Dünyanın En Yüksek Üçüncü Dağı: Kançencunga Zirvesi

Kangchenjunga, Nepal’in doğusunda, Hindistan’ın batı bölgesinde ve Tibet Özerk Bölgesi’nin güneyinde yer almaktadır. Himalaya Sıradağlarının üzerinde yer alan bu dağ, Dünya üzerindeki 8000 metreden yüksek olan 14 dağdan biridir. Zirve noktasının yüksekliği 8586 metre olan Kançencunga, Everest Dağı ve K2 Dağı’ndan sonra dünyanın en yüksek üçüncü dağı olarak bilinmektedir.

Kançencunga Hakkındaki İlginç Gerçekler

1852 yılına kadar Kançencunga, dünyanın en yüksek dağı olarak kabul edilmiştir. Ancak İngilizler tarafından gerçekleştirilen İngiliz Büyük Trigonometrik Araştırması, bu tezi çürütmeyi başarmıştır. 1849’da başlatılan bu araştırmanın yıllar süren hesaplamaları sayesinde, Everest Dağı’nın dünyanın en yüksek zirvesi olduğu sonucuna varılmıştır.

Kançencunga’nın beş farklı zirvesi bulunmaktadır. Bu zirvelerinden dolayı “Karın beş hazinesi” anlamına gelen Tibetçe oluşturulmuş Kançencunga ismi verilmiştir.

 Merkez, Doğu, Batı, Güney ve Kangbachen olarak adlandırılan bu zirveler sırasıyla 8586, 8505, 8482, 8494 ve 7903 metre yüksekliğe sahiptir.

1905 yılında İngiliz okültist Aleister Crowley başkanlığındaki bir grup, ilk defa Kançencunga’ya tırmanma kararı almıştır. 6500 metre kadar yükseğe tırmanan bu ilk keşif grubu, çığ tehlikesi ile karşı karşıya geldiklerinde geri çekilmek zorunda kalmışlardır. Sonraki gün ise daha yükseğe çıkmaya çalışan grup, 7600 metreye kadar ulaşmayı başarmış ancak dağcılardan bir kişi ve 3 hamal çığ altında kalarak hayatlarını kaybedince geri dönüş kararı almışlardır.

Kançencunga’nın zirvesine ulaşmak için toplam 4 rota bulunmaktadır. Bunlardan güneybatı, kuzeybatı ve kuzeydoğu olmak üzere üçü Nepal’de bulunurken, dördüncüsü Hindistan’ın Sikkim bölgesinde yer almaktadır. Everest ve K2’den farklı olarak Kançencunga’da çığ ihtimali oldukça yüksektir. Bunun sebebi sahip olduğu muson ikliminden kaynaklı çok fazla nem almasıdır. Bundan dolayı da hemen her tırmanmada çığ ihtimali büyük risk faktörü oluşturmaktadır.

Kançencunga’nın zirvesi, Sikkim halkı tarafından kutsal kabul edilmektedir. Bundan dolayı zirveye çıkmaya çalışan ilk gruplar, bu inanca saygı duydukları için tepe kısmından birkaç metre aşağısına kadar gelmişler ancak zirveye çıkmamışlardır.

Günümüzde Kançencunga’ya belirli dönemlerde tırmanışlar profesyoneller eşliğinde gerçekleştirilmektedir. Ancak iyileştirilmiş tırmanma teçhizatlarına rağmen, zirveye çıkmaya çalışan dağcıların ölüm oranı oldukça yüksektir.

1990’lardan günümüze kadar Kançencunga’nın ana zirvesine tırmanmaya çalışan insanların %20’sinden fazlası ölmüştür.

Kançencunga’ya çıkmak için turlar, çeşitli profesyonel firmalar tarafından düzenlenmektedir. Tırmanış öncesi profesyonel eğitimler verilerek, dağa çıkmanın ön hazırlığı yapılmaktadır. Firmalara göre farklılık gösterse de turlara ödenen temel ücret kişi başı 7 bin dolardan başlamaktadır.

Turların uzunluğu yaklaşık 50 gün sürmektedir. Ortalama 46 günün sonunda 8586 metrelik Kançencunga’nın zirvesine ulaşılmaktadır.

İniş ise diğer dağlarda olduğu gibi daha kısa sürmektedir.

Efsanelere Konu Olan Kançencunga

Bir zamanlar dünyanın en yüksek dağı olduğu varsayılan Kançencunga; Tibet, Nepal ve Hindistan sınırı arasında yer almaktadır. İlk keşif seferinin 1905 yılında yapıldığı dağın zirvesine ilk olarak 1955 yılında Joe Brown ve George Band tarafından tırmanılmıştır. Nesiller boyunca, dağı çevreleyen bölgelerin sakinleri tarafından anlatılan efsaneler olmuştur.

Kançencunga’nın etrafındaki bölgede Dzö-nga veya “Kangchenjunga Demon” olarak adlandırılan bir dağ tanrısının bulunduğu söylenmektedir. 1925’te bir İngiliz jeolojik keşif gezisi sırasında yerel halk ile sohbet etmiştir. Sohbet sırasında yerel halka efsaneler hakkında soru sorduklarında yerel halk, dağda iki ayaklı bir yaratık olan "Kangchenjunga Demon" adını verdikleri bir yaratıktan bahsetmiştir. 

Kançencunga’nın hem Sikkim hem de Nepal tarafındaki yamaçlarında saklı bir ölümsüzlük vadisi olduğu da iddia edilmektedir. Üstelik Tibet’te de bu vadi Beyul Demoshong olarak bilinmektedir. 1962’de Tulshuk Lingpa adında bir Tibetli Lama, 300’den fazla takipçisini Beyul Demoshong’a götürerek, ölümsüz olacaklarını iddia etmiştir.

1999’da ise filmlere konu olmaya başlayan Kançencunga, dünyanın en popüler filmlerinden olan James Bond filminde de geçmiştir. Yeni James Bond hikayesinde, havacılık teknolojisi için gizli bir formül içeren bir mikroçip, Birlik adlı bir toplum tarafından çalınmıştır. Kaçışları sırasında, uçakları Kançencunga’nın yamaçlarına düşmüş ve James Bond, formülü geri almak için bir tırmanma seferinin parçası olmuştur.