New York’ta Gökyüzüne Yükselen Üçgen Bina: Flatiron Binası

Önceki
Flatiron Binası

Flatiron Binası

Sonraki
18 dk'lık okuma
375 kişi okudu

Yaygın olarak New York’un ilk gökdeleni olduğuna inanılan Flatiron, 22 katlı ve kendine özgü çelik çerçeveli tasarımı ile New York’un en belirgin yapılarından biridir. Flatiron, şehrin en çok fotoğrafı çekilen mimari harikaları arasındadır. Bu fotoğrafların en ünlüsü ise dünyaca ünlü fotoğrafçı Edward Steichen tarafından, 1905 senesinde akşam sisi içinden yapılan klasik çekimdir.

Flatiron, şüphesiz şehirdeki en çarpıcı, ünlü ve güzel gökdelenlerdendir. Üçgen şeklindeki tasarımı ile uzaktan bakıldığında demiri andırdığı için Flatiron olarak isimlendirilmiştir. Bina, şehrin sokaklarıyla mükemmel bir şekilde uyum sağlamaktadır. Zira Fifth Avenue, Broadway ve 23rd Street’in oluşturduğu üçgen alanı tamamen doldurmaktadır.

Mimar Daniel Burn tarafından tasarlanan ve 1902 yılında inşa edilen Flatiron, New York City için tarihi bir öneme sahiptir. Günümüzde ise tamamen bir ofis binasıdır. Tüm bölge adının bu yapıdan gelmesi, Flatiron’un ikonikleşmesi sonucunda ortaya çıkmıştır. Gökdelen, şehrin en popüler yerlerinden biri olarak, birçok ziyaretçiyi ağırlamaktadır.

Simgesel Gökdelenin Ortaya Çıkışı

Chicago mimarı Daniel Burnham tarafından tasarlanan ve 1902’de inşa edilen Flatiron Building, ayırt edici üçgen şekli ile Fifth Avenue ve Broadway’in kesiştiği noktayı mükemmel bir şekilde doldurmaktadır. Binanın büyük bir Chicago müteahhitlik firması olan George A. Fuller Company için ofis olarak hizmet vermesi amaçlanmıştır.

22 katlı ve 87 metre uzunluğundaki Flatiron, hiçbir zaman şehrin en yüksek binası olmamıştır. Ancak mimarisi ile fotoğrafçılar ve sanatçılar arasındaki popülaritesi, onu yüzyıldan uzun süredir New York’un kalıcı bir sembolü haline getirmiştir. Flatiron Binası’nın adını demire benzetildiği için aldığı söylense de Broadway, Fifth Avenue ve 22.-23. caddelerden oluşan üçgen bölge "Düz Demir" adıyla tanınmaktadır.

Batı New York madenlerde servet kazanan Samuel ve Mott Newhouse kardeşler, mülkü 1899’da satın almışlardır. O zamanlar, Wall Street’in şu anki merkezinin kuzeyinde yeni bir iş merkezi inşa etmeyi planlamışlardır. Böylelikle üçgen arsa üzerinde, 20 katlı bir bina inşa etmek için çalışmalar başlamıştır. Daha sonrasında ise mülkiyet, Fuller Company’nin CEO’su Harry S. Black’e satılmıştır.

Harry S. Black, binanın planını hazırlamak için Chicago’daki ünlü mimar Daniel Burnham’ı tutmuştur. Binanın, New York 4. Cadde’deki ilk gökdelen olarak yükselmesi amaçlanmıştır. Başlangıçta binanın Fuller Company’nin kurucusu anısına, Fuller Building olarak adlandırılmasına karar verilmiş olsa da daha sonra Flatiron olarak isimlendirilmiştir.

1902 senesinde açılışı yapılan Flatiron, şekli sebebi ile alay konusu olmuştur. New York Times binayı "canavar tasarımı" olarak nitelendirmiştir. Aynı zamanda birçok kişi, ön tarafı bir buçuk metreden biraz daha geniş olan üç kenarlı yapısının kuvvetli rüzgarlarla yıkılacağından endişelenmiştir. Flatiron, sadece New York’un ilk gökdelenlerinden biri değil; aynı zamanda inşaatı halka açık olan ilk çelik-iskelet yapısı da olmuştur. Yapı mühendisleri, binanın rüzgara dayanması için çerçeveyi güçlendirmiştir.

1946 yılında Flatiron, Helmsley firmasına satılmıştır. Macmillan adlı bir şirket, Flatiron’un 21 katını tamamen kiralamıştır. Newmark Knight Frank ise Helmsley ve Macmillan mülkiyeti sırasında göz ardı edilen binayı daha sonra devralmıştır. Cephesi restore edilmiş ve dönemin gereksinimlerini karşılamak amacı ile New York’ta mevcut olan son hidrolik asansörlerin yerine, elektrikli olanlar getirilmiştir.

Fuller Company, binanın 19. katını sadece 1910’a kadar işletmiş ve daha sonra buradan taşınmıştır. Flatiron’un tarihi boyunca kiracılar arasında Rus İmparatorluğu Konsolosluğu, Murder Inc. suç örgütü ve beyazlara hizmet veren ilk restoranlardan biri olan Taverne Louis gibi ünlü isimler de yer almıştır. Bugün ise oldukça meşhur bir iş merkezi olarak hizmet vermektedir.

Büyüleyici Mimarisi ile New York’un İlk Gökdeleni

5. cadde ve Broadway’in kesiştiği konumda, Daniel Burnham’ın mükemmel mimari tasarımı ile dikkat çeken Flatiron yükselmektedir. 22 katlı bu bina, 87 metre yüksekliğe sahiptir. O zamanlar New York’ta devam eden yükseklik yarışında iddiası olmasa ve şekli nedeni ile kitlelerden karışık tepkiler alsa da bugün şehrin en popüler binaları arasındadır. Flatiron’dan önce üçgen mimari ile inşa edilen binalar olsa da hiçbir yapı, Flatiron’un yüksekliğine ulaşmamıştır.

Bir çelik iskeletin etrafına inşa edilmiş olan Flatiron Binası, kireçtaşı ve pişmiş topraktan oluşan bir ön cepheye sahiptir. Çelik bir iskelet kullandığı için nispeten kolay bir şekilde 22 kata kadar inşa edilebilmiştir. Tepe noktasındaki üçgen balkonu, sadece 2 metre genişliğindedir. Yukarıdan bakıldığında yapının bu sivri ucu, yaklaşık 25 derecelik bir dar açı ile görülmektedir.

Flatiron, 1893 Dünya Kolomb Sergisi’nde görülen Fransız ve İtalyan Rönesans etkileri ve Beaux-Arts mimarisinde tasarlanmıştır. Kusursuz bir dik üçgen şeklindedir. Binanın kalıcı popülaritesi, 1990’ların sonundan itibaren bölgenin dönüşümünü üst düzey restoranlar, alışveriş ve gezi için en iyi yerlerden biri haline getirmeye yardımcı olmuştur. Bugün Flatiron, zemin kattaki birkaç mağazaya ek olarak yayıncılık işletmelerine de ev sahipliği yapmaktadır.

Flatiron, tamamlandıktan sonra çok sayıda eleştirmen tarafından beğenilmiştir. Ünlü fotoğrafçılar Alfred Stieglitz, Edward Steichen, Childe Hassam ve Albert Gleizes’in eserlerinde yer verdiği bir bina haline dönüşmüştür. Şekli, binanın en popüler özelliği olsa da Rönesans’tan ilham alınarak tasarlanan Beaux-Arts cephesi de dikkat çekicidir. Kireçtaşı ve sırlı pişmiş topraktan yapılmış sütunlar, madalyonlar, korkuluklar binanın muhteşem manzarasına büyük katkı sağlamaktadır.

Flatiron Building’in sıradışı şekli ile en çok fotoğrafı çekilen binalardan biri olarak yerini almıştır. Bina; Friends, Spin City ve Veronica’s Closet dahil olmak üzere birçok televizyon dizisinde görülmüştür. Flatiron’un konumu, birçok mimari güzellikle çevrili Manhattan’ın tam merkezinde yer almaktadır. Madison Square Park’taki Flatiron binasının hemen yanındadır ve burası tüm iş merkezlerinin ortasında, küçük yeşil bir vaha kabul edilmektedir. Flatiron, 1966’da New York’un simgesi ve 1989’da Ulusal Tarihi Dönüm Noktası seçilmiştir.

Flatiron ziyaretçileri, lobiye girebilmektedir. Fakat yukarı ofislere çıkmak mümkün değildir. Flatiron’dan Madison Square Park ve Broadway’e olan manzaralar, dışarıdan da kolaylıkla fotoğraflanabilmektedir. Bu iş merkezi 24 saat açık, girişleri ise ücretsizdir. Hem mimari bir harika hem de New York’un en tanınmış yapılarından biri olan Flatiron, 1902’den bu yana bir şehir simgesidir.

Sevdiklerinizle Paylaşın

Amerika Birleşik Devletleri Vizesi

Amerika Birleşik Devletleri turist vizesi almayı planlayan ziyaretçiler, ilgili konsolosluklara başvurmalı, DS-160 vize başvuru formunu doldurmalı ve belirtilen evrakları eksiksiz bir şekilde teslim etmelidir.

Sıkça Sorulan Sorular

Club Zonal Sinchi Roca nerededir?

Club Zonal Sinchi Roca, Peru’nun Lima şehrinde yer almaktadır. Lima’nın Comas Bölgesi’nde bulunan bu park, eğlenceli aktiviteleriyle ünlüdür.

Parkın içerisinde hangi aktiviteler vardır?

Yüzme, futbol, voleybol, tenis gibi sporların yanı sıra bisiklet sürmek ve piknik yapmak  için de alanlar bulunmaktadır. Ziyaretçiler bu parkta, oldukça eğlenceli zamanlar geçirebilmektedir.