Zengin Bir Kültüre Sahip Syros Adası Hakkında Bilgiler

Syros Adası, Ege Denizi'de Yunanistan’a ait meşhur Kiklad Adaları'ndan biridir. Ada ile ilgili bilgilerden bahsedilecek olursa Syros’un komşuları Mikonos, Santorini ve Paros adalarıdır. Bu adanın cazibesi, kalabalıktan uzak ve harika Kiklad manzarasına sahip olmasıdır. Yunan adalarında dinlenmek ve rahatlamak isteyenler için en iyi seçim Syros Adası’dır. Syros Adasının merkezi Ermoupoli, en pitoresk Kiklad merkezlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Venedik konakları, muhteşem gün batımı manzarası, dar sokaklar, Neoklasik binalar ve etkileyici katolik ve ortodoks kiliseleri masalsı bir cazibe ile Syros Adası'nda turistleri ağırlamaktadır. Romantik ama rahat bir tatil yeri arayan aileler ve çiftler için ideal olan Syros Adası, turistleri büyüleyen zarif ve nostaljik bir havaya sahiptir.

Syros hakkında her şey ve adaya ait her kalıntı, kamu binalarında (Belediye Binası, Gümrük Dairesi, “Apollo” tiyatrosu), neoklasik evlerde ve güzel meydanlarda net bir şekilde gözlemlenebilmektedir. Ekonomik faaliyetleri nedeniyle Ermoúpoli yani Syros Adası geçmişte “Yunanistan'ın Manchester'ı” olarak adlandırılmıştır.

Syros'un Tarihi

Syros Adası; Kiklad Adaları'nın merkezinde yer alan ve arkeolojik kanıtlara göre, ilk olarak MÖ 4000 yılında yerleşimin başladığı bir yerdir. Ada içerisindeki Kastri ve Chalandriani bölgelerinde yer alan mezarlar ve ekili yerleşim yerleri incelendiğinde adanın kuruluşu bu tarihlere işaret etmektedir. 

Syros tarihindeki ilk yerleşimciler, Kikladlar'ı dolaşan Fenikeliler’dir. 6. yüzyılda Syros Adası, biri büyük filozof Ferekidis olan ve daha sonra Pisagor'un öğretmeni olan Samoslular tarafından iskân edilmiştir.

Günümüzde Syros Adası’nın merkezi olan Antik Ermoupolis, İyonyalılar tarafından inşa edilmiş ve daha sonra kültürel izlerini bırakan Persler, Romalılar, Franklar ve Türkler tarafından iskân edilmiştir. Ancak, Venedikliler adanın kültürel gelişiminde büyük rol oynamış ve Syros’u Doğu Akdeniz'in önemli bir ticaret merkezi haline getirmiştir.

Fransızlar adayı 17. yüzyılda fethettiğinde, Syros’da çok sayıda Katolik’in yaşadığı bilinmektedir. Ada, 1821'deki Yunan devriminin ardından Psara, Sakız Adası, Girit ve Küçük Asya'dan gelen büyük bir göçmen dalgasına maruz kalmıştır. Syros’un zengin aileleri, okullar ve tiyatrolar gibi çok sayıda bina inşa etmek için inisiyatif almışlar ve adayı şu anki görünümüne kavuşturmuşlardır. Bu ailelerin bu şekilde inisiyatif alması adanın sanat tarihi açısından da oldukça önem teşkil etmektedir. Müreffeh dönem, Alman birliklerinin Syros’a gelmesiyle 20. yüzyılın başlarına kadar sürmüştür. O dönem kıtlık ve hastalıklardan binlerce insan ölmüş ve yerel ekonomi çökmüştür. Ada şu anda ise Yunanistan’ın egemenliği altındadır.

Syros Denildiğinde İlk Akla Gelenler

Syros Adası'nın merkezi kabul edilen Ermoupolis’in en belirgin özellikleri efsanevi mimarisi, dar sokakları ve sayısız mermer merdivenleridir. Ano Syros tepesinin en üst noktasında yer alan St. George Katedrali, görülmeye değer güzelliklerindendir. Roma Katolik topluluğunun Ortaçağ mahallesi ve kale benzeri St. George Katedrali, adanın nefes kesen manzarasına sahip geleneksel beyaz badanalı evleri, kemerleri ve açık alanları ile turistlere adeta görsel bir şölen yaşatmaktadır.

Ortodoks topluluğu, Metamorphossi tou Sotiros (İsa Mesih'in Başkalaşımı), Aziz Nikolaos (Agios Nikolaos Ploussios), Tanrı'nın Annesinin Dormition (Koimissis tis Theotokou) kiliselerinin olağanüstü katkıları, Ermoupoli mimarisinin oluşmasında oldukça etkili olmuştur.

Ada mimari ve kültürel güzelliklerinin yanında çok sayıda güzel kumsal ve denize de sahiptir. Vari, Foinikas, Yalisas ve Kíni'nin yanı sıra renkli meyve bahçeleri olan birçok neoklasik konağın bulunduğu bir köy plajı olan Possidonia ve Dellagrazia da görülmesi gerekli diğer yerlerdendir.

Syros, gastronomik özellikleriyle de öne çıkan bir adadır. Helva turtası (kekik balı ve kavrulmuş bademden yapılan bir turta), loukoúmi (su, nişasta ve şekerden yapılan bir lezzet), “loosa” jambonu, rezene sosisleri ve San Mihalis baharatlı peyniri adanın öne çıkan lezzetlerindendir.

Syros'a Gideceklere Tavsiyeler

Syros Adası, yaz turizmi anlamında turistleri oldukça memnun etmesinin yanı sıra kültürel anlamda da birçok yapıya sahiptir. Adanın en tepe noktasında yer alan St. George Katedrali bu yapılardan biridir. Katedral, 1834 yılından günümüze kadar ulaşmayı başarmış durumda olup kültür turizmine meraklı turistlerin oldukça fazla ilgisini çekmektedir.

Syros’da yerel halkın buluşma meydanı olarak kabul edilen “Town Hall” merkezde yer alan meydandır. Mimar Ernst Ziller tarafından yapılan meydandaki meşhur bina, Klasik Yunan ve Rönesans mimarisinin karışımı olmakla birlikte tamamen mermerden yapılmış olmasıyla ünlüdür.

Syros Adası, Akdeniz mutfağından da derin izler taşımakla birlikte mezeler genellikle zeytinyağlıdır. Meşhur olan helva turtası ise adayı ziyaret eden turistlerin tadına baktıkları ilk lezzetlerden biridir. San Mihalis baharatlı peyniri adada hem kahvaltıda hem akşam öncesi yemeklerde tüketilmekte ve çok beğenilmektedir.

Ada Mikonos, Santorini gibi adalarla kıyaslandığında oldukça makul fiyatlarla tatil yapılabilecek yerlerden biri olmasıyla ön plana çıkmaktadır. Fiyatlar bu adalara göre oldukça uygun olup çeşitlilik de bir o kadar fazladır. Dar sokaklar arasında yer alan hediyelik eşya dükkânlarında oldukça uygun fiyatlarda farklı hediyelikler bulmak mümkündür.

Syros'a Giderken Alınması Gerekenler

Yunanistan’a ait Syros Adası son zamanların tercih edilen rotalarından biri haline gelmiş durumdadır. Adada fiyatlar genel olarak uygun seviyede seyretmektedir. Adaya giderken turistlerin yanına alacaklar bazı eşyalar ise onlara ada içerisinde daha konforlu bir tatil deneyimi yaşatacaktır.

Adayı ziyaret etmeden önce turistlerin yanında bulundurulması gereken ilk eşya rahat bir yürüyüş ayakkabısıdır. Adadaki dar sokakları arşınlamak ve mimari dokuyla bütünleşmek için bazı yerlerde oldukça fazla yürümek gerekebilmektedir. Ya da örneğin St. George Katedrali’nin güzelliklerini görebilmek için tepeyi biraz tırmanmak gerekmektedir. Bu ve bunun gibi bazı yürüyüş ve tırmanmalar esnasında parmak arası terlik ya da rahatsız ayakkabılar turistlere ciddi anlamda zorluk çıkarabilmektedir. O yüzden adaya gelmeden önce rahat bir yürüyüş ayakkabısı oldukça gereklidir.

Adayı ziyaret edenlerin yanına alabilecekleri bir diğer gereç dürbündür. Adadan diğer adaların ve denizin muhteşem manzarası dürbün ile çok daha net ve güzel bir şekilde çıkarılabilmektedir.

Adayı ziyaret sırasında kilise, meşhur meydan gibi çeşitli bölgelerin gezilmesi için bazı yerlerde yürümek gerekebilmektedir. Bazen yarım saate varan yürüyüşler turistleri zorlamakta ve güneşin zararlı etkilerine maruz bırakabilmektedir. Bu yüzden güneşten etkilenmemek amacıyla koruyucu bir şapka getirmek oldukça faydalı olacaktır.

Syros Hakkında İlginç Bilgiler

Syros'un en ünlü noktası, Venedik mimarisi ve büyük limanı ile öne çıkan merkez Ermoupolis'tir. Syros’ta ki en ilginç gezi yerleri Ermoupolis'te bulunmaktadır. Diriliş Kilisesi ve Agios Nikolaos Kilisesi olmak üzere biri Katolik diğeri Ortodoks olan bu iki kilise, Ermoupolis'in birbirine bakan iki tepesinin üzerine inşa edilmiştir. Başkent dışında, dolaşmak için çok güzel bir yer olan Ano Syros, bir tepenin yamacında yer alan ve muhteşem deniz manzarası sunan bir yerleşim yeridir.

Syros, bir kraliçenin dinamik karakteri ve kozmopolit zarafetiyle Ege'nin kalbine hâkim bir konumda yer almaktadır. Adanın ve Kiklad Adaları'nın merkezi Ermoupoli baskın bir güç olarak, geçmiş dönemin ihtişamını korumaya ve geliştirmeye devam etmektedir. Dolambaçlı sokaklarda ortaya çıkan güzellikler ada hakkında bilinmeyenleri turistlere aktarmaktadır. Kiklad mimarisi, Ortodoks ve Katolik kiliseleri, şaşırtıcı derecede güzel kumsallar, masmavi deniz ve büyülü doğal manzara ile orta çağa mükemmel bir şekilde uyum sağlayan geleneksel köyler ada da ziyaretçilerini beklemektedir.