2024 Gezilip Görülmesi Gereken Kültürel Yerleri

Kunsthalle Bremen, 1847 ve 1849 yılları arasında Almanya’nın Bremen şehrine inşa edilmiş bir sanat müzesidir. 700 yılı aşkın eserler ve Avrupa’nın en büyük, 200.000’den fazla parçadan oluşan, el yazması ve çizimler koleksiyonunu, ziyaretçilerine sunmaktadır.

Büyük Frederick tarafından çiçek ve sebze bahçesini süslemek amacıyla inşa ettirilmiştir. 1755-1764 yılları arasında yapılan Çin Evi, yoğunluk Doğu mimarisini yansıtmaktadır. Johann Göttfried Büring’in mimarlığını yaptığı bu bahçe köşkü, rokoko süslemeler ve çin mimarisiyle harmanlanmıştır. Küçük etkinliklerin düzenlendiği Çin Evi’nin yanına Büyük Frederick’in isteğiyle bir Çin mutfağı da inşa edilmiştir. Giriş ücreti kişi başı 4 eurodur. Ücretin indirimli hali 3 eurodur. Kasım ve nisan ayları arasında pazar ve pazartesi günleri hariç sabah saat 10.00’dan akşam 18.00’a kadar hizmet veren Çin Evi, mayıs ve ekim ayları arasında pazartesi günleri hariç 10.00-18.00 aralığında ziyarete açıktır.

Beyaz sırlı tuğlalardan yapılan Warnemünde Lighthouse, çok güzel bir manzaraya sahiptir. Burada her yıl yeni yılda 10.000’i aşkın kişinin akın ettiği etkinlik düzenlenmektedir.

Uzun sahil şeridi boyunca harika izlenimler sağlayan Westmole, romantik bir gezintinin adresidir. İskele sonunda bulunan deniz feneri, birçok geminin limana yanaşmasına yardımcı olmaktadır.

Eski bir gemiden harika bir tasarımla oluşturulan Shipbuilding and Maritime Museum Rostock, hala geçmişini barındıran bölümlerini korumaktadır. Bu sayede ziyaretçiler tarafından müzeye büyük ilgi duyulmaktadır.

Belçika’nın Brüksel şehrinde bulunan Cinquantenaire, başkentin en görkemli parklarından biridir. Doğal, tarihi ve kültürel güzelliği harmanlayan park, turistler ve yerli halk arasında oldukça popülerdir.

Leipzig Panometer, Almanya’nın yakın tarihli ve en ünlü müzelerinden birisidir. Eski bir gazometrenin yeniden restore edilmesiyle birlikte oluşturulan Leipzig Panometer, yapısı ve sergilenen eserleriyle dünyanın en ünlü müzeleri arasında gösterilmektedir.

Gewandhaus, 1781, 1884 ve 1981 tarihlerinde inşa edilen 3 farklı konser salonunun en son inşa edileni olarak bilinmektedir. 1981 yılında Leipzig şehrinde inşa edilen yapı, özel akustiği ile konserlerin vazgeçilmez yerlerinden birisi olmuştur.

Almanya’nın Friedrichshafen şehrinde soylu Montfort Kontları’nın kalesi olarak inşa edilen Tettnang New Palace, Barok ve Rönesans ezgilerine sahiptir. Savaşta ve yangında ciddi zararlar alan saray, restorasyon sürecinden sonra halka açılmıştır. Saray; sanat eserleri, atış poligonu, ihtişamlı odaları ve yapı tasarımı sayesinde şehrin en dikkat çeken yapılarından biri olmuştur.

Broken Chair, 1997 yılında çıkan mayınların kullanımını yasaklayan anlaşmaya teşvik amaçlı yapılmıştır. Handicap International bu heykeli yapması için Daniel Berset’i görevlendirmiştir. Heykel ilk başlarda sadece üç ay kalması amacıyla Cenevre’ye konulmuştur. Fakat 20 yılı aşkın bir süredir aynı yerinde durmaktadır. Broken Chair, günümüzde Cenevre’nin sembolü kabul edilmektedir.

Palace Church Friedrichshafen, Almanya’nın Friedrichshafen şehrinde bulunan ve 1700’lerin başında inşa edilmiş Barok mimari örneklerindendir. Protestan kilisesi olan Palace Church Friedrichshafen, ilk yıllar kale hanedanına kapılarını açmıştır. Fakat 1951 yılındaki savaştan sonra yapılan restorasyon çalışması sonrası halka açık hale getirilmiştir.

Almanya’nın Münster şehrinde yer alan Allwetterzoo Münster, her türlü hava koşuluna uygun olmasıyla dikkat çeken bir hayvanat bahçesidir. 3.000’in üzerinde hayvana ev sahipliği yapmaktadır. Yerli ve yabancı turistler tarafından yılın her dönemi ziyaretçi akınına uğramaktadır. Etkileyici ekolojik yapısı nedeniyle birçok kişi tarafından piknik amacıyla da ziyaret edilmektedir.

Almanya’nın Münster şehrinde bulunan Schlossplatz Münster, büyük bir meydana sahip tarihi bir saraydır. Günümüzde Münster Üniversitesi’nin yönetim merkezi olan yapı, ziyaretçilerini muhteşem doğa manzaraları ile karşılamaktadır. Tarihi sarayın meydanı; turnuvalar ve etkinlikler için de oldukça popüler bir yerdir.

Almanya’nın Münster kentinde yer alan LWL Museum of Natural History with Planetarium; bir doğa tarihi müzesi ve planetaryum merkezidir. Nesli tükenmiş hayvan fosillerinin gerçek boyutları ile sergilendiği müze, yıl boyunca birçok turist tarafından ziyaret edilmektedir. LWL Museum of Natural History with Planetarium, ziyaretçilerine hem yabancı kültürleri tanıtmakta hem de planetaryumda etkileyici bir uzay yolculuğuna çıkarmaktadır.

Almanya’nın Münster kentinde yer alan Botanical Garden of the Westphalian Wilhelm University of Münster, bilimsel araştırmalar için kurulmuş bir botanik bahçesidir. Münster Üniversitesi tarafından yönetilmektedir. Yıl içinde birçok yerli ve yabancı turist tarafından ziyaret edilen bahçe; yeşil doğası ile dikkat çekmektedir.

Almanya’nın Münster şehrinin önemli yapılarından olan St Lambert’s Church, bir Roma Katolik kilisesidir. Yapımı yaklaşık 150 yıl süren kilisenin kulesinde asılı duran üç adet demir sepet oldukça dikkat çekmektedir. 1535’teki Münster isyanında yakalanan üç adamın idamının ardından vücut kalıntıları bu sepetlerde sergilenmiştir. Tarihi geçmişi ile yerli ve yabancı turistler tarafından oldukça ilgi gören kilise, yıl boyunca ziyaretçi akınına uğramaktadır.

Almanya’nın Münster şehrinde bulunan Westphalian State Museum of Art and Cultural History; sanat ve kültür meraklılarına hitap eden modern bir müzedir. Orta Çağ ve Rönesans dönemine ışık tutan spätgotik tarzda pek çok eseri bünyesinde barındırmaktadır. Müze; yıl boyunca yerli ve yabancı birçok turist tarafından ziyaret edilmektedir.

Almanya’nın Münster şehrinde yer alan Burg Hülshoff, günümüzde çeşitli amaçlarla kullanılan tarihi bir kaledir. Rönesans kompleksi yapısında olan bu kale, Münster tarihinin şekillenmesinde büyük rol oynamıştır. 1875 yılında inşa edilen kale; mimari yapısı ve erişim kolaylığı sayesinde günümüzde yerli ve yabancı turistlerin uğrak noktasıdır.

İsviçre’nin Zürih kentinde, Limmat Nehri kıyısında bulunan Grossmünster efsanesi ile ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir. Yüksek bir noktada bulunan kiliseyi ziyaret eden ziyaretçiler şehir manzarasının da tadını çıkarmaktadır.

İsviçre’ye bağlı Zürih kentinde konumlanmış olan İsviçre Ulusal Müzesi, zengin koleksiyonu ile Zürih’in turistik yerleri arasında önemli bir sırada bulunmaktadır. Antik Çağ’dan günümüze kadar önemli olan eserlerin bulunduğu sergileri ile unutulmaz bir deneyim yaşatmaktadır. Müze binasının dikkat çekici mimarisi Fransız Rönesans şehir şatosu tarzını yansıtmaktadır.