Tibet Turistik Yerleri

Kançencunga, Nepal, Hindistan ve Tibet Özerk Bölgesi’nin kesiştiği bir sınır bölgesinde bulunmaktadır. Dünyanın en yüksek dağları arasında üçüncü sırada bulunan dağ, yöre halkı tarafından çeşitli efsanelere konu olmuştur. Çığ riskinin yüksek olmasından dolayı, son yirmi yılda zirveye çıkanların %20’si çığ altında kalarak hayatını kaybetmiştir. Toplamda 5 zirvesi olan Kançencunga, bazı toplumlarca kutsal bir yer olarak da değerlendirilmektedir.

Dünyanın en yüksek dördüncü dağı olarak kabul edilen Lhotse Dağı, Nepal ve Tibet Özerk Bölgesi arasında yer almaktadır. En yüksek zirvesinin 8516 metre olduğu Lhotse Dağı’nın toplam 3 farklı zirvesi bulunmaktadır. Bu zirveler 8383 metre yüksekliğe sahip Lhotse Shar, 8414 metre yüksekliğe sahip Orta Lhotse ve 8516 metre yüksekliğe sahip ana zirve olan Nuptse’dir. Dağın güney bölümü Everest Dağı ile birleşiktir. Everest’e tırmanmadan önce pratik yapmak için ideal bir dağ olarak düşünülmektedir. Lhotse Dağı’na tırmanmak isteyenlerin Nepal Turizm Bakanlığı’ndan izin alması gerekmektedir. Uzman dağcılar dışında bireysel olarak tırmanışa izin verilmemektedir.

Makalu Dağı, Çin’in sınırları içerisindeki özerk bir bölge olan Tibet’te yer almaktadır. Dünyanın en zorlu tırmanış parkurlarından birisine sahip olan dağın zirvesine ilk defa 1955 yılında ulaşılmıştır. Günümüzde de yılda iki dönem olmak üzere tırmanışlar gerçekleştirilmektedir. Oldukça geniş bir alanı kapsayan Makula, dünyanın en büyük dağı olarak bilinen Everest’e 19 kilometre uzaklıktadır.

Çin’e bağlı Tibet Özerk Bölgesi’nde yer alan Reting Tibet, Budist manastırıdır. Atisha’nın baş öğrencisi Dromtönpa tarafından 1056 yılında yaptırılmıştır. Kadampa birliğinin merkezi olan manastır, Atisha’nın öğretisi olan Sarma eğitim sistemini benimsemiştir. Çeviriye dayalı olan bu eğitim sistemi ile Budizm metinleri Sanskritçe dilinden Tibet diline çevrilmiştir. 15. yüzyılda filozof ve din adamı Je Tsongkhapa bu manastırda reform uygulayarak Gelug Budizm okuluna dönüştürmüştür. Yapıldığı günden beri Budizm inancına hizmet veren Reting Tibet, günümüzde turizm amacıyla ziyaret edilmektedir.

Nepal ve Tibet Özerk Bölgesi’ni oluşturan sınır üzerinde yer alan Cho Oyu, 8188 metre yüksekliğe sahip bir dağdır. Muhteşem bir manzaraya sahip olan dağa ilk tırmanış; Avusturyalı ekip Joseph Joechler, Herbert Tichy ve Şerpa Pasang Dawa Lama tarafından 19 Ekim 1954 tarihinde gerçekleştirilmiştir. Cho Oyu Dağı’nda eşsiz bir maceraya atılmak isteyen ziyaretçilerin ise muhakkak tur şirketleri ile yolculuğa çıkması önerilmektedir.

Bangong Gölü, Hindistan ve Tibet arasında bir konumda bulunmaktadır. Denizden yaklaşık 4350 metre yükseklikte bulunan bir tuz gölü olmasından dolayı, uluslararası bir öneme sahiptir. Tuzlu bir suya sahip olduğu için bünyesinde herhangi bir su canlısını barındırmamakta ve çevresinde herhangi bir bitki örtüsü bulundurmamaktadır. Gölün en dikkat çekici özelliği ise yılın bazı zamanlarında yeşil, kırmızı ve mavi renklere bürünmesidir.

Çin’in Tibet Özerk Bölgesi’nde yer alan Potala Palace, Tibet mimarisinin en güzel örneklerinden bir tanesidir. İlk olarak 641 yılında Tubo Krallığı hükümdarı Songzanganbu’nun emri üzerine kraliyet sarayı ve savunma kalesi olması amacı ile inşa edilmiştir. Tuba Krallığı’nın yıkılışı sırasında sarayda bir yangın çıkmış ve büyük bir bölümü hasar alarak yıkılmıştır. 17. yüzyılda önemli lider 5. Dalai Lama tarafından günümüzdeki hali ile yeniden inşa edilmiştir. 13 kata sahip saray 360 bin metrekarelik bir alanı kaplamaktadır.

Huanglong, Çin’in Siçuan eyaletinde yer alan ulusal bir parktır. Yerli halk arasında “Dünya Harikası” ve “Yeryüzündeki Cennet” olarak nitelendirilen park, birçok doğal güzelliği bünyesinde barındırmaktadır. Huanglong muhteşem karlı dağlara, renkli traverten göletlere, gizemli ormanlara ve kıvrımlı derin dağ vadilerine ev sahipliği yapmaktadır. Ayrıca nadir hayvan türlerinin yaşamlarını sürdürdükleri park, bölgede doğal habitatın en iyi şekilde korunduğu yerlerden biridir.

Çin’e bağlı özerk bir bölge Tibet’te bulunan Kailaş Dağı, kutsal bir dağ olarak kabul edilmektedir. Dağ, dört Asya dini olan Budizm, Hinduizm, Tibet Bön ve Jainizm dinlerine mensup kişilerin hac rotaları arasındadır. İndus, Sutlej, Brahmaputra ve Kanali nehirlerinin ana kaynağı Kailaş Dağı’na çok yakın bir noktada bulunmaktadır. Hem hac yolculuğu hem de turistik amaçlı ziyaret edilen dağa gitmeden önce uygun bir gezi planı yapılması, kutsal bir dağ olduğu için zirvesine çıkılmaması ve inançların getirisine saygılı olunması gerekmektedir.