2024 Gezilip Görülmesi Gereken Kültürel Yerleri

Bauhaus Berlin Almanya’da popüler bir müzedir. Dünyaca kabul görmüş olan müze sergileri ve koleksiyonları ile dikkat çekmektedir. Bauhaus ile ilgili tarihsel konulara ek olarak, çağdaş mimari ve tasarımdaki güncel konulara ilişkin çok çeşitli eserlere ev sahipliği yapmaktadır. Mimarisi ve zengin koleksiyonu ile Bauhaus Berlin, yerli ve yabancı turistler için bir çekim alanı oluşturmaktadır.

ABD’nin New York eyaletinde yer alan Radio City Music Hall, birbirinden farklı etkinlik ve sahne şovuna ev sahipliği yapmaktadır. Merkezin görkemli ve takdir gören Art Deco tasarımı, 6.000 koltuklu ünlü tiyatrodan lüks özel dairelere kadar her alanda görülmektedir. İhtişamlı görüntüsü ve ünlü gösterileriyle Radio City Music Hall yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekmektedir.

New York’ta bulunan Metropolitan Opera, dünyanın dört bir yanından en yaratıcı ve yetenekli şarkıcıları ağırlayan bir salondur. Burada şefler, besteciler, müzisyenler, sahne yönetmenleri, tasarımcıları, görsel sanatçılar, koreograflar ve dansçılar için canlı performans sergilemektedir. New York eyaletinin en ünlü binalarından biri olan Metropolitan Opera’da yılda 300’den fazla etkileyici performans düzenlenmektedir.

New York’un mücevheri lakaplı The Frick Collection, bir zamanlar sanayici Henry Clay Frick’in evi olan binada yer almaktadır. 16 galeriden oluşan müzede, özenle seçilmiş tablo ve heykeller, Frick ailesine ait mobilya ve obje koleksiyonları ile beraber sergilenmektedir. Müze, yılda 300.000’den fazla ziyaretçiyi ağırlamakta olan bir destinasyon olarak bölgeye turist çekmektedir.

Londra’da bulunan Victoria ve Albert Müzesi dünyanın en büyük tasarım, uygulamalı ve dekoratif sanatlar koleksiyonuna ev sahipliği yapmaktadır. Müze ev sahipliği yaptığı farklı kültürlerden binlerce eserle dünyanın en geniş kapsamlı müzelerinden birisidir. İlgi çekici eserleri, geniş kapsamlı kütüphanesi ve hayran bırakan yapısı ile Victoria ve Albert Müzesi, Londra’nın en popüler turistik merkezlerinden birisidir.

Londra Doğa Tarihi Müzesi İngiltere’nin başkentinde bulunan bir sergi alanıdır. Botanik , entomoloji , mineraloji , paleontoloji ve zooloji olmak üzere beş ana koleksiyonda milyonlarca parçanın sergilendiği müze inanılmaz yapısıyla ziyaretçileri kendine hayran bırakmaktadır. Birçok farklı alana sahip olan müze zengin koleksiyonu ile bölgeye ziyaretçi çekmektedir.

Camden Pazarı İngiltere’nin başkenti Londra’da bulunan  Camden Market veya Camden Lock olarak anılan büyük bir perakende alışveriş yeridir. Londra’nın en büyük ve popüler alışveriş alanı olan pazar, bünyesinde barındırdığı çeşitli kültürel ürünleriyle özellikle turistler arasında oldukça popülerlik kazanmıştır. Yüzlerce çeşit ürünü bünyesinde barındıran pazar haftanın her günü ziyarete açıktır.

Volkanik yapıların oluşturduğu doğal güzelliği ile birlikte Roma ve Yunan medeniyetlerine de ev sahipliği yapmış olan Phlegraean Fields, Napoli’nin en geniş alana yayılmış turistik mekanlarından birisidir. Bölgede bulunan volkanik kraterler, Arkeoloji Parkı ve Arkeoloji Müzesi her yıl yüz binlerce turist tarafından ziyaret edilmektedir.

İtalya’nın Capri Adası’nda bulunan Casa Malaparte, yazar Curzio Malaparte için inşa edilmiş izole bir yaşam alanıdır. Uçurum kenarında, taşlar üzerinde yükselen yapı, klasik mimari kullanılarak tasarlanmıştır. Denizle ve doğayla iç içe bir konumda olduğundan, evin inşasında da doğal malzemeler ve renkler tercih edilerek bir ahenk yakalanmasına özellikle dikkat edilmiştir. Malaparte’nin inzivaya çekilip yazılarını yazdığı bir villa olan Casa Malaparte, sahibinin ölümünden sonra günümüzde özel etkinlikler için kullanılan bir mülk halini almıştır.

İtalya’nın Bolonya şehrinde bulunan Maggiore Meydanı; 13. yüzyıl ve sonrasının mimarisine, yaşam tarzına, dini ve idari yapısına ışık tutmaktadır. Salaş ama etkileyici olan bu meydanda; Enzo Sarayı ve San Petronino Katedrali gibi alanlar, görkemi artırmaktadır. Zamanında belediyenin satın aldığı bir alan, şu an bile Orta Çağ özelliklerinden haber veren bir yer konumundadır.

Akropolis üzerinde yer alan diğer Athena-nike Tapınağı, Akropolis’in tepesinde tarihin zorlu zamanlarına direnen kalıntılarıyla ziyaretçileri beklemektedir. Çeşitli heykellerin yer aldığı tapınak, yaz ve kış olarak 2 farklı dönemde ziyarete açıktır. Yaz ayları; 1 Nisan’dan başlayarak 08.00 ile 19.00 saatlerinde, kış ayları; 08.00 ile 17.00 saatlerinde ziyarete açıktır.

Yunanistan’da bulunan Atina Savaş Müzesi; girişinde bulunan uçak ve tanklar eşliğinde, ilk dakikadan itibaren ziyaretçilerini adeta bir savaşın içine sokmayı başaracak parçalarıyla ilgi çekmektedir. Yunanistan dahil birçok medeniyetin tarihi hakkında detaylı bilgi veren bu müze, tarih ve kültür severler tarafından yıl boyunca ziyaret edilmektedir.

Şarap Tanrısı Dionysos’a adanan ve Antik Yunan’dan bu yana önemini hiç yitirmemiş olan Dionysos Tiyatrosu adeta zamana direnmekte ve ihtişamından hiçbir şey kaybetmemiş halde her geçen yıl daha fazla turistin ilgisini çekmektedir. Tiyatro ve çevresindeki tüm yapılar, tarihe ilgi duyan misafirlerin odak noktasıdır.

Prag’daki Kafka Müzesi, ünlü yazar Franz Kafka’nın notlarını, çizimlerini ve taslaklarını da bünyesinde barındıran ünlü bir kültür sanat durağıdır. Prag’ın simge müzelerinden biri olarak ünlü Çek sanatçıların Kafka’ya adamış oldukları eserler de müzede sergilenmektedir.

2006 yılında kurulmuş olan Stavros Niarchos Foundation Cultural Center Pire, Atina’nın en büyük yeşil alanları arasındadır. Açık hava etkinlikleri başta olmak üzere birçok aktivitenin gerçekleştirildiği park, belediyeye ve vakfa bağlıdır. Burada yapabileceğiniz faaliyetler arasında bisiklet kiralama hizmeti ve su jetleriyle turlar bulunmaktadır. Ayrıca içerideki kafe ve restoranlarda vakit geçirebilirsiniz.

Fransa’nın Angers şehrinde bulunan Musee des Beaux-Arts, Eski Çağ’dan günümüze ulaşan birçok tarihi esere ve sanat koleksiyonuna ev sahipliği yapmaktadır. Müze, iki rotaya ayrılarak dolaşılabilmekte ve ziyaretçileri pek çok sanat eseriyle buluşturmaktadır.

İslam ve İspanyol mimarisinin bir arada bulunduğu Generalife, El Hamra sarayında yaşayan padişahlar ve emirleri için bir dinlenme alanı olarak tasarlanmıştır. Büyüleyici doğası ve tarihiyle ziyaretçilerine unutulmaz anlar yaşatan saray göz alıcı bir bahçeye de sahiptir. Yüzyıllar içerisinde bir çok değişikliğe uğramasına rağmen Generalife’ın özü korunmuştur.

Medinetü’z-Zehra Sarayı Emeviler döneminden kalma en önemli İslami yapılardan biridir. Yüzyıllar içerisinde yıkılmaya yüz tutan Medinetü’z-Zehra günümüzde dünyadaki en önemli arkeolojik alanlardan biri olarak kabul edilmektedir. Geniş bir alanda içerinde bulunan yapılar ile bir saraydan daha çok saray şehri olma özelliği göstermektedir. Medinetü’z-Zehra Sarayı 2018 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası Alanı olarak seçilmiştir.

Santiago de Compostela Katedrali, İspanya’da bulunan Gotik ve Barok mimarisinin başyapıtlarından biridir. Katedral, Hz. İsa’nın havarisi Büyük Aziz James’in mezarı üstünde yer almaktadır. Katedral, binlerce Katolik Hristiyan topluluklarının hac ibadetinin son durağıdır.

Hollanda’nın Rotterdam Şehrinde yer alan çarpıcı ve yenilikçi bir tasarım olan Cube House, her yıl milyonlarca ziyaretçiyi ağırlamaktadır. Cube House, geleneklere karşı gelen Piet Blom tarafından tasarlanmış gerçekten görülmeye değer bir yapıdır. 70’lerin sonunda inşa edilmiştir. Zaman içerisinde de müze haline dönüşmüştür.