Hırvatistan Hakkında

Adriyatik Denizi kıyısı boyunca uzanan Hırvatistan; Slovenya, Macaristan, Sırbistan, Bosna-Hersek ve Karadağ ile komşu bir ülkedir. Yugoslavya’dan ayrıldığı günden bu yana bağımsız bir devlet olan Hırvatistan, sınırları içerisinde yer alan güzelliklerle orta Avrupa’nın en güzel ülkeleri arasında yer almaktadır. Özellikle tarihi yapıları ile tanınan Hırvatistan, doğayla iç içe olan şehirleriyle de oldukça güzel manzaralar sunmaktadır.

Hırvatistan’ın sahip olduğu özellikleri arasında sanatına ayrı bir pencere açmak gerekmektedir. Hırvat sanatı hakkında her şeyden bahsedebilmek adına muhakkak Rönesans dönemi Hırvatistan’ından bahsetmek gerekmektedir. Erken Orta Çağ döneminde Hırvatistan, özellikle İtalya’daki sanat akımlarından oldukça etkilenmiştir. Bu doğrultuda dünyaca ünlü sanatçıları bünyesinde yetiştiren Hırvatistan, günümüzde de varlığını sürdüren pek çok eseri sınırları içerisinde korumaktadır. Hırvatistan’da yer alan bu eserleri görebilmek de mümkündür. Zagreb’de yer alan El Sanatları Müzesi’ndeki eserler ziyaretçileri adeta büyülemeyi başarmaktadır. Hırvatistan’daki tarihi yapılar da büyük bir ilgi görmektedir. Özellikle 4. yüzyılda inşa edilen Aziz Domnius Katedrali, benzersiz görüntüsüyle Hırvatistan’ın en önemli yapıları arasında yer almaktadır.

Hırvatistan'ın Tarihi

Bugün Hırvatistan olarak bilinen topraklar, tarih öncesi bir dönem olan Paleolitik çağda dahi insan yerleşiminin merkezi konumlarından biri olarak bilinmektedir. Yapılan kazılarda Neandertallerin yaşadığı kesinleşen Hırvatistan toprakları, Avrupa’da medeniyet adımlarının ilk atıldığı bölgelerden biri olarak bilinmektedir. Fakat bu topraklarda bir merkezi sistemin yani devletin kuruluşu ancak 9. yüzyıla dayanmaktadır.

İlk olarak 7 Haziran 879 tarihinde Duke Branimir döneminde bağımsızlığını kazanan Hırvatlar, bu sürecin ardından günümüze kadar kendi topraklarını defalarca koruma mücadelesi içerisine girmiştir. Defalarca Macaristan ve İtalya gibi devletlerin saldırılarına karşı mücadele veren Hırvatistan, son olarak Osmanlı Devleti’ne karşı mağlup olmuştur. Tam tamına 539 yıl boyunca Osmanlı hakimiyeti altında kalan Hırvatistan 1868 yılında bağımsızlığını tekrar elde etmiştir. Bu tarihten itibaren kısa bir süre Hırvatistan-Slovenya Devleti olarak bilinen ülke daha sonralarında Avusturya-Macaristan Krallığı’nın sınırları içerisine dahil edilmiştir. Çalkantılı I. ve II. Dünya Savaşları’nın ardından oldukça yıpranan ülke, son olarak Yugoslavya Devleti’nin bir parçası olarak 1991 yılına kadar bu düzende yaşamaya devam etmiştir.

Geçmişiyle büyük bir merak uyandıran Hırvatistan, sanat tarihiyle de büyük bir ilgi görmektedir. Özellikle Rönesans etkisiyle şekillenen Hırvat sanatı, dünya tarihine oldukça önemli sanatçılar ve eserler kazandırmıştır. Hırvat sanatçıları olan Lovro Dobricevic, Mihajlo Hamzic ve Nikola Bozidarevic adlarını dünyaya altın harflerle yazdırmayı başarmışlardır. Hırvatistan sanatının önde gelen bu isimlerinin pek çok yapıtı bugün Hırvat toprakları içerisinde yer alan müzelerde sergilenmektedir.

Hırvatistan Denildiğinde İlk Akla Gelenler

Avrupa’da olağanüstü bir tatil denildiğinde akıllara gelen ilk yerler arasında olan Hırvatistan’ın en belirgin özelliklerinden biri de sahilleridir. Adeta saklı bir cennet gibi olan Hırvatistan sahilleri, Adriyatik Denizi’nin dingin mavi sularına açılan bir yer olarak muazzam manzaralar sunmaktadır. Hırvatistan’daki sahiller arasında başı çeken Zlatni Rat, Brac Adası’nda bulunmaktadır. Bunun yanı sıra Dubrovnik’teki Banje Sahili de ülkedeki en popüler plajlar arasında yerini almaktadır.

Hırvatistan denildiğinde sanatından da mutlaka bahsetmek gerekmektedir. Özellikle Rönesans döneminden oldukça etkilenen Hırvatistan ve Hırvat sanatçıları, ülke çapında büyük eserler vermiştir. Günümüzde de varlığını sürdüren bu eserler, Hırvatistan’daki müzelerde görülebilmektedir. Bu müzeler arasında hem iç hem de dış tasarımıyla adeta büyüleyen El Sanatları Müzesi başı çekmektedir. Zagreb’de yer alan El Sanatları Müzesi, yaklaşık 100,000 eseri sergilemektedir.

Hırvatistan’daki tarihi yapılar da büyük bir ilgi görmektedir. Eski asma köprüler, kiliseler, antik binalar gibi pek çok şey ziyaretçileri büyülemeyi başarmaktadır. Fakat Hırvatistan sınırları içerisinde gerek muhteşem görüntüsüyle gerekse tarihiyle görenleri adeta kendine hayran bırakan bir katedral bulunmaktadır. 4. yüzyılda Romanesk tasarım anlayışıyla inşa edilen Aziz Domnius Katedrali, günümüzde Hırvatistan’ın bir sembolü gibi değer görmektedir. Orijinal yapısını korumasıyla da dünyanın en eski katedrali olarak kabul edilen Aziz Domnius, çan kulesi ile de dikkatleri üzerine çekmektedir.

Hırvatistan'a Gideceklere Tavsiyeler

Hırvatistan’a gideceklere verilecek tavsiyeler arasında ilk belirtilmesi gereken şey hiç şüphesiz Adriyatik Denizi kıyısında yer alan ve oldukça şirin bir şehir olan Dubrovnik’in mutlaka görülmesi gerektiğidir. Orta Çağ’dan kalma sokaklarıyla kendine hayran bırakan şehir, muhteşem sahilleriyle de unutulmaz bir tatil deneyimi yaşatmaktadır.

Hırvatistan’daki tarihi yapılar da mutlaka görülmeye değerdir. Yüzlerce yıllık eserleriyle dünyanın en ünlü yapıtlarından bazılarına sınırları içerisinde yer veren Hırvatistan, müzelerinden antik binalarına eşsiz bir deneyim yaşatmaktadır. Ziyaretçilere önerilecek bu binalar arasında başı kuşkusuz Aziz Domnius Katedrali çekmektedir. Dünyanın en eski katedrali olarak kabul gören Aziz Domnius, Split şehrine yolu düşenlerin mutlaka gitmesi gereken tarihi bir yapıdır.

Hırvatistan, doğal güzellikleriyle de kendine hayran bırakmaktadır. Birbirinden eşsiz manzaralara sahip olan Hırvatistan’da Plitvice Göllerinin mutlaka görülmesi gerekmektedir. UNESCO tarafından 1979 yılında Dünya Miras Listesi’ne alınan bu göllerin en yükseği 1230 metrede bulunurken en alttaki ise deniz seviyesinden 380 metre yükseklikte yer almaktadır.

Hırvatistan'a Giderken Alınması Gerekenler

• Hırvatistan’a yaz aylarında gidecek olan ziyaretçilere verilecek tavsiyelerden ilki, plaj malzemelerini yanlarından ayırmaması gerektiğidir. Sahilleriyle Avrupa’nın en güzel deniz turizmi merkezlerinden biri olan Hırvatistan’da muhteşem bir plaj keyfi, ziyaretçileri beklemektedir. Bu süre zarfında yakıcı güneş ışınlarından da mutlaka korunmak gerekmektedir.
• Yaz aylarında oldukça sıcak olabilen Hırvatistan’da güneş gözlüğü, şapka gibi ekipmanlar da önerilmektedir.
• Aynı zamanda güneş kreminin de seyahat çantasında bulunması gerekmektedir.
• Hırvatistan, kış aylarında da ziyaretçilerin çok fazla ilgisini çekmektedir. Bu dönemde sakin şehirleriyle unutulmaz bir kültür turu yaşatan Hırvatistan’a gidecek ziyaretçilere hava koşullarına oldukça dikkat etmeleri önerilmektedir. Kış aylarında üşütmeyecek kıyafetlerin seçilmesi tavsiye edilmektedir.
• Zaman zaman oldukça yağmurlu da olabilen Hırvatistan’a kış sezonunda gideceklere yanlarında bir şemsiye bulundurmaları da önerilmektedir.

Hırvatistan Hakkında İlginç Bilgiler

Adriyatik Denizi’nin incisi olarak görülen Hırvatistan, hakkında bilinmeyen ilginç bilgilerle büyük ilgi uyandırmaktadır. Yüzyıllardır Hırvatların yaşadığı topraklar olarak kabul edilen Hırvatistan sınırlarında yer alan şehirler, doğayla iç içe olması sebebiyle adeta bir kartpostaldan çıkmış gibi görünmektedir. Dar sokakları ve maksimum 4-5 katlı olan binalar ile dikkat çeken Hırvat şehirleri, Barok döneminin etkisiyle inşa edilmiştir.

Hırvatistan hakkında bilinmeyen şeyler arasında başı çeken şey, çok fazla adaya sahip olduğudur. Hırvatistan’da tam tamına 1246 tane ada bulunmaktadır. Bu adalardan bazılarında dünyanın en güzel sahillerinden birkaçı da bulunmaktadır. Özellikle Brac Adası’ndaki Zlatni Rat ve Brela Adası’ndaki Punta Rat; dünya üzerinde mutlaka görülmeye değer plajlar arasında yer almaktadır.

Dünyanın en çok izlenen televizyon serileri arasında başı çeken Amerikan yapımı Game Of Thrones’taki King’s Landing yani Kral’ın Şehri, Dubrovnik’te bulunmaktadır. Dubrovnik’teki pek çok tarihi mekan Game Of Thrones dizisinde yer almaktadır. Bu sebeple dizi yayınlandığı günden beri ülkeye giden ziyaretçi sayısında muazzam bir artış olmuştur.