Dracula’nın Şatosu’na Ziyaret: Bran Kalesi

Önceki
Bran Kalesi

Bran Kalesi

Sonraki
106 dk'lık okuma
1530 kişi okudu

Bran yakınlarında bulunan Bran Kalesi, Romanya’nın ulusal bir anıtı ve simgesidir. Kale, Transilvanya ve Wallachia arasındaki sınırda Karpatların eteklerindeki bir ormanda yer almaktadır. Drakula ile olan ilişkisiyle ünlenen Bran Kalesi, Romanya’nın en ikonik yapılarından biridir. Bran Kalesi’nin heybetli silüeti nehir yatağının yakınındaki kaya temelinden vadinin üzerine görkemli bir şekilde yükselmektedir. Kasvetli ama zarif bir yapı olan kale, çoğu insan için Transilvanya’nın kana susamış karakteri Drakula’yı çağrıştırmaktadır. Bu sebeple de kale, oldukça popüler bir cazibe merkezi haline gelmiştir. 

Sonsuza kadar insanların kanıyla yaşamaya mahkûm edilen Kont Drakula, 19. yüzyılda yaşamış İrlandalı roman yazarı Bram Stoker’ın eseridir. Vampirlere inanan Transilvanya halkının hikayelerinden ve efsanelerinden esinlenen Stocker, karakterini ona uyum sağlayan bir yere yani Bran Kalesi’ne yakıştırmıştır. 

700 metre yüksekliğindeki bir tepe üzerinde yer alan kalenin, güney duvarında tek bir girişi ve vadiye bakan bir ön avlusu bulunmaktadır. Bugün ön avlunun mazgallı duvarlarından geriye kalan kısımlar, eski mimarisi hakkında iyi bir fikir vermektedir. Bu ön avlu inşa edildiği zamanda boğazı kapatarak ülkeye gelen ziyaretçilerin kontrol edilmesi amacıyla kullanılmıştır. Üst kaleye ek olarak çiftlik ve konut binaları da kale kompleksine eklenmiştir. 

Bran Kalesi’nin İnşası

Macaristan Kralı I. Louis’in emriyle 1377 yılında inşa edilen Bran Kalesi, sadece birkaç yıl içinde tamamlanmıştır. Yerel ve bölgesel çatışmaların sıklıkla yaşandığı bir bölgede önemli bir karargâh olarak kullanılmıştır. Çoğu kez çatışmaların odak noktası olan kale, yüzyıllar boyunca birkaç kez yenilenmiştir. Özellikle de 1442’de Osmanlı kuvvetlerinin kuşatmasında büyük ölçüde zarar görmüştür.

Bran Kalesi aynı zamanda önemli bir ticaret ve gümrük noktası olarak da hizmet etmiş ve yerel kasabalar için önemli bir gelir kaynağı olmuştur. Zamanla Bran Kalesi’nin askeri önemi azalmış ve önemli bir siyasi merkez haline gelmiştir.

1920’de Bran Kalesi, Romanya Kraliyet Ailesi’nin resmi sarayı olarak kullanılmıştır. Ünlü Kraliçe Maria, o zamanlar birçok kraliyet konutunda olduğu gibi, kalenin restorasyonunda, geliştirilmesinde ve dekorunda önemli bir rol oynamıştır. Bran Kalesi’nin içi yenilenmiş ve 57 odasının çoğu, Kraliçe Victoria’nın torunu Kraliçe Marie tarafından dekore edilmiştir. 1920’de Brasov şehri Romanya Kralına hediye edilmiştir. Transilvanya’nın Romanya Krallığı ile iş birliğini simgeleyen bu hediye, sonrasında kraliyet ikametgahı yapılmıştır. Daha sonra İkinci Dünya Savaşı sırasında kızı Prenses Ileana, kale duvarlarının içinde bir hastane işletmiştir. Bugün Bran Kalesi, dört kata yayılmış bir müzenin parçası olarak mobilya, kostüm, silah ve zırh koleksiyonlarına ev sahipliği yapmaktadır. 

Görkemi ve Mimarisi ile Ünlü Bran Kalesi

Kalenin kendisi çok büyük olmasa da içeride büyük çoğunluğun dikkatinden kaçan birkaç gizli yeri vardır.

Kale, 100 metre yüksekliğe sahiptir. Toplam 57 oda, çok sayıda gizli köşe, güzel bir sarmal ahşap merdiven ve 14. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar uzanan muazzam bir silah ve zırh koleksiyonuna sahiptir.

Bran Kalesi’nin ortasında daha önce sığınak olarak da kullanılan kuyunun kalıntıları bulunmaktadır. Kalenin inşa edildiği 14. yüzyılda, sağlam kayanın içine 18 metre derinliğinde bir kuyu kazılmıştır. Ayrıca, su seviyesinin hemen üzerindeki kayaya oyulmuş, bir saldırı durumunda kalenin hazinelerini saklamak için kullanılan gizli oda vardır.

Kraliçe Marie, Bran Kalesi’ni restore ettiğinde bu gizli oda, kalenin altındaki uçurumun dibine uzanan bir koridora genişletilmiştir. Eski kuyu bir asansör boşluğuna dönüştürülmüş ve böylece Kraliçe tüm merdivenleri tırmanmadan aşağıdaki bahçelere inebilmiştir. 2018 yılında kuyuya duman ve deprem algılama sensörlü yeni bir asansör yerleştirilmiştir.

Odalar, kalenin yapıldığı zaman için tipik olan oldukça minimalist bir tarzda döşenmiştir. Orijinal tuğla işçiliğini yansıtan kemerli pencereler, kapılar ve kulelerdeki güzel detayları görmek mümkündür. Etrafta çok fazla mobilya olmamasına rağmen koyu renk ahşap panelli odalar ve sade beyaz duvarlarda kendine has bir çekicilik bulunmaktadır.

Bran Kalesi dikkat çekici bir gotik mimari tasarıma sahiptir. Görkemli bina, ahşap ve taş karışımından yapılmıştır. Kalenin öne çıkan özelliklerinden biri, inanılmaz derecede iyi korunmuş olan yuvarlak kuledir. Donjon olarak da bilinen bu kulenin mevcut şekli ise 1593’e dayanmaktadır.

Kalenin en ilgi çekici yerlerinden biri de şüphesiz ki zindanıdır. Her türlü işkence aletinin sergilendiği bu yeri sadece cesareti olanlar ziyaret etmektedir. 1920’lerde Kraliçe Marie kale için tadilat emri verdiğinde işçiler duvarda birinci ve üçüncü katları birbirine bağlayan gizli bir tünel keşfetmişlerdir. Kaçış merdiveni, sahte bir şöminenin arkasına o kadar akıllıca gizlenmiştir ki nesiller boyu kimse tünellerin varlığından haberdar olmamıştır.

Bran Kalesi ve Dracula Efsanesi

Yerel kaynaklara göre Vlad II.’nin gerçek Dracula olduğu rivayet edilmektedir. Buna göre prens Vlad zalim karakteri nedeniyle Eflak tebaası tarafından şeytan anlamına gelen Dracul kelimesi ile anılmaktadır. Bu sebeple daha sonraki yıllarda zalim prensten kitaplarda Kont Drakula olarak bahsedilmiştir. Tahtından yoksun bırakılan Kont Drakula, 1476’da serbest bırakılıp Eflak tahtına dönene kadar 12 yıl Visegrad’da hapsedilmiştir. 3 ay sonra kendisinin işkence ettiği tutsaklar tarafından öldürülmüştür.

II. Prens Vlad, Bram Stroker’ın 1897’de yazdığı karakterin temelini oluşturmuştur. Vampir karakteri Stoker tarafından yaratılmamış olsa da şüphesiz dünyanın en ünlü vampir figürlerinden biri haline gelmiştir.

Bran Şatosunu Ziyaret Etmek İsteyenlere Notlar

Bran Kalesi ilgi çekici bir atmosfere sahiptir ve Drakula ile olan bağlantısı sayesinde oldukça popüler olmasına rağmen Kraliçe Maria ve hikayeleri ile de ünlenmiştir. Bran Kalesi bu sebeple yaz aylarında oldukça kalabalık ve yoğun olabilmektedir.

Kaleyi görmek isteyenlerin özellikle ilkbahar ve sonbahar aylarında ziyaret etmesi önerilmektedir.

Kalenin en güzel yeri kalenin iç bahçesi olan Bran Avlusuna bakan balkondur. Kaleyi ziyaret ettikten sonra parkta yürüyüş yapmak ve Bran Kalesi’nin uçuruma bakan konumunu izlemek oldukça etkileyici olmaktadır. Kaleyi baştan başa gezmek için ise ziyaretçilerin en az 1.5 saat ayırması gerektiği ifade edilmektedir.

Bran Kalesi ya da diğer adı ile Drakula’nın Şatosu, pazartesi 12.00 ile 16.00, salıdan pazara 09:00 ile 16.00’a kadar açıktır. Giriş fiyatları; yetişkinler için 45, 65 yaş ve üzeri için 35, öğrenciler için 25 ve çocuklar için 10 lei tutarındadır.

Kaleyi gezdikten sonra Bran köyünü dolaşmak veya kale zemininde bulunan hediyelik eşya ile yiyecek tezgahlarında mola vermek iyi bir fikir olabilmektedir. Bram Stoker’ın hikayesi, Romanya’da ziyaret edilecek en popüler yerlerden biri olan Bran Kalesi’ne çok fazla ün getirmiştir. Bugün Transilvanya, Drakula’nın evi olarak kabul edilmektedir. Ayrıca muhteşem manzarası ve orta çağ kasabaları ile de mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerlerin arasındadır.

Sevdiklerinizle Paylaşın

Romanya Vizesi

Romanya vize başvurusu direkt olarak konsolosluk ve büyükelçilikten yapılmaktadır. Schengen bölgesine dahil olan Romanya’ya gitmek isteyen turistler kurum onayını aldıktan sonra 90 günlük bir ziyaret gerçekleştirebilmektedir. Ayrıca başvuru sürecinde konsoloslukların görevli olduğu illeri kontrol ederek ilerlenmesi tavsiye edilmektedir.

Sıkça Sorulan Sorular

Piccadilly Circus nerededir?

Regent Caddesi ile Green Park'a doğru uzanan Piccadilly Caddesi’nin kavşağı olan Piccadilly Circus, İngiltere’nin başkenti Londra’ya bağlı Westminster semtinde yer almaktadır.

Piccadilly Circus’taki en dikkat çekici yapı nedir?

Piccadilly Circus'un ortasında yer alan Shaftesbury Anıt Çeşmesi ve çeşmenin üzerinde yer alan Eros heykeli bu kavşağın en ikonik yapıları olarak nitelendirilmektedir.

Piccadilly Circus ne ile tanınmaktadır?

Piccadilly Circus, günümüzde Londra'nın başlıca alışveriş caddelerinden biri olarak kabul edilmekte ve birçok ünlü mağazaya ev sahipliği yapmaktadır. Ayrıca bünyesinde bulunan pek çok pub, kulüp ve bar ile eğlencenin de merkezidir. Bunlara ek olarak dünyanın en popüler müzikallerinden bazılarının sahnelendiği çok sayıda tiyatro da Piccadilly Circus’a oldukça yakındır.

Piccadilly Circus ziyareti için en uygun zaman nedir?

Piccadilly Circus, günün her saati oldukça canlı ve eğlencelidir. Fakat özellikle binaları süsleyen ışıklı reklam tabelalarının net bir şekilde görüldüğü akşam saatlerinde kavşak, büyüleyici bir görünüme sahip olmaktadır.

Piccadilly Circus ismini nereden almıştır?

17. yüzyılın başlarında terzi Robert Baker, saygın kişilerin boyunlarına taktığı “piccadilis” isimli giysileri Piccadilly Hall'dan satın almıştır. Piccadilly Circus ismi ise buradan gelmektedir.

Piccadilly Circus’taki en ünlü yerler nerelerdir?

Piccadilly Circus, alışveriş denince ilk akla gelen yerlerdendir. Kavşakta yer alan en popüler alışveriş mağazaları ise Lilywhites ve Fortnum & Mason’dur. Dünyaca ünlü müzikallerinin sahnelendiği; Prince of Wales, Leicester Square, Her Majesty’s ve Prince Edward tiyatroları ise bölgedeki diğer ünlü cazibe merkezlerindendir.

Piccadilly Circus neden çok önemlidir?

Piccadilly Circus, merkezi konumu ile Londra’nın en ünlü eğlence ve alışveriş mekânlarına ev sahipliği yapmaktadır. 1819 yılında kurulan Piccadilly Circus, günümüzde yerli ve yabancı pek çok turistin gözdesidir.

Piccadilly Circus ne zaman yapılmıştır?

Piccadilly Circus, Kral IV. George tarafından 1819 yılında yaptırılmıştır. Günümüzde Londra’nın en popüler yerleri arasındadır.