Bohem Atmosferi ile Rio’nun Büyüleyici Semti: Santa Teresa

Brezilya’nın Rio de Janeiro şehrinde bulunan Santa Teresa, popüler bir semttir. Dar, dolambaçlı sokakları, parlak boyalı duvarları ve dünyanın en eski tramvayının sesi ile Rio’nun dağlarında yer alan semt kendine has güzellikleri ile oldukça karakteristiktir. Hiç düşünmeden Rio’nun en renkli mahallesi olarak nitelendirilebilecek Santa Teresa’da görülmesi gereken birçok cazibe merkezi vardır. Ayrıca Brezilya’nın milyonlarca kişilik metropollerinden farklı olarak nispeten daha tenha bir lokasyondur. Copacabana ve Ipanema’nın kalabalığından uzakta, huzurlu, sessiz ve sakin bir ortama sahiptir.

Tepeden tırnağa rengarenk mozaiklerle süslenmiş Escada Selaron, Santa Teresa’daki sanatçıların hünerlerinin belki de en ünlü örneğidir. Bu meşhur merdiven 2012’de Şilili sanatçı Jorge Selaron tarafından Brezilya halkına armağan edilmiştir. Sayısız sanat eserine ek olarak stüdyoları, sanat galerileri ve küçük müzeleri ile birçok kolonyal bina da Santa Teresa’nın kültürel zarafetine katkıda bulunmaktadır. Belirli aralıklarla sokaklarında dolanan tramvay, alanında dünyanın en eskisi olduğu için kültürel ve tarihi bir öneme sahiptir.

Geçmişten Bugüne Santa Teresa’nın Yolculuğu

Santa Teresa semti, 18. yüzyılda kendisiyle aynı adı taşıyan manastırın çevresinde gelişmeye başlamıştır. Başlangıçta, şehrin ilk yerleşim merkezlerinden biri olan bu bölge üst sınıf tarafından iskân edilmiştir. Bunun bir sonucu olarak dönemin Fransız mimarisinden ilham alan ve birçoğu bugün ayakta olan binalar ortaya çıkmıştır. Santa Teresa kuruluşundan bu yana birçok Avrupalı göçmene ev sahipliği yapmaktadır.

1850 yılına gelindiğinde Santa Teresa, şehirdeki sarıhumma salgınından kaçan insanlar tarafından bir sığınak olarak kullanılmıştır. Zira bu bölge kendisini çevreleyen semtlere oranla salgından daha az etkilenmiştir. 1872 yılında semtin tarihi tramvayı, Joaquim Murtinho ve Almirante Alexandrino sokaklarından geçmeye başlamış ve kısa sürede Santa Teresa’nın simgesi haline gelmiştir. Başlangıçta katırlar tarafından çekilmiş, daha sonra motorlar ve elektrik şebekesi ile donatılmıştır. Eski fotoğraflardan renklerinin yeşil, gümüş ve mavi olduğu bilinmektedir. Ancak mahalle sakinlerinin tramvayın semtin yeşillikleri arasında kaybolduğuna dair şikayetleri üzerine sarıya boyanmak zorunda kalmıştır. Tramvay, ilk yolculuğunu yaptığı 1896’dan beri Carioca Su Kemeri üzerinden semte ve şehir merkezine doğru ilerlemektedir.

19. yüzyılda, çoğu Alman olan göçmen Avrupalıları içeren Rio’nun üst sınıfı Santa Teresa’da yaşamaktadır. Avrupa elçilikleri de bu nedenle Santa Teresa’ya yerleştirilmiştir. Bugün, Santa Teresa artık Rio’nun lüks mahallelerinden biri olmasa da bir sanat semti olarak cazibesini korumayı başarmıştır. Santa Teresa’nın duvarlarının ve evlerinin çoğu, renkli oldukları kadar sanatsal resimlerle dekore edilmiştir. Turistler arasında çok popüler olan tipik dar ve dolambaçlı sokaklar, Art Deco cephelerle kaplıdır.

Santa Teresa’da Gezilecek Yerler

Santa Teresa’nın en bilinen mekânları arasında; klasik bir Brezilya bistrosu olan Bar do Mineiro tropik bahçesi, French-Brezilya Aprazivel panoramik terası, Amazon bölgesinden yemekleriyle Espirito Santo restoranı öne çıkmaktadır.

Santa Teresa’daki eski bir konağın kalıntılarını içeren ve halka açık bir park olan Parque das Ruinas, Guanabara Körfezi’nin muhteşem manzarasını sunmaktadır. Park aynı zamanda hafta boyunca gerçekleştirilen tiyatro, sirk ve müzik programları ile önemli bir açık hava kültür merkezidir. Museu da Chácara do Céu ise ulusal ve uluslararası eserlerin yanı sıra eski Brezilyalı sanatçıların çalışmaları da dahil olmak üzere küçük ama kapsamlı bir sanat koleksiyonuna sahiptir. Ekim ayında Santa Teresa, yerel sanatçıların evlerini ve stüdyolarını bir açık hava sergisinde açtığı bir hafta sonu etkinliği olan Arte de Portas Abertas’a ev sahipliği yapmaktadır.

Semtin en etkileyici aktivitelerinden biri şüphesiz Santa Teresa Tramvayı’na binmek ve harika sürüş manzarasının tadını çıkarmaktadır. Arcos da Lapa’yı geçerek semtin ve şehir merkezinin, Guanabara Körfezi’nin manzaraları ziyaretçilere unutulmaz bir gezi deneyim sunmaktadır. Tramvayın köklü tarihine ilişkin bir müze de semtte ziyarete açıktır. Müze, Santa Teresa garajı ve teleferik bakım yerinin girişinde yer almaktadır. Hafta içi her gün 09.00 ile 16.30 arasında ücretsiz olarak ziyaret edilebilmektedir.

Escadaria Selaron, Convento de Santa Teresa’dan Rua Joaquim Silva’ya uzanan ünlü merdivendir. Bu merdivende atılan her adım benzersizdir. Zira dünyanın dört bir yanından getirilen seramik, ayna ve fayanslardan yapılmıştır. Merdiven ve çevresindeki alan yerel zanaatkarların el yapımı oyuncak bebekleri, tabloları, sepetleri, porselenleri ve dokuma kilimleri ile tanınmaktadır. 

Santa Teresa’yı gezmek ve muhteşem atmosferini keşfetmek isteyenler için en iyi ziyaret zamanları ise havanın sıcak olmadığı ilkbahar ve sonbahar aylarıdır.