Doğası ile Etkileyen Romanya Hakkında Bilgiler

Güneydoğu, orta ve doğu Avrupa’nın kavşağı olarak görülen Romanya’nın; güneyinde Bulgaristan, kuzeyinde Ukrayna, batısında Macaristan, güneybatısında Sırbistan, doğusunda Moldova ve güneydoğusunda Karadeniz bulunmaktadır. Transilvanya gibi tarihi bölgeleriyle tanınan Romanya, otantik kültürüyle de Avrupa’daki en güzel turizm merkezleri arasında yer almaktadır. Romanya ile ilgili bilgilerden bahsederken doğasına da mutlaka değinmek gerekmektedir. Danube Deltası, Poiana Brasov ve Transilvanya Alpleri; görenleri adeta büyüleyen eşsiz doğa manzaralar arasındadır.

Barok döneminin en nadide örneklerini bünyesinde barındıran Romanya, kitaplara ve filmlere konu olmuş yapılarıyla da oldukça ilgi çekmektedir. Ülke, özellikle kasvetli bir yapıya sahip olan şatolarıyla tanınmaktadır. Genellikle 15 ile 17. yüzyıl arasında inşa edilmiş olan bu şatolar, Avrupa’nın orta çağ dönemindeki en büyük efsanelerinden birine ev sahipliği yapmışlardır. Drakula’nın Corvin Şatosu, Peles Şatosu ve Bran Kalesi gibi tarihi yerlerde yaşadığına inanılmaktadır. Günümüzde bile Hollywood filmlerine konu olan Kont Drakula ve vampirler efsanesi, bu özel mekanlarda doğmuştur. Ülkenin sahip olduğu bu ve daha ilginç inanışlar, kültürü, tarihi, otantik yapısı kısaca Romanya hakkında her şey turistleri cezbeden çok sayıda unsur içermektedir.

Romanya'nın Tarihi

Avrupa’da varlığı kesinleşen en eski insan kalıntılarının bulunduğu topraklar olan Romanya, ilk insanların evi olarak bilinmektedir. Yaklaşık 40,000 yıl öncesinde Peştera cu Oase yani Kemikli Mağara’da bulunan kalıntılar, Avrupa’daki ilk insan izleri olarak kabul edilmektedir. Bu tarihten sonra MÖ 6000’de ilk modern yerleşik yaşamın da Romanya’da başladığı düşünülmektedir. Bu dönemde ülkede dağınık ve küçük olan kabilelerden bahsetmek mümkündür. MÖ 3000’e gelindiğinde ise Avrupa’da insana ait ilk kültürel faaliyetler gerçekleştirilmeye başlamıştır.

Antik Çağ’a gelindiğinde Romen, Daçyalı, Germen ve Sarmatyalıların yaşadığı Romanya topraklarında kurulan ilk devlet, Daçya Krallığı’dır. Bu devletin kuruluşu, MS 101-107 yılları arasında gerçekleşmiştir. Romen toprakları, bu tarihten itibaren özellikle Roma İmparatorluğu tarafından defalarca kuşatılmıştır. Bununla birlikte Gotlar, Hunlar, Avarlar ve Slavların baskısını yaşayan Romanya, 9. yüzyılda I. Bulgar Devleti’nin bir parçası haline gelmiştir. Bu olayın ardından 14. yüzyılda kendilerine ait ilk devleti kuran Romenler, kısa bir süre sonra Osmanlı İmparatorluğu’nun hakimiyeti altına girmişlerdir. Yüzyıllar boyunca süren bu hakimiyetin ardından Romanya, ancak 1859 yılında resmi olarak kurulabilmiştir.

Romanya tarihi oldukça çalkantılı ve karışıktır. Yüzyıllar boyunca birçok medeniyetin etkisinde kalan Romen halkı, ancak 19. yüzyılda bağımsızlığına kavuşmuştur. Bu etkiler doğrultusunda sanatta da çok farklı yollara ayrılan Romanya’da özellikle Barok anlayış baskın olarak hissedilmektedir. Romanya sanat tarihinin en aydınlık dönemi olarak görülen 15 ile 17. yüzyıl arasında inşa edilen şatolar, Avrupa’nın en görkemli Orta Çağ yapıları arasında gösterilmektedir.

Romanya Denildiğinde İlk Akla Gelenler

Kont Drakula efsaneleriyle Orta Çağ döneminin en korku duyulan topraklarından biri haline gelen Transilvanya, Romanya’nın en belirgin özelliklerini taşıyan şehirler arasında başı çekmektedir. Kurgusal karakter olan vampirlerin anavatanı olarak gösterilen Transilvanya’da, Orta Çağ’da inşa edilen şatolar görülmeye değer mekanlardır. Kont Drakula ve eşlerinin evleri olarak gösterilen bu şatolar, Avrupa’daki en güzel yapılar olarak gösterilmektedir. Corvin Şatosu, Peles Şatosu ve Bran Kalesi olarak bilinen bu yapılar, Romanya gezisinde mutlaka görülmesi gereken yerlerin başında gelmektedir.

Ülkeyle simgeleşen Karpat Dağları muhteşem manzaraların yanı sıra buzul gölleri ve şelaleleri ile dikkat çekmektedir. Bu olağanüstü güzellikteki dağlar, profesyonel ve amatör ziyaretçiler için farklı tırmanış rotalarına sahiptir.

Avrupa'nın en iyi korunmuş ve en büyük doğal alanlarından birisi olan Tuna Deltası hem birbirinden eşsiz kuş türlerinin hem de Romanya’nın büyüleyici doğal yaşamının gözlenebileceği, ülkeyi dünyaya duyuran önemli lokasyonlardan birisidir. Özellikle sonbahar ve kış aylarında ziyaretçilerinin akınına uğrayan bu doğal güzelliklerin dışında Mamaia ve Vama Veche, yaz güneşinin berrak mavi sularla birleştiği, Romanya’nın en ünlü tatil beldeleridir.

Romanya'ya Gideceklere Tavsiyeler

Romanya’ya gidecek olan turistlere verilecek ilk tavsiye, Orta Çağ döneminde inşa edilen şatoların mutlaka görülmesi gerektiğidir. Transilvanya Bölgesi’nde yer alan Corvin Şatosu, Peles Şatosu ve Bran Kalesi; Avrupa’da Orta Çağ mimarisinin en güzel örneklerinden sayılmaktadır. Özellikle Transilvanya Alplerinin eteklerinde yer alan Peles Şatosu, muhteşem manzarasıyla ziyaretçilerine unutulmaz bir deneyim yaşatmaktadır.

Ayrıca UNESCO tarafından Dünya Miras Listesi’ne alınan bir köy olan Maramures’in turistler tarafından mutlaka görülmesi gerekmektedir. Dünya üzerinde ahşap işçiliğin en güzel örneklerini bünyesinde sergileyen Maramures; kiliseleri ve evleriyle büyük bir ilgi çekmektedir.

Romanya’da görülmesi gereken yerler arasında Karpat Dağları da bulunmaktadır. Özellikle kış aylarında Avrupa’da yer alan kayak merkezlerinin başında gelen Karpat Dağları, ziyaretçilerine unutulmaz bir tatil deneyimi yaşatmaktadır. Bu eşsiz manzaralara sahip dağlar, ülkenin kültüründen tarihine, geleneklerinden mutfağına dek pek çok şeyi etkilemiştir. Karpatlar mutfağı olarak da bilinen Romen lezzetleri arasında; ciorba de burta, ciorba de fasole, mamaliga ve mititci gibi özel yemekler bulunmaktadır. Romanya’ya giden ziyaretçilere ülkenin geleneksel mutfağını deneyimlemeden dönmemeleri önerilmektedir.

Romanya'ya Giderken Alınması Gerekenler

• Romanya’ya yaz aylarında gidecek olan ziyaretçilere ince kıyafetler seçmeleri önerilmektedir. Özellikle tarihi mekanlara yapılacak geziler sırasında patikalardan güneşin altında geçmek, sıcak nedeniyle yorucu olabilmektedir. Bu sebeple yazlık kıyafetlerin yanı sıra güneşten koruyacak şapka ve gözlük gibi aksesuarlar ziyaretçilere tavsiye edilen eşyaların başında gelmektedir.
• Ülkenin muhteşem sahillerinde keyif yapmak isteyen turistlerin, mayo, havlu ve terliklerini yanlarında getirmeleri gerekmektedir.
• Romanya’ya kış mevsiminde ziyarette bulunacak turistlere verilecek tavsiyelerden ilki, olabildiğince kalın kıyafetleri seyahat çantasına koymaları gerektiğidir. Transilvanya gibi bölgeler, kış aylarında etkileyici kar manzaralarına sahip olabilmektedir.
• İlkbahar ve sonbahar dönemlerinde Romanya’yı ziyaret edecek olan ziyaretçilerin ise dikkat etmeleri gereken başlıca şey, yağmurdur. Özellikle sonbaharda Romanya’da sıkça yağmur yağabilmektedir. Bu sebeple ziyaretçilerin yanında yağmurluk ya da şemsiye gibi ekipmanları bulundurması tavsiye edilmektedir.

Romanya Hakkında İlginç Bilgiler

Romanya, özellikle tarihi bilinmezlerle dolu bir ülkedir. Hakkında bilinmeyenlerle dikkatleri üzerine çeken Romanya, yüzyıllar boyunca farklı medeniyetlerin etkisi altında yaşamıştır. Bunlar arasında en etkin rol oynayanlar Osmanlı ve Roma devletleridir. Hatta ülkenin ismi Latince’deki Romanus kelimesinden türetilmiştir. Bu kelime, Roma İmparatorluğu vatandaşı anlamı taşımaktadır.

Tüm dünyanın adını bildiği bir efsane olan Kont Drakula, Romanya topraklarında yaşamıştır. Günümüzde sinema filmlerine, fantastik romanlara ve hatta çizgi filmlere bile konu olan Kont Drakula, Avrupa’nın en bilinen efsaneleri arasındadır. Esasen bir Eflak prensinin kurgusal varlığı olan Kont Drakula, 1431 yılında doğmuş III. Vlad ya da daha tanınan adıyla Kazıklı Voyvoda’dır. Yaşadığı dönem boyunca yaptığı gaddar faaliyetlerle tanınan III. Vlad, düşmanlarına adeta korku salmıştır. Bir dönem Fatih Sultan Mehmet ve Osmanlı Ordusu ile karşı karşıya gelen Kazıklı Voyvoda, karşılaştığı pek çok düşmanı alt etmeyi başarmıştır.

Transilvanya Bölgesi’nde yaşadığına inanılan Kont Drakula, dünyaya yazar Bram Stoker tarafından 1897 yılında aynı adı taşıyan kitapla tanıtılmıştır.