Şarapları İle Ünlü Strazburg Hakkında Bilgiler

Strazburg Fransa ve Almanya sınırında bulunan, yüzyıllar boyunca çok defa bayrak değiştiren; günümüzde ise iki ülke arasında pasaport bile göstermeden geçiş sağlanan bir lokasyondur. Avrupa Birliği’nin bütünlüğünü ve dostluğunu simgeleyen şehirde birçok AB binası bulunmaktadır. Zengin tarihi ve kültürel mirasıyla kentte atılan her adımda tarihi bir yolculuk yapılmaktadır. Orta Çağ’dan kalma yarı ahşap evlerin camlarından Ren Nehri’nin kollarının oluşturduğu kanallar yansımaktadır. Avrupa’nın en yüksek binası olan Astronomik Saat Kulesi, Victor Hugo’nun kitaplarında betimlediği Strazburg Katedrali gibi mutlaka görülmesi gereken tarihi mekanlara ev sahipliği yapmaktadır.

Fransız ve Alman kültürlerinin muhteşem bir şekilde birbiriyle harmanlandığı Strazburg’ta, her iki kültürün de etkileriyle şekillenen Alsas bölgesinin kendine has tınıları hissedilmektedir. Yaklaşık beş yüzyıl boyunca farklı kültürleri ağırlayan Strazburg ile ilgili bilgilere kısaca bakıldığında, yemek kültürünün de bu çeşitlilikten nasibini aldığı görülmektedir. Alsas mutfağı, geleneksel Alman yemeklerini Fransız zarafetiyle birleştirmiştir. Alsas bölgesi, Alman tarzı lezzetli biralarının yanında, bölgeye has üzüm bağlarından elde edilen ünlü Riesling şarabıyla da adını duyurmuştur.

Masallarda betimlenen bir atmosferin gerçek dünyadaki varlığına örnek olabilecek Strazburg hakkında her şey tarihe, kültüre, sanata; yaşamın keyfine doymayı sağlamaktadır. Avrupa’nın genelinde, şehir Noel’in en güzel kutlandığı yer olarak nam salmıştır. 1570 yılına dayanan bu Noel Pazarı geleneğinin yanında, şehirde yılın neredeyse her günü bir kutlama, sanat etkinliği düzenlenmekte ya da pazar kurulmaktadır.

Strazburg'un Tarihi

Roma imparatoru Augustus tarafından kurulan Strazburg, aslen bir Kelt köyüdür. Romalılar döneminde Argentoratum adında bir garnizon kasabası haline gelmiş ve 5. yüzyılda Franklar tarafından ele geçirilerek, bugünkü adının türetildiği Strateburgum adını almıştır. 1681 yılında Almanlardan Fransızlara geçen Strazburg, 1789 Fransız Devrimi’nin de etkisiyle Fransız kültürünün etkisini iyice benimsemeye başlamıştır. 19. yüzyılın ikinci yarısında yeniden Alman İmparatorluğu’na dahil edilerek Alsas-Loren eyaletinin başkenti yapılan kent; I. Dünya Savaşı’nın ardından 1919’da yeniden Fransa’ya katılmıştır. 1940 yılında II. Dünya Savaşı’nda Fransızların yenilmesiyle yeniden Alman hükümdarlığına geçen Strazburg, son olarak 1944’ün sonundan bu yana Fransa egemenliğindedir. 1979’da Avrupa Parlamentosu’nun açılmasıyla uluslararası bir statü kazanan Strazburg, Avrupa’nın başkenti olarak anılmaktadır. Şehir Avrupa Parlamentosu, Avrupa Konseyi, Avrupa Bilim Vakfı ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin merkezi olarak kabul edilmektedir.

Unesco Dünya Mirasları Listesi’nde yer alan Strazburg, Orta Çağ ve Rönesans mimarisinin etkisiyle bir açık hava müzesi gibidir. Tanık olduğu bir dizi tarihi olay ve coğrafi konumunun sağladığı çeşitlilik şehrin sanat tarihine de yansımıştır. Alsace bölgesine başkentlik eden kent, sanatın her türüne önem vermektedir. Şehirde çok sayıda müze bulunmakta ve dünyaca ünlü müzik ve sinema festivalleri düzenlenmektedir.

Strazburg Denildiğinde İlk Akla Gelenler

Strazburg, akla ilk olarak Avrupa Birliği görüşmelerine ev sahipliği yapan şehir olarak gelmektedir. 

Cenevre ve New York’la beraber, ülke başkentliği yapmadan uluslararası bir organizasyon merkezi barındıran az sayıda kentten biridir. Şehir, ‘Avrupa’nın başkenti’ ünvanını taşımaktadır. Avrupa Parlamentosu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Avrupa Konseyi’nin bulunduğu şehrin en belirgin özelliklerinden biri iş, ticaret, kültür ve politika merkezi olarak dünyada önemli bir rol oynamasıdır.

Strazburg’un şaraplık üzüm bağları oldukça meşhurdur. Bu nedenle, şaraplarıyla nam salmış Fransa’nın hiçbir yerinde benzeri bulunamayacak Alsas lezzet notalarına sahip şaraplar üreten Strazburg, şarap gurmelerini mutlu edecek bir lokasyondur. Şehrin en ünlü yemeklerinden biri olan, incecik hamurun üzerine çeşitli malzemeler konularak odun ateşinde pişirilen, Alsace bölgesinin pizzası denilebilecek tarte flambe de bu lezzetli şaraplara harika bir eşlikçi olacaktır.

Strazburg’un en belirgin özelliklerinden bir diğeri de şehrin en eski binalarının bulunduğu Petite France bölgesidir. Bölge, Ren Nehri’nden uzanan kolların kanal halini almasıyla şehre kattığı film sahnesi atmosferiyle ziyaretçileri büyülemektedir. Üzeri cam kaplı gemilerle yapılan nehir turları, şehirde yapılabilecek en güzel aktivitelerden biridir.

Strazburg'a Gideceklere Tavsiyeler

Birden fazla Avrupa Birliği binasına ev sahipliği yapan Strazburg, ziyaret etmek için Avrupa’nın en güvenli şehirlerinden biridir. Geniş güvenlik önlemleri olan şehirde herhangi bir terör ya da hırsızlık saldırısına uğrama riski oldukça düşüktür. Yankesicilik olayları çok yaygın olmamakla birlikte, Paris’teki Notre Dame Katedrali’nin kız kardeşi olan Strazburg Notre Dame Katedrali’nin bulunduğu bölgede dolaşırken ziyaretçilerin sağduyusunu koruyup dikkatli olmalarında fayda vardır. Toplu taşımalar, herhangi bir büyükşehirde olduğu kadar kalabalıktır; taksiyle ulaşım ise kentteki en güvenli seçenektir.

Strazburg, turistik popülasyonu oldukça yüksek bir şehir olmasının yanı sıra, aynı zamanda öğrenci kentidir. Bu nedenle, hayatın nispeten pahalı olduğu bölgeler mevcut olsa da herkesin bütçesine hitap eden alanlara da sahiptir.

Strazburg’ta bisiklet kullanımı oldukça yaygındır. Vélhop isimli, şehrin belediyesine ait bir bisiklet paylaşım programı bulunmaktadır. 7/24 hizmet veren bu sistemde standart, elektrikli, tandem ve çocuk bisikletleri bulunmaktadır. Kısa süreli abonelikleri ücretsiz olarak, sonrasında saat başı sadece 1 Euro ödenerek bisiklet kiralanabilmekte ve şehir gezilebilmektedir.

Şehrin tarihi merkezi Grande île’de dolanmak, bisiklet kiralayıp Strazburg sokaklarında kaybolmak, Ren Nehri kenarında piknik yapmak, Picasso’dan Gustave Dore’a uzanan tablo koleksiyonun bulunacağı Modern Sanatlar Müzesi’ni keşfetmek; Paris Notre Dame Katedrali’nin kardeşi, Victor Hugo’nun kitaplarında betimlediği Strazburg Katedrali’ni ziyaret etmek gibi sayısız etkinlik seçeneklerini değerlendirmeden gezi noktanmamalıdır.

Strazburg'a Giderken Alınması Gerekenler

Strazburg, denizden uzak olmasına rağmen, kışları serin ve yazları oldukça sıcak olan okyanus iklimine sahiptir. Çoğu Avrupa şehri gibi kasvetli bir havası ve her an yağmur yağma ihtimali bulunmaktadır. Bu nedenle şehri ziyaret edenlerin yanlarına havanın aniden serinlemesi ya da yağmur ihtimalini göz önünde bulundurarak kıyafet seçimi yapmaları önerilmektedir.

Strazburg, Almanya ve Fransa sınırında konumlanmış, Fransa’nın Alsas bölgesine ait bir şehirdir. Bu nedenle birincil dil Fransızca’dır. Turistik bir şehir olduğu için İngilizce de yaygın olarak kullanılsa da yanınızda Fransızca başlangıç düzeyinde bir sözlük bulundurulması faydalı olacaktır. Ayrıca bölgenin prizleri C ve E tipinde olduğundan, elektronik eşyaların şarj edilebilmesi için priz dönüştürücü gerekecektir.

Strazburg yürüyerek de keşfetmeye uygun bir lokasyondur. Bu nedenle ziyaretçilerin yanlarına en rahat yürüyüş ayakkabılarını almayı unutmamaları önemle tavsiye edilmektedir.

Strazburg Hakkında İlginç Bilgiler

Yüzyıllardan bu yana Ren Nehri üzerinde stratejik bir konuma sahip Strazburg, Roma döneminden beri uğruna savaşlar verilen bir lokasyondur. 

Fransa ve Almanya arasında 74 yılda dört kez bayrak değiştiren şehrin sakinleri, evlerini bile değiştirmeden milliyet değiştirme deneyimi yaşamışlardır. II. Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa Birliği’nin sembolü olarak seçilen şehrin Strazburg olması şaşırtıcı değildir. Bu nedenle şehrin dört bir yanında Almanya ve Fransa dostluğunu temsil eden heykeller, yapılar ve AB binalarına rastlanmaktadır.

Strazburg hakkında bilinmeyenlerden bahsetmek gerekirse, bu kadar çok bayrak değişikliğinin olduğu bir tarihi şehirde, halkın kendine has bir kimlik olarak bağlandığı Alsas dilinin doğuş hikayesine değinmek önemlidir. Her bayrak değişiminde farklı bir dil konuşmaya zorlanan Strazburg halkı, Fransızca ve Almanca karışımı bir dilin doğmasına aracılık etmiştir. Alsas dili, bugün Strazburg’ta çoğunlukla yaşlı insanlar tarafından konuşulan bir Alman lehçesi olarak geçmektedir. Genç nesillerin bu dili yaşatmaya devam etmesi için bölgedeki okullarda halen öğretilen dil, şehrin sokak tabelalarında da yer almaktadır.

Paris’teki Notre Dame Katedrali’nin kız kardeşi olarak geçen Strazburg Katedrali, öyle ihtişamlı ve büyüktür ki nefes kesici görkemini fotoğraf karelerine sığdırmak dahi zordur. Benzersiz bir mimari harikası olan bu katedral, mükemmeliyetin fiziksel hali gibidir. Şehirdeki tek kusur da bu mükemmelliktir denebilir. Oldukça düzenli bir planlamaya sahip Strazburg’ta, yaşam da aynı düzende akmaktadır. Akşam 7’den sonra şehirdeki hayat akışı yavaşlamaktadır.