2024 Gezilip Görülmesi Gereken Kültürel Yerleri

Hollanda’nın Rotterdam şehrinde yer alan Erasmusbrug Rotterdam çarpıcı ve Postmodern tasarımı ile gelen herkesi kendine hayran bırakmaktadır. 1996 yılında açılan Erasmusbrug Rotterdam Ben Van Berkal tarafından tasarlanmıştır. Rotterdam’ın kuzey ve güney kısmını bağlayan bir köprüdür.

The Destroyed City, 1953 yılında açılan ve Hollanda’nın Rotterdam şehrinde bulunan bir heykeldir. Ünlü Rus heykeltraş Ossip Zadkine’nin savaş sonrasında Rotterdam’ın harabe durumundan etkilenerek bu heykeli tasarlamıştır. The Destroyed City Rotterdam şehrinin savaşta parçalanmış yüreğini temsil etmektedir.

Almanya’nın Köln şehrinde yer alan Museum Ludwig, etkileyici bir koleksiyona sahiptir. 1976 yılında kurulan müze; Pablo Picasso gibi ünlü isimlerin eserlerine ev sahipliği yapmaktadır. Avrupa’nın en kapsamlı Pop art eserleri bu müzede bulunmaktadır. Klasik modernizmi simgeleyen koleksiyonu ile Museum Ludwig, yerli ve yabancı birçok turistin uğrak noktasıdır.

Almanya’nın Köln şehrinde yer alan Kolumba Müzesi, tarihi ve modern birçok esere ev sahipliği yapan bir cazibe merkezidir. Peter Zumthor tarafından 1997 – 2007 yılları arasında hayata geçirilen yapı, Köln Başpiskoposluğu’na aittir. II. Dünya Savaşı’nda yıkılan St. Kolumba Kilisesi’nin kalıntılarının üzerine inşa edilen yapı, modern bir mimariye sahiptir. Hem tarihi hem de bünyesinde sergilediği eserleri ile müze yıl içinde pek çok turist tarafından ziyaret edilmektedir.

Almanya’nın Köln kentinde yer alan Cinedom, gelişmiş teknolojiye sahip bir sinema salonudur. Köln’ün en büyük sineması olan Cinedom, 14 salonu ve 3748 adet koltuk sayısı Almanya’nın en büyük beşinci sinemasıdır. Görkemli ve modern mimarisiyle oldukça dikkat çeken yapı, tamamen cam bir kubbeden oluşmaktadır. Cam kaplama dış cephesi sayesinde ise geceleri iç kısmı görülmektedir. Muhteşem bir Köln manzarasını ziyaretçilerine sunan Cinedom; 30 metre yüksekliğe sahiptir ve 3 kattan oluşmaktadır.

Frauenkirche, Almanya’nın Dresden şehrinde yer almaktadır. Şehrin sembol yapılarından birisi olan Frauenkirche, 11. yüzyılda, 1727’de ve 1993 yılında yeniden inşa edilmeye başlanmıştır. Tarihi kubbesi ile birlikte Dresden şehir manzarasında yer alan kilise, her yıl milyonlarca misafiri ağırlamaktadır.

22.000 metrekare alana sahip olan Pinakothek der Moderne, oldukça aydınlık ve muazzam bir tasarıma sahiptir. Beyaz ve gri renklerin hakim olduğu bu ünlü müzenin yapımı 120 milyon dolara mal olmuştur. İçerisinde 20. yüzyıla kadar pek çok tarihi sanat barındıran bu müze, dört farklı alanda koleksiyona sahiptir.

Museumsquartier Viyana, önemli müzelere, atölye ve sergilere ev sahipliği yapan harika bir sanat kompleksidir. İçerisinde farklı içeriklere sahip müzeler, çağdaş sanat sergileri bulunmaktadır. Bunlar ile birlikte müzik, dans, tiyatro gibi alanlarda etkinliklere de ev sahipliği yapmaktadır. Ayrıca çeşitli büfe, kafe ve restoranlara sahip olan Museumsquartier Viyana, Avusturya’nın en büyük kültür merkezidir.

Albertina Müzesi, bir milyondan fazla eski baskıya ve 65.000’den fazla çizime sahip bulunmaktadır. Kendisi de bir mimari eser olan müze, 1600 – 1700 yılları arasında “Taroucca Sarayı” olarak inşa edilmiştir. 1918 yılında ise Maria Cristina ve galeriye adını veren kocası Duke Albert Von Sachsen – Teschen tarafından kullanılmaya başlanmıştır.

Viyana Belediye Binası, Avusturya’da bulunan en görkemli binalardan biridir. Viyana Belediye Meclisi’nin genel merkezi olan bina, aynı zamanda kişisel birliğe de hizmet vermektedir. Bunların dışında bu belediye binası konserlere, basın toplantılarına, film festivallerine de ev sahipliği yapmaktadır. Hem bu tarihi binanın içi hem de avlusu bir kültür merkezi olarak kullanılmaktadır. Kasım ayından itibaren Advent Pazarı kurulan meydanın, Ocak ayında Noel konseptine büründüğü görülmektedir. Kışın ise bu meydan bir buz pateni pistine dönüşmektedir. Bu çok yönlü bina, tüm ihtişamıyla Gotik tarzda inşa edilmiştir.

İtalya’da inşa edilen ve 1911 tarihi itibariyle Yunan donanması için satın alınarak kullanılmaya başlanan Averof, tarihi gemilerden birisidir. Gemi 1985 yılında itibaren müze olarak kullanılmaya başlanmıştır. Deniz Gemi Müzesi “G. Averof”, bugün donanma tarihine meraklıların akınına uğramaktadır.

Midilli Adası’na özgü doğal tarihi oluşumların kaynağı olan Midilli Taşlaşmış Ormanı için kurulan Midilli Taşlaşmış Ormanı Doğal Tarih Müzesi, Yunanistan içerisinde ve Singri köyü merkezinde yer alan bir müzedir. Birtakım doğal kalıntı bulgularının korumaya alınıp müzeye gelen ziyaretçilere sergilendiği bu mekan çoklu bölümleri ile turistlere heyecan verici gezintiler yaşatmaktadır.

Spinalonga Adası, Girit Adasında bulunan oldukça popüler küçük bir adacıktır. 1903 - 1957 yılları arasında cüzzamlı hastaların tecrit edildiği ada olarak tarihte yerini almıştır. Her yıl geçmişin derin izlerini görmek isteyen binlerce turist adaya akın etmektedir.

Asklepios Tapınağı, Yunanistan’ın Kos Adası’nda bulunmaktadır. Antik Dönemin en önemli tıp merkezlerinden biri olan tapınak, tıp tanrısı Asklepios’a adanmıştır. Şifalı su ve düşünce yoluyla hastalarnı iyileştirildiği tapınak yüksek bir tepeye inşa edilmiştir. Depremlerde zarar gören tapınağın çok az bir kısmı ayakta kalabilmiş ve günümüze ulaşmıştır.

Almanya’nın Potsdam şehrinde bulunan Sanssouci Sarayı, Büyük Frederick tarafından yaptırılmıştır. 1745-1747 yılları arasında inşa edilen sarayın iki mimarı bulunmaktadır: bu mimarlardan ilki Knobelsdorff, ikincisi Jan Bouman’dır. Rokoko mimari tarzına sahip olan Sanssouci Sarayı, tasarlanırken Büyük Frederick’in kişisel zevkleri oldukça ön planda tutulmuştur. Aynı zamanda Sanssouci Sarayı, mimariye “Frederick tarzı rokoko örneği” olarak geçmiştir. 1990 senesinde UNESCO tarafında koruma altına alınan saray, Dünya Mirası Listesine eklenmiştir.

Belçika’nın Brüksel şehrinde bulunan Manneken Pis, halka açık bir çeşmenin üzerinde duran yaramaz bir erkek çocuk heykelidir. Ünlü heykel, Brüksel şehrinin asi ruhunun simgesi olarak kabul edilmektedir.

Belçika’nın Brüksel şehrinde bulunan Mini Europe, Avrupa şehirlerindeki anıtların 1:25 ölçekli modellerini sergileyen bir tema parkıdır. Küçük boyutlarla işlenmiş olan Avrupa mimarisi, ince detayları ile ziyaretçileri etkilemektedir.

Belem Kulesi, Portekiz’in başkenti Lizbon’da yer almaktadır. Kule, 1983 yılında bu yana UNESCO tarafından dünya mirası olarak kabul edilmektedir. 1514-1520 yılları arasında şehri koruma amacı ile inşa edilmiştir. Kulenin tasarımı Mimar ve Heykeltıraş Francisco de Arruda tarafından yapılmıştır. Belem Kulesi Manuelino mimarisinin en iyi örneklerinden biri olarak karşımıza çıkmaktadır.

Łazienki Parkı, Polonya’nın başkenti Varşova’da yer almaktadır. Park, 1764 yılında Kral Stanisław August Poniatowski tarafından yapılmıştır. Łazienki Parkı eşsiz bir doğaya sahiptir. Park içerisinde, dört farklı temaya sahip bahçe yer almaktadır. Toplamda, 10.000 ağaç, çiçek ve bitki türüne ev sahipliği yapan parkta aynı zamanda birçok tarihi yapı ve müze de bulunmaktadır.

Pattaya Plajı, 3 kilometrelik uzunluğuyla hem sakinliği hem de eğlenceyi içinde bulunduran ve Tayland’ın kavurucu sıcağında serinlenecek mekanlarından biridir. Bu plaj aktiviteleriyle yerli ve yabancı turistlerin gözdesi olmuştur. Plajın bu çok amaçlılığı insanların ilgisini daha çok çekmektedir.