Ünlü Liman Kenti Akabe Hakkında Bilgiler

Ürdün'ün en özel şehirlerinden Akabe, hakkında her şey ile ziyaretçilerini kendisine hayran bırakan bir lokasyondur. Akabe Körfezi'nde yer alan ve ülkenin tek liman kenti olmasıyla oldukça önemli olan Akabe, Ürdün'ün hem ticari açıdan hem de turizm açısından oldukça önemli bir gelir kaynağıdır. Sahip olduğu cazibe merkezleriyle pek çok turistin uğrak noktası olan bu kentin tarihi de oldukça eski zamanlara dayanmaktadır. MÖ 1500'lü yıllarda Edomlular tarafından kurulduğu söylenen Akabe, tarihsel süreç boyunca pek çok önemli devletin egemenliği altında yaşamış ve 1946 yılında Ürdün'ün resmi bir şehri olmuştur.

Güney Plajı, Kral Hüseyin Caddesi, Akabe Arkeoloji Müzesi gibi birbirinden etkileyici pek çok cazibe merkezine sahip olan bu şehir, görkemli tarihinin kalıntıları ve dini yapılarıyla da dikkat çekmektedir. Bölgede bu bağlamda öne çıkan yapılar arasında ise Akabe Kalesi, Şerif Hüseyin Bin Ali Camii, Ayla Harabeleri ve Akabe Kilisesi yer almaktadır. Bunların yanı sıra kent, yakınlarında bulunan Wadi Rum ile de bilinmektedir. Etkileyici manzarası ve kültürel önemiyle öne çıkan bu vadinin şehri ziyaret edecek tüm turistler tarafından ziyaret edilmesi özellikle tavsiye edilmektedir.

Akabe ile ilgili bilgilerden bir diğeri de şehrin eşsiz plajlarının çoğunun dalış için birinci sınıf kalite sunuyor olmasıdır. Bu sebeple pek çok ziyaretçi tarafından bölgede dalış yapılmaktadır. Bunun yanı sıra şnorkelle yüzme de Akabe'de yapılan en popüler aktivitelerdendir. Bu sebeple Kızıldeniz'in berrak sularının tadını çıkarmak isteyen tüm turistlerin yanlarında mayolarını getirmeyi unutmamaları tavsiye edilmektedir.

Akabe'nin Tarihi

Ürdün'ün güneybatısındaki Akabe Körfezi'nde yer alan Akabe, ülkenin tek liman kenti olarak öne çıkmaktadır. Bulunduğu konum dolayısıyla yıllardır bir yerleşim yeri olarak kullanılan Akabe, aynı sebeple stratejik olarak da oldukça önemli bir lokasyon olarak kabul edilmektedir. Günümüzde Ürdün'ün en turistik yerlerin biri olan bu liman kentinin tarihi ise MÖ 1500 yılına kadar uzanmaktadır. Şehrin kuruluşunun da bahsi geçen tarihte, Edomlular tarafından bölgeye Elath isimli limanın kurulmasıyla gerçekleştiğine inanılmaktadır. Sonraki süreçte ise Fenikelilerin de yardımıyla bölge, bakır ticareti için önemli bir merkez haline gelmiştir.

MÖ 300'lü yıllara gelindiğinde ise Yunan egemenliği altına alınan şehir hızla gelişmeye devam etmiştir. MÖ 64 yılında ise Akabe, Romalılar tarafından fethedilmiş ve adı da “Aelana” ya da bir diğer haliyle “Aila” olarak değiştirilmiştir. 4. yüzyılın başlarında da Bizans egemenliği altındaki bölge, önemli bir piskoposluk merkezi haline gelmiştir. 7. yüzyılda ise Müslümanların egemenliği altına alınmış ve bu dönemde Mekke'ye hac yapmaya giden Mısırlı Müslümanlar için önemli bir durak olmuştur. 1516 tarihinde ise Yavuz Sultan Selim'in Mısır Seferi ile bu önemli liman kenti Osmanlı İmparatorluğu’nun hakimiyeti altına alınmıştır. 1940'lı yıllarda İngilizlerin eline geçen Akabe, 1946 yılında da Ürdün'ün bir şehri olmuştur.

Günümüzde Ürdün'ün en önemli ekonomik kaynaklarından biri konumunda olan Akabe, aynı zamanda Akabe Arkeoloji Müzesi gibi kültürel mekanları ile de dikkat çekmektedir. Bu müze, içerisindeki eserlerle Akabe'nin kültür ve sanat tarihine ışık tutmasıyla ayrıca önemlidir.

Akabe Denildiğinde İlk Akla Gelenler

Ürdün'ün tek sahil kenti olan Akabe görkemli tarihi, etkileyici doğası ve sayısız cazibe merkezi ile dikkat çekmektedir. Kentin en belirgin özellikleri arasında ise tarihi ve kültürel mekânları, birbirinden güzel plajları, kaliteli dalış alanları ve çarşıları yer almaktadır. Bunların dışında Ürdün'ün en güneyindeki bu güzel şehir, lezzetli yemekleriyle de öne çıkmaktadır.

Bölgedeki tarihi yerler arasındaki en popüler yapı ise Akabe Kalesi ya da bilinen bir diğer adıyla Memluk Kalesi'dir. Bu kale, 1100'lü yıllarda Haçlılar tarafından inşa edilmiş, sonrasında yıkılmış ve 1500'lü yıllara gelindiğinde ise Memlük Hanedanı tarafından yeniden inşa edilmiştir. Ayrıca 1975 yılında inşa edilen ve Akabe'deki İslam mimarisinin en harika örneklerinden biri olan Şerif Hüseyin Bin Ali Camii de kentin en önemli tarihi yapılarından bir diğeri olarak dikkat çekmektedir. Bunların yanı sıra Ayla Harabeleri de Arap Yarımadası dışında inşa edilen ilk İslam şehri olmasıyla da Akabe'nin en önemli tarihi yerlerinden birisidir.

Tarihi mekânlarının yanı sıra Akabe sahip olduğu çarpıcı plajlarıyla da göz doldurmaktadır. Kızıldeniz'in berrak mavi sularıyla meşhur olan bu plajların arasında en popüler olanı ise 12 kilometre uzunluğa sahip Güney Plajı'dır. Bu plaj ayrıca kentteki en iyi dalış alanlarından bazılarına sahip olmasıyla da önemlidir. Buna ek olarak 7 kilometre fazla uzunluğu ve 11 dalış alanıyla Deniz Parkı da kentteki en popüler yerlerden bir diğeridir. Tüm bunlara ek olarak Akabe; çeşit çeşit restoran, kafe ve barlarla çevrili olan Kral Hüseyin Caddesi, Akabe Arkeoloji Müzesi, Akabe Kilisesi ve kente oldukça yakın bir yerde konumlanan Wadi Rum ile de akıllara gelmektedir.

Akabe'ye Gideceklere Tavsiyeler

Ürdün'ün en popüler lokasyonlarından Akabe'ye gidecek olan tüm turistlerin kentte bulunan Akabe Kalesi ya da diğer adıyla Memluk Kalesi gibi tarihi yerleri ziyaret etmeleri tavsiye edilmektedir. Bunun dışında Akabe'de İslam kültürünün ve Orta Doğu tarihinin en etkileyici yerlerinden olan Şerif Hüseyin Bin Ali Camii ve Ayla Harabeleri de Akabe'de muhakkak görülmesi gereken yerlerin başında gelmektedir. MÖ 4000 yılına kadar uzanan Bronz Çağı eserleri, Fatımilerden kalma altın sikkeler ve daha nicelerini sergileyen Akabe Arkeoloji Müzesi de kentin en önemli cazibe merkezlerindendir.

Tarihi ve kültürel mekânlarının yanı sıra Akabe, bölgedeki tek sahil kenti olmasıyla ünlüdür. Bu sebeple içerisinde birbirinden güzel pek çok plaj barındıran bu şehri ziyaret edecek olan herkesin Kızıldeniz'in etkileyici sularında kendilerini şımartmadan dönmemeleri gerekmektedir. Ayrıca bölgedeki plajların çoğu birinci sınıf dalış alanlarına sahiptir. Dileyen ziyaretçiler bu noktalarda dalış yaparak unutulmaz bir deneyim yaşayabilir, dileyen ziyaretçiler ise şnorkelle yüzerek berrak suların tadını çıkarabilirler. Fakat belirtilmesi gerekir ki bölgede halk plajları bulunsa da ücretli plajlar, halk plajlarından daha temiz durumdadır. Berenice Plajı ise bu anlamda şehrin öne çıkan yerlerindendir.

Tüm bunların dışında turistlerin çarpıcı manzarasıyla herkesi büyüleyen ve Ürdün'ün de en büyük vadisi olan Wadi Rum'u muhakkak ziyaret etmeleri önerilmektedir. Kültürel anlamda da oldukça önemli bir arkeolojik alan olan bu bölge, Akabe'de bulunmasa da kente oldukça yakın bir mesafede bulunmaktadır.

Akabe'ye Giderken Alınması Gerekenler

Ürdün'ün en turistik lokasyonlarından biri olan Akabe, bölgedeki tek sahil kenti olmasıyla dikkat çekmektedir.

• Birbirinden etkileyici plajlara sahip olan bu çarpıcı şehirde, Kızıldeniz'in güzel sularının tadını doyasıya çıkarabilmek için turistlerin yanlarında muhakkak mayolarını getirmeleri tavsiye edilmektedir.
• Ayrıca şapka, güneş gözlüğü ve güneş koruyucu kremler de Akabe'ye seyahat edecek turistlerin mutlaka yanlarına almaları gereken diğer eşyalardandır.
• Etkileyici plajlarının yanı sıra Akabe, sahip olduğu tarihi ve dini mekânlarıyla da öne çıkmaktadır. Bölgedeki ünlü dini yapıları rahatça gezebilmek için de ziyaretçilerin yanlarında uygun kıyafetler götürmeyi unutmamaları gerekmektedir.
• Bunların yanı sıra şehirde ve civarda keşfedilmesi gereken çok fazla yer olduğu göz önünde bulundurularak rahat ve sağlam yürüyüş ayakkabıları da seyahat çantalarına eklenmelidir.
• Tüm bunlara ek olarak sağlam sırt çantası, yeniden kullanılabilir su şişesi, seyahat havlusu ve şal ya da eşarp gibi eşyaların da Akabe gezilerinin konforunu artırdığı unutulmamalıdır.

Akabe Hakkında İlginç Bilgiler

Ürdün'ün tek liman şehri olmasıyla ön plana çıkan Akabe, hakkında bilinmeyenlerle herkesi şaşırtmayı başarmaktadır. Akabe, Ürdün'ün güneyinde bulunan ve ülke için oldukça iyi bir geçim kaynağı olan sahil kentidir. MÖ 1500'lü yıllarda Edomlular tarafından kurulduğu söylenen bu şehir, tarihi boyunca Roma İmparatorluğu'ndan Osmanlı İmparatorluğu’na kadar pek çok farklı yönetimin egemenliği altında yaşamıştır. 1516 yılında Yavuz Sultan Selim tarafından ele geçirilen kent, 1946 yılında ise Ürdün'ün bir şehri olmuştur.

Akabe Körfezi'nde bulunan bu büyüleyici Orta Doğu şehri, ayrıca günümüzde dünyanın en büyük 6. bayrak direğine sahip olmasıyla da dikkat çekmektedir.

Akabe Körfezi'nde yer alan bu bayrak, o kadar uzundur ki İsrail, Mısır ve Suudi Arabistan'dan bile görülebilmektedir.