İskeçe Hakkında-meta-tilte

İskeçe Hakkında

İskeçe Hakkında

15 dk'lık okuma
190 kişi okudu

 İskeçe, bilinen ismiyle Ksanthi, Yunanistan’ın kuzeyinde bulunan bir şehirdir. Trakya’nın kültür başkenti olan İskeçe, ülkenin en güzel şehirlerinden biridir. İskeçe’de çok sayıda Müslüman yaşamaktadır. Oldukça hareketli bir şehir olan İskeçe, Yunan adalarına benzeyen taş sokakları ile Osmanlı döneminin izlerini taşımaktadır. Yunan Mitolojisi’nde önemli bir yere sahip olan şehirde, savaş tanrısı Aris’in, Orpheus, Dionysus ve Voreas’ın yaşadığına inanılmaktadır.

Eski İskeçe’de Arnavut kaldırımlı sokaklar, büyük malikâneler, rengârenk evler, el yapımı mobilyalar, ahşap-vitray pencereler ve süslü oymalı kapılar görenleri adeta büyülemektedir. 1830 yılında yapılan Belediye Binası, İskeçe Folklor Müzesi ve Belediye Galerisi kesinlikle ziyaret edilmesi gereken mekânlardır. Osmanlı’dan kalan İskeçe Çarşısı da, yerli ve yabancı turistlerin oldukça dikkatini çeken bir yerdir. 

İskeçe ile ilgili bilgiler bunlarla sınırlı değildir. İskeçe yakınlarında bulunan Nentos Nehri ve Vistonida Gölü, doğaseverlere cenneti yaşatmaktadır. Doğal güzelliklerinin yanı sıra her yıl düzenlenen Yunanistan’ın en renkli etkinliği olan İskeçe Karnavalı’na ev sahipliği yapan şehir, mutlaka görülmesi gereken yerlerden biridir. İskeçe Karnavalı, eski gelenekleri yaşatmak için düzenlenen bir etkinliktir. Bu nedenle İskeçe’ye giden turistler, şehir hakkında her şey konusunda bilgi sahibi olmak istemektedir.

İskeçe'nin Tarihi

İskeçe, Neolitik Çağlardan bu yana yerleşim yeri olarak kullanılmıştır. 

İskeçe ovasında, MÖ 4500 yılına ait kalıntılar bulunmuştur. Şehrin kuruluşu, MÖ 879 yılına kadar uzanan bir köyün varlığıyla başlamıştır. Edirne’nin fethi sonrası 1371 yılında Osmanlı İmparatorluğu himayesine giren İskeçe, 1829 yılında yaşanan iki depremle yerle bir olmuştur. 1912 yılında Bulgarların himayesine geçen İskeçe, aynı yıl Yunanlılar tarafından geri alınmıştır.

İskeçe, Balkan Savaşları sonrasında Bulgaristan’a bırakılmıştır. II. Dünya Savaşı sonrasında ise 1944 yılında tekrar Yunanistan’a verilmiştir. İki savaş dönemi arasından çok kayıplar veren ve acılar çeken İskeçe, Yunan tüccarların neoklasik konakları ve Osmanlı Camileriyle harmanlanmış, kendine özgü mimarisiyle bilinmektedir. Sanat tarihi açısından oldukça önemli eserlerin sergilendiği Abdera Arkeoloji Müzesi, kesinlikle ziyaret edilmesi gereken mekânlardandır.

Tarihi açısından zengin ve kültür dolu olan İskeçe şehri, Ermeniler, Bulgarlar, Türkler ve Yunanlara ev sahipliği yapmıştır. 17. yüzyılda tütün ekimi ile bütün dünyaya adını duyuran şehir, Yunanistan’da “Küçük Paris” olarak adlandırılmaktadır. Bugün eski şehir olarak adlandırılan bölgenin 1830-1845 yılları arasında inşa edildiği tahmin edilmektedir. Bu bölge sokakları ve evleri ile ziyaret eden tüm turistleri adeta büyülemektedir.

İskeçe Denildiğinde İlk Akla Gelenler

İskeçe’nin en belirgin özellikleri arasında şüphesiz dünyaca ünlü İskeçe Karnavalı gösterilmektedir. Kentin ekonomisinde büyük bir yere sahip olan bu karnavala, dünyanın ve Yunanistan’ın dört bir yanından insanlar gitmektedir. Ayrıca bu karnavala 40’tan fazla kültür derneği de katılmaktadır. Tiyatro gösterileri, konserler, sokak oyunları, müzik ve dans geceleri gibi etkinliklerin yapıldığı İskeçe Karnavalı’nda, eski geleneklerin yeniden canlandırılması sağlanmaktadır.

18. ve 19. yüzyıldan kalma Yunan tüccarların Neoklasik konakları, Osmanlı döneminden kalma camileri ve birçok Bizans Rum kilisesi ile “İskeçe’nin Eski Şehri”, ilk akla gelenlerdendir. Çiçek dolu bahçeli evleri, rengârenk boyaları, ahşap ve vitray pencereleri ile akıllara kazınan eski şehir, inanılmaz derecede görkemlidir.

Yüzyıllardır tüm ihtişamı ile misafirlerini ağırlayan İskeçe Çarşısı da, şehrin önemli ve ilk akla gelen mekânlarındandır. Bir insanın ihtiyaç duyabileceği her şeyin satıldığı bu çarşı, Osmanlı döneminden kalmadır. Ayrıca Eleftheriadis Antikacısı da, yarım yüzyıldan fazla süredir İskeçe’nin sembol mağazalarındandır. Belediye binasının karşısında bulunan mağazada, bakır, mermer, metal ve ahşaptan yapılmış otantik ve el yapımı eski Trakya objeleri satılmaktadır.

İskeçe'ye Gideceklere Tavsiyeler

İskeçe’de çok sayıda Türk yaşamaktadır. Bu nedenle şehri ziyarete gidecek Türkler, şehirde kendi evlerinde gibi hissetmelerini sağlamaktadır. 

Osmanlı mimarisinin pek çok örneğinin görülebileceği şehirde, özellikle turistlerin eski şehri gezmeleri tavsiye edilmektedir. İskeçe’nin yukarısındaki yamaçta yer alan ve oldukça sakin olan bu bölge, evleri ve sokakları ile harika bir görüntü oluşturmaktadır.

İskeçe’de mutlaka Yunan usulü servis edilen Suvlaki ve Musakas isimli yemeklerden yenilmesi tavsiye edilmektedir. Genellikle Parmesan ve Pecorino peynirleriyle servis edilen geleneksel yemekleri, inanılmaz derecede lezzetlidir. Geleneksel Yunan yemeklerinin yenilebileceği Amaltheia, Ta Fanarakia ve Mezebar mutlaka gidilmesi gereken restoranlardandır.

İskeçe’ye gideceklerin mutlaka Myrodato sahilini ziyaret etmeleri, uzun, geniş ve kumlu plajın tadını çıkarmaları önerilmektedir. Oldukça sığ olan suyu, küçük çocuklar için çok uygundur. Kumu altın gibi parlayan bu sahile, tatilin tadını çıkarmak ve keyifli saatler geçirmek için her yıl milyonlarca turist gitmektedir. Myrodato sahilinde birkaç tane plaj, barlar ve taverna bulunmaktadır.

İskeçe'ye Giderken Alınması Gerekenler

İskeçe’de özellikle eski şehirde bulunan Arnavut kaldırımlı sokaklarda uzun saatler rahatça yürüyebilmek için, ziyaretçilerin yanlarında bulunması gereken ilk şey yürüyüş ayakkabılarıdır. Rahat taşınabilir ve günlük kullanıma uygun bir çanta da İskeçe tatilinin olmazsa olmazlarındandır.

İskeçe’de hiçbir ayrıntıyı kaçırmamak ve şehirde kaybolmamak için mutlaka bir şehir haritasına sahip olunması gerekmektedir. Ayrıca şehirde bulunan Osmanlı döneminden kalma camileri de ziyaret etmek isteyenlerin yanlarında mutlaka bir şal da bulundurmaları gerekmektedir. İskeçe tatiline hangi dönem gidilecekse, o mevsime uygun kıyafetlerin seçilmesi gerekmektedir.

İskeçe Hakkında İlginç Bilgiler

İskeçe, pek çok kültüre ev sahipliği yaptığı için hakkında bilinmeyenler oldukça fazladır. Eski şehri, zamandan etkilenmeyen, zarafetini, tarihi değerini ve kültürel önemini koruyan en önemli geleneksel yerleşim yeridir. 1978 yılında Yunanistan tarafından koruma altına alınmıştır. Yeni şehrin kuzeyinde yer alan ve tarihin çekirdeğini oluşturan eski şehir, 380 dönümlük bir alana sahiptir.

İskeçe, 17. yüzyılda bölgeye getirilen ve dünya çapında tanınmaya başlayan “Basma” adlı tütünün üretilmesi ile büyüyüp gelişmeye başlamıştır. İkliminin ve toprağının uygun olması sebebiyle Avrupa’nın her köşesine bu özel aromalı tütünler gönderilmiştir. Osmanlı padişahlarının saraylarından eksik olmayan İskeçe tütünü, şehrin özellikle 18. ve 19. yüzyılda hızla büyümesini sağlamıştır.

İskeçe’nin güneyinde Avrupa’nın en önemli alanlarından birini oluşturan Nestos Nehri Deltası bulunmaktadır. 300’den fazla bitki ve hayvan türünün yaşadığı bu deltada, Vistonida Gölü de yer almaktadır. Gölde, kazlar, ördekler ve flamingolar gibi nesli tükenmekte olan pek çok kuş türü yaşamını sürdürmektedir. Ziyaretçilerine görsel bir şölen sunan İskeçe’ye “Küçük Paris” denilmektedir.

Sevdiklerinizle Paylaşın

Yunanistan Vizesi

Yunanistan’a seyahat etmeyi planlayanların, Schengen vizesine başvuruda bulunmaları gerekmektedir. Schengen vizesine sahip olanlar, Yunanistan’a 180 gün içerisinde en fazla 90 gün olmak kaydıyla seyahat edebilmektedir.

Sıkça Sorulan Sorular

Piccadilly Circus nerededir?

Regent Caddesi ile Green Park'a doğru uzanan Piccadilly Caddesi’nin kavşağı olan Piccadilly Circus, İngiltere’nin başkenti Londra’ya bağlı Westminster semtinde yer almaktadır.

Piccadilly Circus’taki en dikkat çekici yapı nedir?

Piccadilly Circus'un ortasında yer alan Shaftesbury Anıt Çeşmesi ve çeşmenin üzerinde yer alan Eros heykeli bu kavşağın en ikonik yapıları olarak nitelendirilmektedir.

Piccadilly Circus ne ile tanınmaktadır?

Piccadilly Circus, günümüzde Londra'nın başlıca alışveriş caddelerinden biri olarak kabul edilmekte ve birçok ünlü mağazaya ev sahipliği yapmaktadır. Ayrıca bünyesinde bulunan pek çok pub, kulüp ve bar ile eğlencenin de merkezidir. Bunlara ek olarak dünyanın en popüler müzikallerinden bazılarının sahnelendiği çok sayıda tiyatro da Piccadilly Circus’a oldukça yakındır.

Piccadilly Circus ziyareti için en uygun zaman nedir?

Piccadilly Circus, günün her saati oldukça canlı ve eğlencelidir. Fakat özellikle binaları süsleyen ışıklı reklam tabelalarının net bir şekilde görüldüğü akşam saatlerinde kavşak, büyüleyici bir görünüme sahip olmaktadır.

Piccadilly Circus ismini nereden almıştır?

17. yüzyılın başlarında terzi Robert Baker, saygın kişilerin boyunlarına taktığı “piccadilis” isimli giysileri Piccadilly Hall'dan satın almıştır. Piccadilly Circus ismi ise buradan gelmektedir.

Piccadilly Circus’taki en ünlü yerler nerelerdir?

Piccadilly Circus, alışveriş denince ilk akla gelen yerlerdendir. Kavşakta yer alan en popüler alışveriş mağazaları ise Lilywhites ve Fortnum & Mason’dur. Dünyaca ünlü müzikallerinin sahnelendiği; Prince of Wales, Leicester Square, Her Majesty’s ve Prince Edward tiyatroları ise bölgedeki diğer ünlü cazibe merkezlerindendir.

Piccadilly Circus neden çok önemlidir?

Piccadilly Circus, merkezi konumu ile Londra’nın en ünlü eğlence ve alışveriş mekânlarına ev sahipliği yapmaktadır. 1819 yılında kurulan Piccadilly Circus, günümüzde yerli ve yabancı pek çok turistin gözdesidir.

Piccadilly Circus ne zaman yapılmıştır?

Piccadilly Circus, Kral IV. George tarafından 1819 yılında yaptırılmıştır. Günümüzde Londra’nın en popüler yerleri arasındadır.