzesi, şehrin en en önemli kültür-sanat merkezlerinden biridir. Fransız Ressam Claude Monet’in en büyük koleksiyonuna sahip olmasıyla dikkat çekmektedir. Orta çağ ve Rönesans döneminden de çok sayıda yağlı boya tabloya sahip olan müzenin koleksiyonunda halı, portre, mobilya ve bronz objeler de yer almaktadır.

Almanya’nın Rothenburg ob der Tauber şehrinde yer alan German Christmas Museum, 2000 yılından beri şehrin simgelerinden birisi haline gelmiştir. Noel baba heykellerinden şekerlemelere kadar Noel temalı sergileriyle dikkat çeken German Christmas Museum, haftanın her günü ziyarete açıktır. Ücretli bir şekilde ziyaret edilen müzenin hizmet saatleri ise 10:00 - 16:30’dur.

Yalnızca Madrid’in değil İspanya’nın da en çok ziyaret edilen kültür sanat duraklarından biri olan Prado Müzesi, 8 binden fazla sanat eserine sahiptir. 200 yıllık geçmişe sahip olan yapı, İspanyol kralları tarafından genişletilmiş olup bugün en çok koleksiyona ev sahipliği yapan ender müzelerden biri haline gelmiştir.

2001 yılında hizmete vermeye başlayan Jewish Museum Berlin, Almanya’nın Berlin şehrinde yer almaktadır. 2. Dünya Savaşı sırasında yaşanan Holokost ile birlikte 4. yüzyıldan günümüze kadar Almanya’da yaşayan Yahudilerin sosyal, politik ve kültürel tarihini sergilemektedir. Müze, tasarımı ile bir zamanlar Yahudilerin yaşamış olduğu sıkıntıları yansıtmayı amaçlamaktadır.

Delos, milattan öncesine kadar uzanan köklü tarihi ve mitolojik önemi ile ün salmış bir Yunan adasıdır. Döneminde siyasi ve dini olarak önemli bir konumda bulunmasından dolayı tarih boyunca önemli kültürel miraslara ev sahipliği yapmıştır. Bu kültürel birikim beraberinde Antik Yunan dönemine ait birçok tarihi eseri de beraberinde getirmiştir.

Triumphal Arch, Moldova’nın Kişinev şehrindeki Hükümet Konağı’nın karşısında yer alan bir anıttır. Anıt, Rus-Türk savaşı sonrasında Rus zaferini kutlamak adına Luca Zauschevici tarafından tasarlanarak 1840 yılında inşa edilmiştir. Anıt, eşsiz bir mimari tasarıma sahiptir. Yapı işlemeli korint sütunlar ile desteklenmiştir. Anıtın en tepesinde eşsiz bir saat ve iç kısmında da savaş sırasında ele geçirilen Türk toplarından yapılmış 6,4 ton ağırlığında bir çan yer almaktadır.

Afrasiyab, Semerkant şehrindeki Bibi Hanım Camii’nin yakınındaki bir tepelik alanda bulunan antik bir yerleşim yeridir. Antik site, MÖ 7. yüzyıldan 13. yüzyıla kadar çeşitli uygarlıklara ev sahipliği yapmıştır. Tarihi boyunca birçok işgale uğrayan şehir, Cengiz Han tarafından tamamen yıkılmıştır. Afrasiyab’da, antik yaşamı anlamamızı sağlayan birçok arkeolojik buluntu gün yüzüne çıkarılmıştır.

Rusya’nın başkenti Moskova’da yer alan Bolşoy Tiyatrosu, kültür ve sanat açısından son derece önemli bir yapıdır. Tarihi zenginlikleri günümüze kadar getirmeyi başaran bu tiyatroda inşa edildiği ilk günden itibaren çok önemli tiyatro oyunları seyirciler ile buluşmuştur. Oditoryum özelliğine sahip ilk yapı olması ve pek çok değerli eserin sahne alması sayesinde Bolşoy Tiyatrosu’ndaki etkinlikler, yılın her dönemi kapalı gişe oynamaktadır.

Rusya’nın Sankt-Petersburg şehrinde bulunan Avrora St. Petersburg, savaş gemilerinden biridir. İnşaatına 1897 yılında başlanmıştır. 1900 yılında denize indirilmiştir. 1903 yılında görevlendirilerek 1957 yılına kadar hizmet veren savaş ve eğitim gemisi olmuştur. Böylece tarihsel sürecin ruhunun hissedilebileceği muhteşem yapılardan biridir. 1957 yılından sonra müze olarak kullanılmasıyla birlikte insanların tarihte bir gezinti yapacakları mekân özelliğini kazanmıştır. Anıt müze özelliğini koruması, hedeflenen konulardan biridir. Bu ise Rus donanmasının tarihsel süreci için gerekli görülmektedir. Turistlerin ziyaret edebileceği önemli yerlerden biri olarak gezi rehberinde yerini almaktadır.

Ginza, Japonya’nın Tokyo kentinde yer alan dünyaca ünlü bir alışveriş bölgesidir. Çok sayıda mağaza, kafe, bar, butik, sanat galerisi, restoran ve gece kulübüne ev sahipliği yapmaktadır. Dünya lideri tüm markaların yer aldığı devasa büyüklükteki alışveriş komplekslerinin yer aldığı yer, geceleri ışıkları ile herkesi kendine hayran bırakmaktadır.

ABD, New York City’de bulunan BM Merkezi, Birleşmiş Milletler Örgütü’nün ana merkezi niteliğindedir. Dört binadan oluşan kompleks birçok anıt ve heykeli de bünyesinde bulundurmaktadır. Aynı zamanda toplantıların yapıldığı ve önemli kararların alındığı odalar ve salonlar ziyaretçilere açık durumdadır. Belirli zamanlarda düzenlenen çok sayıda sergiye ve çeşitli etkinliklere de ev sahipliği yapmaktadır.

Anne Frank’ın Evi, 13 yaşındaki bir çocuğun savaş döneminde iki yıl boyunca saklandığı bir evde tuttuğu günlükteki kesitlerin ve savaşa yönelik hislerinin anısını korumak amacıyla müzeye dönüştürülmüş bir evdir. İki yıl boyunca evde saklanan insanların fotoğraflarından, yazılarından, eşyalarından birçok anının muhafaza edildiği ve sergilendiği müze, sancılı bir savaş döneminin şehirdeki en önemli yansımalarındandır.

II. Philippe’nin ikamet ettiği El Escorial içerisinde; saray, geniş bir avlu, bazilika, kütüphane ve kilise gibi çeşitli yapıları bulunduran kültürel bir komplekstir. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan yapıyı her yıl binlerce kişi ziyaret etmektedir.

Münih’in batısındaki Neuhausen – Nymphenburg bölgesinde yer alan Nymphenburg Sarayı, heybetli yapısı ile ziyaretçileri şaşırtmaktadır. İçerisinde gezmek için çeşitli odalar ve konser salonunun bulunması, sarayı gezenler için heyecan verici olmaktadır. Sarayın bahçesinde yer alan farklı ziyaret alanları da Nymphenburg Sarayı’nı görülecek yerler listesinde ilk sıralara taşımaktadır.

Avusturya’nın Viyana şehrinde bulunan Schönbrunn Sarayı, ülkenin en çok ziyaret edilen cazibelerindendir. Barok mimarisi ve büyüleyici bahçeleri ile ün salmış olan Schönbrunn Sarayı, tüm ihtişamıyla ziyaretçilerini selamlamaktadır. Günümüzde pek çok sanatsal faaliyete ev sahipliği yapan saray, UNESCO’nun 1996 Dünya Mirası Listesi’ne girmiştir.

Viyana’nın en görkemli mimarilerinden olan Belvedere Sarayları, hem tarihi unsurlara hem de dünyanın en önemli sanat eserlerine yer vermektedir. Her yıl binlerce turist ağırlayan bu saraylar, UNESCO’nun Dünya Mirasları Listesi’ne de girerek ihtişamını ve tarihi önemini kanıtlamıştır. Hem sanatseverleri hem de doğaseverleri bir araya getiren bu yapı, yılın her döneminde turist ağırlamaktadır.

Yunanistan’ın en görkemli antik kentlerinden biri olan Stagira, Aristoteles’in doğum yeri olarak bilinen tarihi bir kenttir. Tarihi milatta önceye dayanan Stagira, günümüzde birçok turisti ağırlamaktadır. Tarih ve felsefe ilgililer için güzel bir durak olan Stagira, arkeolojik kazıları ve tarihi yapılarıyla görkemini korumaktadır.

Önemli toplantılara ev sahipliği yapan Rathaus Zürih, devlet işleri için hizmet vermesinin yanı sıra turistik ziyaretlere de açıktır. Tarihi yapıyı görmek isteyenler hafta içi 09.00 ile 18.00 saatleri arasında ziyaret gerçekleştirebilmektedir.

Gonio Kalesi Gürcistan’ın Batum şehrinde bulunmaktadır. Tarihi açıdan oldukça önemli olan kale, sahip olduğu Osmanlı mimarisi nedeni ile yılın birçok döneminde ziyaretçi akınına uğramaktadır. Hakkında birçok farklı hikâye bulunan Gonio Kalesi, yılın her döneminde ziyarete açıktır.