Hırvatistan Kültürel Yerleri

King’s Landing Dubrovnik, Game of Thrones’un pek çok sahnesinin çekildiği önemli bir merkezdir. Eski bir kent yapısına sahip olan kentin dizinin dokusu ile uyumlu olması sayesinde kent yeniden çekici hale gelmiştir. King’s Landing Dubrovnik her sezon ziyarete açıktır.

Sponza Sarayı, Dubrovik’in en popüler saraylarından biridir. Günümüzde şehir arşivi olarak kullanılan saray geçmiş tarihlerde gümrük idaresi, darphane, cephanelik, hazine, banka ve okul gibi çeşitli kamu işlevlerine ev sahipliği yapmıştır. 1522’de inşası biten saray ilk halini korumaya devam etmektedir.

Dubrovnik Maritime Müzesi, Dubrovnik kentinin en dikkat çekici müzeleri arasında yer almaktadır. İçerisinde yer alan tarihi eserleri ve müzenin yer aldığı bina pek çok etkileyici unsura sahiptir. Maritime Müzesi çarşamba günleri haricinde her gün ziyaretçiye açıktır.

Saint Ignatius Dubrovnik, Cizvit bir kilise olup, tasarımı da diğer Cizvit yapılara benzer şekilde Barok biçimindedir. Bir Cizvit Koleji’nin inşa planında yapımına karar verilmiş ve 1725 yılında inşası tamamlanmıştır. Aziz Ignatius’un hayatından sahneler sergilenen kilise de sanat eseri formunda freskler bulunmaktadır. Barok yapısı ve tarihi duruşuyla ihtişamlı bir görünüme sahip olan kilise, yaz festivallerine de ev sahipliği yapmaktadır.

Kırık Kalpler Müzesi, dünyanın dört bir yanından kişilerin katkılarıyla oluşmuş, bitmiş ilişkilerden geriye kalan eşyaların ve eşyaların hikayelerinin sergilendiği bir sanat projesidir. Zagreb’in turistik açıdan önemli bir noktasında, Kulmer Sarayı’nda bulunan bu müze, her yıl pek çok turistin ziyaret ettiği, sıra dışı bir mekandır.

Hırvatistan’ın aynı ismi taşıyan bölgesinde yer alan Dubrovnik Eski Şehir 11. yüzyıldan itibaren salgın ve savaşlardan korunma amacı ile tasarlanmış bir komplekstir. Kalın su duvarlarının arkasında yer alan kale formundaki yapılar şehir kırmızı çatılar ile örtülüdür. Şehrin içinde ihtiyaç duyulan her şey olduğu gibi saraylar, kilise ve manastırlar da yer almaktadır.

Mljet Adası, Hırvatistan’ın Dubrovnik kentine bağlı takım adalarından biridir. Özellikle milli parkı ile dikkat çeken ada doğal güzelliği ile büyülemektedir. Aynı zamanda tarihi olarak pek çok kalıntıya da sahip olan ada önemli bir arkeolojik alandır.

Pula Arena, olağanüstü yapısı ve muhteşem deniz manzarasına sahip bir Roma kolezyumudur. Geçmişte 20.000 kişilik kapasitesiyle sahip olan yapı, günümüze ulaşmış son Roma arenasıdır. Pula Arena, inşa edildiği zamanlarda gladyatör dövüşlerine ev sahipliği yaparken; günümüzde konserler, film festivalleri ve çeşitli spor müsabakalarında kullanılmaktadır.

Rüzgarın ve dalgaların sesini eşi benzeri olmayan melodilere dönüştüren Deniz Orgu, Hırvatistan’ın Zadar kentinde bulunmaktadır. Başarılı bir Hırvat mimar tarafından tasarlanan Deniz Orgu, Adriyatik Denizi’nin kıyısında ziyaretçilerine müzikal bir ziyafet yaşatmaktadır.

Hırvatistan’ın Dubrovnik kentinde yer Savaş Fotoğrafları Sergisi 1990’lı yıllarda yaşanan savaşın en net belgelerini sunmaktadır. Kasım ve mart ayları haricinde görülebilen müze her gün açıktır. Müzede 16 farklı teşhir salonu bulunmakta olup ek olarak geçici sergiler de eşlik etmektedir. Fotoğraflar ise videolar ile desteklenmekte olup böylelikle etkileyici bir savaş atmosferi yaratılmaktadır.  

Lokrum tarihi yapısı, doğal güzellikleri, botanik bahçesi ve tuz gölü ile güzel vakit geçirmek için gereken her şeye sahip bir adadır. Dubrovnik’e çok yakın olan adaya çok sık feribot seferleri düzenlenmektedir. Adada güzel vakit geçirebilmek için birçok imkân mevcuttur. Adada palmiye ağaçları, kaktüsler ve okaliptüs gibi farklı bitki türlerinin bulunduğu bir botanik bahçesi mevcuttur. Ayrıca adanın en yüksek noktasında bir Kraliyet Kalesi bulunmaktadır. Kaleden bakıldığında büyüleyici bir manzara ile karşılaşılmaktadır. Aynı zamanda adada tarihi bir manastır bulunmaktadır. Tüm bu gezilecek yerleriyle ada, güzel bir tatil günü için iyi bir seçimdir.

Meryem Ana’nın Göğe Kabulü Katedrali’nin tarihi 7. yüzyıla dayanmaktadır. Şuan katedralin bulunduğu mekanda Bizans ve Romaneks isminde iki kilise bulunmuştur. 1667 yılında yıkılan bu iki kilise yerine 1671 yılında Meryem Ana’nın Göğe Kabulü Katedrali inşa edilmiştir. 1713 yılında ise katedral şu anki halini almıştır. Günümüzde kutsal emanetlere ev sahipliği yapan katedralde ayrıca Meryem Ana’nın göğe yükselişini temsil eden değerli tablolar da bulunmaktadır.

Augustus Tapınağı, Hırvatistan’da yapılmış ve ilk Roma imparatoru Augustus’a adanmıştır. Tapınak, Helenistik tarzda inşa edilmiş ve zengin Roma dekorlarına sahiptir. Augustus Tapınağı, asıl işlevinin dışında kilise, tahıl ambarı ve lapidarium olarak da kullanılmıştır.

Fort Punta Christo, Avusturya-Macaristan monarşisinin Pula’da hüküm sürdüğü sırada; 1863 yılında inşa edilmiş bir sahil kalesidir. Brijuni Ulusal Parkı’nın muhteşem bir manzarasını sunan kale, ev sahipliği yaptığı dünyaca ünlü festivaller ile popülerliği yakalamıştır.

Hırvatistan’ın Sibenik şehrinin önemli yapıları arasında bulunan Sibenik Katedrali, bir Katolik kilisesidir. Yıl içinde pek çok turist tarafından ziyaret akınına uğrayan Sibenik Katedrali; kubbeli görünümü ve 71 heykel yüzü ile tasarlanmıştır. 2000 yılından itibaren UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan yapı, Gotik ve Rönesans mimarisi tarzında inşa edilmiştir.

Hırvatistan’ın Zadar şehrinde bulunan Aziz Donat Kilisesi 9. yüzyılda Roma Forumu kalıntıları üzerine inşa edilmiştir. Kilise ilk olarak Kutsal Üçlü’ye adanmıştır. Bu kiliseye açılan üç kapı ve üç apsis ile de sembolize edilmiştir. Fakat 15. yüzyıldan itibaren kilisenin inşaatında görev alan Piskopos Donatus’un adı verilmiştir. Kilise şahane bir akustiğe sahip olduğundan dolayı günümüzde konserler ve etkinlikler için kullanılmaktadır.

Hırvatistan’a bağlı Zadar şehrinde yer alan People’s Square, Ortaçağ Dönemi’nden günümüze kadar birçok önemli olaya tanıklık etmiştir. Tanıklık ettiği önemli olaylardan günümüze birçok tarihi yapı kalmıştır. Tarihi yapıların yanı sıra lezzetli yemeklere ve kahvelere sahip birçok kafe de meydanda yer almaktadır.

Zadar sınırında yer alan surlar sekiz kapıdan oluşmaktadır. The Land Gate, surun en eşsiz mimari tasarıma sahip ve günümüze kadar hasar almadan gelmiş tek kapısıdır. Rönesans mimarisinin en güzel örneklerinden biridir. Üzerinde yer alan motifler Dalmaçya geleneğini andırmaktadır. Eşsiz motifleri ile ilgi çekici kapı ziyaretçiler için hala trafiğe açıktır.

The Greeting to the Sun, Zadar İskelesi’nde bulunan Nicola Basic tarafından yapılan bir anıttır. Bu anıt güneşe ve güneş sistemine adanmıştır. Anıt yuvarlak bir yapıya sahiptir ve güneş panelleri ile çevrilidir. Tüm gün güneşin ışığını depolayan yapı gün batımından sonra 10.000 ampulü ile tüm iskeleyi aydınlatmaktadır.

Cathedral of St. Anastasia, Hırvatistan’ın Zadar şehrinde yer almaktadır. Kilise, 12. ve 13. yüzyıllar arasında bakire Anastasia’ya adanarak yapılmış ve İkinci Dünya Savaşı sırasında hasar alınca tekrardan inşa edilmiştir. Kilise içerisinde Anastasia’nın kalıntıları yer almaktadır. Katedralin mimari yapısı, oyma duvarlarla zengin bir şekilde dekore edilmiştir. İçeride yer alan çan kulesinin tepesi, şehrin eşsiz manzarasını gözler önüne sermektedir.