Doğasıyla MuhteşemBir Şehir Olan Estergon Hakkında Bilgiler

Macaristan’ın başkenti Budapeşte’nin kuzeybatısında yer alan Estergon, Tuna Nehri’nin sağ sahil tarafında ve Slovakya sınırında bulunmaktadır. Estergon, Macaristan’ın en eski kentlerinden biridir. 10. yüzyıldan bu yana Macar vilayeti olarak görülen bu şehir, asırlar boyunca pek çok kez kuşatılmış ve ele geçirilmiştir. Hal böyle olunca pek çok medeniyetin etkisiyle inşa edilen Estergon, günümüze kadar gelmiş tarihi kimliğiyle misafirlerini kendine hayran bırakmaktadır. Şehir, tarihi hakkında her şeyi sınırları içerisinde yer alan tarihi mekanlarda ve çeşitli müzelerde gözler önüne sermektedir. 

Görkemli yapılarıyla ziyaretçilerini etkileyen kentte görülmeye değer yerlerden ilki kuşkusuz Estergon Kalesi’dir. Ayrıca Estergon Bazilikası, Kara Kapı, Szechenyi Meydanı ve Szent Anna Parish Kilisesi de görülmeye değer eşsiz yapılardır. Estergon’un kültürü ve tarihi ile ilgili bilgilere daha detaylı ulaşmak da şehir içerisinde yer alan sayısız müzeyle mümkündür. Bunlar arasında da özellikle Balassa Bálint ve Estergon Bazilikası müzeleri, envanterlerinde yer alan tarihi eserler ile misafirlerini büyülemektedir.

Doğa içine kurulmuş muhteşem bir şehir olan Estergon, yemyeşil ormanları, nehirleri ve park alanlarıyla şahane manzaralar sunmaktadır. Macaristan’ın en büyük doğa alanlarından olan ve içerisinden Tuna Nehri geçen Duna-Ipoly Ulusal Parkı, Estergon sınırları içerisinde yer almaktadır. Buna ek olarak Prédikálószék Dağı ve Rám-Szakadék Şelalesi gibi doğa harikası bölgeler de bu ulusal park içerisinde ziyaretçiler tarafından muhakkak keşfedilmelidir. Bazilika gibi tarihi mekanlar ve Tuna Nehri çevresinde yer alan Duna-Ipoly Ulusal Parkı’nı aratmayan binbir çeşit doğa harikası bölgeler, Estergon’u görmek için başlıca nedenler arasında bulunmaktadır.

Estergon'un Tarihi

Macaristan’ın en eski şehirleri arasında bulunan Estergon’da hayat, Buz Devri’nin sonunda başlamıştır. 

Yaklaşık 20.000 yıldır Estergon’da insanlık yaşam sürdürmektedir. Çağlar boyunca pek çok kavmin yaşadığı topraklar olarak bilinen bu bölgede, yerleşik düzende hayatlarını sürdüren ilk medeni grup, M.Ö 350 yılında Batı Avrupa’dan Estergon’a giden Keltlerdir. Bu dönemde kuruluşu gerçekleştirilen Estergon’da ilk şehir yapılaşması Antik Roma İmparatorluğu’nun egemenliği altında gerçekleştirilmiştir. İlerleyen çağlarda günümüz Macaristan topraklarındaki baskın güç olan Franklara karşı mücadele veren Macar halkı, bu bölgeye hakim olmak adına savaşmıştır. 

Macarlar, gösterdikleri mücadelenin sonucunda 886 yılında Pannonian Havzası’na girerek, Estergon ve civarını fethetmişlerdir. Tarihler 960’ı gösterdiğinde de dönemin Macar hükümdar prensi Geza, Estergon’u kraliyet ikametgahı olarak seçmiştir.

10. yüzyıldan itibaren bir Macar kenti olan Estergon, sınırları içerisinde çağlar boyunca gelişen pek çok yapıyla dikkatleri üzerine çekmektedir. Orta Avrupa’nın en özel kentlerinden olan Estergon, özellikle sanat tarihiyle misafirlerini şaşırtmaktadır. Şehrin sanatsal yapısından söz edilirken muhakkak dünyadaki en değerli yapılar arasında gösterilen Estergon Kalesi’nden başlanması gerekmektedir. Tuna Nehri’nin hemen kıyısına inşa edilen bu kalenin 10. yüzyıl civarlarından bu yana kullanıldığı düşünülmektedir. Günümüzde gerek eşsiz manzarası gerekse görkemli güzelliğiyle de etkileyen bu kale, aktif olarak müze olarak kullanılmaktadır. Kentte görülmeye değer bir diğer yapı da 1856 yılında yapımı tamamlanan Estergon Bazilikasıdır. Bazilika hem ibadete hem de turistik amaçlı geziye açıktır.

Estergon Denildiğinde İlk Akla Gelenler

Estergon denildiğinde akıllarda oluşan ilk şey hiç şüphesiz 10. yüzyıldan kalma görkemli kalesidir. Dünya tarihindeki en özel yapılar arasında yer alan Estergon Kalesi, Tuna Nehri’nin yanı başında bulunmaktadır. İç ve dış tasarımlarıyla ziyaretçilerine unutulmaz bir deneyim yaşatan kale, bugün Estergon ve Macaristan tarihinin en önemli eserlerinin sergilendiği müze olarak kullanılmaktadır. Estergon denildiğinde akla ilk gelen diğer yerler; Víziváros, Széchényi ve Aziz Stephen meydanlarıdır. 

Estergon, bünyesinde yer alan birbirinden harika özellik ile misafirlerini kendine hayran bırakan bir kenttir. Pek çok açıdan gezginlerini şaşırtan Estergon’un en belirgin özellikleri müzeleridir. Tarihi yapılar içerisine kurulmuş olan bu müzeler, şehri ziyaret eden gezginlere Avrupa, Hristiyanlık ve Macaristan tarihinin en muhteşem eserlerini sunmaktadır. Bu müzeler arasında şüphesiz en dikkat çekeni Estergon Kalesi’ndeki olsa da 12. ve 18. yüzyıllar arasında dünyaca ünlü sanatçılar tarafından yapılmış eserlerin sergilendiği Hristiyan Sanatı Müzesi’nin de mutlaka keşfedilmesi gerekmektedir. Ayrıca Estergon Bazilikası Müzesi ve Tuna Nehri Müzesi de kentteki en özel eserleri sergilemektedir.

Estergon’dan söz ederken doğasına da mutlaka değinmek gerekmektedir. Avrupa’nın en büyük ikinci akarsuyu olan Tuna Nehri kıyısındaki şehir, adeta doğa içerisine kurulmuştur. Estergon’un doğal güzelliklerini merak edenlerin gitmeleri gereken ilk yer Duna-Ipoly Ulusal Parkı’dır.

Estergon'a Gideceklere Tavsiyeler

Estergon’a unutulmaz bir tatil yapmak maksadıyla giden gezginlerin, seyahatlerini eşsiz güzellikler ile taçlandırmak adına keşfetmeleri gereken ilk yer Duna-Ipoly Ulusal Parkı’dır. Avrupa’nın en büyük ikinci akarsuyu olan Tuna Nehri’nin içinden geçtiği bu ulusal park, 60.000 hektarlık devasa alanında şelalelerden dağlara muhteşem doğasıyla büyülemektedir.

Estergon’da görülmeye değer tarihi yapılar da bulunmaktadır. Bunlar arasında da başı Avrupa’daki en görkemli ve en eski yapılardan biri olan Estergon Kalesi çekmektedir. 10. yüzyıl civarlarında inşa edilen bu kale, muhteşem tasarımına ek olarak manzarasıyla da kendine hayran bırakmaktadır. Ayrıca Macaristan ve Estergon tarihi ve sanatını daha iyi öğrenebilmek adına bu kalede yer alan müzenin de mutlaka gezilmesi gerekmektedir.

Estergon’un eşsiz doğasını ve harika yapılarını keşfetmek adına şehri turlayan ziyaretçilerin mutlaka Aziz Stephen ve Széchényi meydanlarına gitmeleri gerekmektedir. Bunlar arasında da özellikle Barok, Rokoko ve Neo klasik dönemlerden kalma tarihi yapılarıyla çevrelenmiş Széchényi Meydanı eşsiz güzelliğiyle görenleri kendine hayran bırakmaktadır.

Estergon'a Gideceklere Tavsiyeler

Orta Avrupa’da yer alan bir şehir olan Estergon’a gidecek olan gezginler, seyahat çantalarını hazırlarken mutlaka bölgenin iklim koşullarına göre tercih yapmalıdır. Yıl boyunca serin bir iklime sahip olan şehir, özellikle akşam vakitlerinde yapılacak bir gezi sırasında hafif bir üşümeye sebep olabilmektedir. Bu nedenle hangi dönem olursa olsun Estergon’a gidecek olan turistlerin yanlarına mutlaka, soğuktan korumaya yardımcı olacak ceketlerini almaları tavsiye edilmektedir. Özellikle aralık ve şubat ayları arasında şehir çok soğuk olabilmektedir. Bu dönemlerde Estergon’a gideceklerin oldukça kalın kıyafetleri seyahat çantalarına eklemeleri önerilmektedir. Yaz ayları nispeten daha sıcak olsa da bu dönemler de de zaman zaman serin rüzgarlar bölgede bulunanları üşütebilmektedir.

Estergon Hakkında İlginç Bilgiler

Macaristan’ın en eski şehirlerinden olan Estergon, aynı zamanda ülkenin en büyük kentidir. Tuna Nehri kıyısında bulunan bu şehir, hakkında bilinmeyenlerle dikkat çekmektedir. Estergon’un 3-4 metre altında, 470 metre uzunluğunda Mala-Bahar Tüneli bulunmaktadır. Bu tüneller, Tuna Nehri’nden taşan suları engellemek adına inşa edilmiştir. Tuna Nehri’nin kıyısında ise Avrupa tarihinin en görkemli yapılarından biri bulunmaktadır. 10. yüzyıl civarlarında inşa edilen Estergon Kalesi, görenleri hayrete düşüren muhteşem bir yapıdır.

20.000 yıldır insanların yaşadığı Estergon topraklarında, ilk olarak yerleşik hayata geçen medeniyet Keltlerdir. M.Ö. 350 yılında burada yaşamaya başlayan Keltler, bu bölgeye ilk olarak Várhegy adını vermişlerdir. Daha sonraki süreçlerde şehrin adı Estergon olarak belirlenmiştir.