Avrupa’nın En Güzel Şehirlerinden Lüksemburg Hakkında Bilgiler

Lüksemburg Hakkında

Lüksemburg Hakkında

40 dk'lık okuma
567 kişi okudu

Lüksemburg, Batı Avrupa'da yer alan ve kendisiyle aynı adı taşıyan ülkenin başkentidir. Ülkenin güney kesiminde yer alan bu şehir, başkent olması sebebiyle sınırda değil ülkenin tam kalbinde yer almaktadır. Ülkeyi ziyaret eden turistlerin genellikle başkent Lüksemburg’da vakit geçirdikleri bilinmektedir. Ülkede bankacılık sektörünün oldukça gelişmiş olması, Lüksemburg’un GSMH’si, çoğu Avrupa ülkesinden üst düzeyde olmasını sağlamaktadır. Şehir ile ilgili bilgiler dikkate alındığında Lüksemburg’un müze, sanat galerisi, doğal ve tarihi alanlara ilgisi olan gezginler için oldukça güzel bir seçenek olduğu görülmektedir.

Lüksemburg’da turistlere hitap edecek birçok tarihi yapı ve doğal alan bulunmaktadır. Başkentin Eski Mahalle olarak adlandırılan bölgesi turistlerin mutlaka uğradıkları yerlerin başında gelmektedir. Şehrin etkileyici antik surları ve kaleleri, turistleri kendisine hayran bırakacak güzelliktedir. Kuzeyin Cebelitarık’ı olarak adlandırılan kale, Eski Mahalle üzerindeki en eşsiz yapıların başında gelmektedir. Ayrıca 2006 yılında hizmete açılan Grandük Jean Modern Sanatlar Müzesi, şehirdeki en gözde mekanlardan biri olarak akıllara gelmektedir. Bunun yanında devlet başkanının resmi ikametgahı olan Büyük Dükalık Sarayı da şehri ziyaret eden turistlerin, mutlaka görmeleri gereken yerler arasında ilk sıradadır.

Lüksemburg’da ziyaretçilere yönelik festival ve organizasyon sayısı da bir hayli fazladır. Özellikle her yıl mart ayında düzenlenen Lüksemburg Film Festivali, başkentteki en özel etkinliklerin başında gelmektedir. Kentte turistlerin en çok katılım sağladığı organizasyonlardan bir diğeri de mayıs boyunca 1 ay süreyle gerçekleştirilen Lüksemburg Müze Günleri’dir. Etkinlik kapsamında başkent öncelikli olmak üzere, ülkenin tüm şehirleri 45’in üzerinde müze ve kültür merkezi ile kapılarını her yaştan turiste açmaktadır. Mayıs ayı süresince sanat merkezlerine girişler ücretsiz olmakta ve özellikle kentteki müzelerde çocuklara yönelik farklı birçok atölye çalışması gerçekleştirilmektedir. Avrupa'nın en gözde şehirlerinden biri olan Lüksemburg hakkında her şey, turistlerin ilgisini çekebilecek niteliktedir.

Lüksemburg'un Tarihi

Lüksemburg'da bulunan en eski yerleşim kalıntıları M.Ö. 514 yılına aittir. 

Şehre ilk olarak Belçika kabilesi olan Treveri’nin geldiği bilinmektedir. Şehir kuruluşundan yaklaşık 400 yıl sonra, M.Ö. 53’te Roma İmparatorluğu tarafından fethedilmiştir. M.S. 5. yüzyılda Lüksemburg, Franklar tarafından işgal edilmiş ve bölge büyük ölçüde Hristiyanlaştırılmıştır. 1354 yılında İmparator IV. Charles, ülkeyi ve dolayısıyla içinde bulunduğu şehri bir dükalık haline getirmiştir. Sonrasında ise Lüksemburg Dükalığı 1477 yılında Habsburgların eline geçmiştir.

Lüksemburg Dükalığı 1618–48 arasında gerçekleşen Otuz Yıl Savaşları'ndan bir süre uzak kalmayı başarsa da 1635’te Fransa’nın devreye girmesiyle şehirde felaket dönemi başlamıştır. Fransızlar 1697 yılında şehri işgal etmiş ve Rijswijk Antlaşmaları uyarınca İspanya'ya vermişlerdir. Sonrasında, 1795 yılında, Lüksemburg yeniden Fransızların egemenliğine girmiş fakat bu durum fazla uzun sürmemiş ve şehir 1827 yılında bağımsızlığını kazanarak ülkenin başkenti olmuştur. İşgallerin doğal bir sonucu olarak şehrin çoğu bölgesinde Romalılara, Habsburglara ve Fransızlara ait sanat tarihi açısından oldukça önemli tarihi eserlere rastlayabilmek mümkündür.

Lüksemburg Denildiğinde İlk Akla Gelenler

Lüksemburg’un en belirgin özellikleri arasında şehrin tarihi surları ve geçmişin izlerini yansıtan eski mahalleleri gelmektedir. 16 ile 19. yüzyıllar arasında başkent, Avrupa'nın en müstahkem bölgelerinden biri olarak hizmet vermiştir. 

Şehrin oldukça güvenli olması; bünyesinde bulunan kale, sur ve mimari yapıların neredeyse hiç zarar görmemesini sağlamıştır. Bu sağlamlığı şehrin çeşitli bölgelerindeki kapılarda, burçlarda ve kalelerde de gözlemleyebilmek mümkündür. Her yıl yüz binlerce turist şehre, tarihi sokakları ve mimari eserlerini görmek için gelmektedir. Başkentteki Eski Mahalle olarak bilinen bölge ise ülkeye gelen gezginlerin ilk ziyaret ettikleri yerlerin başında gelmektedir. "d'Stad" olarak anılan bu harika korunmuş eski şehir merkezi, 1994 yılında UNESCO Dünya Mirası Sit Alanı olarak belirlenmiştir.

Lüksemburg’da görülmeye değer sanatsal yapıların sayısı bir hayli fazladır. Avrupa'nın tarihi açıdan en önemli şehirlerinden biri olarak kabul edilen ve ülkeyle aynı ada sahip başkent Lüksemburg, bu bağlamda turistlere eşsiz seçenekler sunmaktadır. Bir zamanlar orijinal şehir merkezi olan tarihi Balık Pazarı bölgesindeki Ulusal Tarih ve Sanat Müzesi, başkentteki en özel yerlerin başındadır. Bunun yanında 1572 yılında belediye binası olarak inşa edilmiş olan Büyük Dükalık Sarayı, başkentte bulunan en güzel mimari eserlerden bir diğeridir. Ayrıca saray, ülkedeki en görkemli Rönesans binası olarak kabul edilmektedir.

Lüksemburg'a Gideceklere Tavsiyeler

Lüksemburg, turistlere farklı birçok seçenek sunmayı başarmış durumdadır. Ülkenin başkenti turistlere hitap edebilecek çok sayıda tarihi yapıyı bünyesinde barındırmaktadır. Şehirde unutulmaz bir tatil deneyimi yaşamak isteyen misafirlere, Lüksemburg’un kalbinde yer alan William Meydanı’nı mutlaka görmeleri önerilmektedir. Ayrıca burada bulunan Hollanda Kralı II. William ve Lüksemburg Büyük Dükü'nün atlı heykelleri de turistlerin fotoğraf için bolca zaman ayırdıkları yerlerdendir. Bunun yanında Avrupa'nın en güzel balkonu unvanına sahip olan le Chemin de la Corniche, turistlerin şehirde görmeleri gereken en önemli yapılardan bir diğeri olarak öne çıkmaktadır. Ziyaretçilere ayrıca bu bölgede bulunan Dominiklilerin antik manastırını ve St. Michael Kilisesi’ni de mutlaka görmeleri önerilmektedir.

Lüksemburg, genel itibariyle tarihi ile öne çıksa da şehirdeki müzeler ve doğal alanlar da bir hayli ilgi çekicidir. Şehirdeki 21 kilometrelik yeraltı geçidi Casemates, görülmeye değer en önemli unsurların başında gelmektedir. 40.000 metrekarelik bir alana sahip olan bu bölgeyi ziyaret eden turistlere, Casemates de Bock’un tünellerini yaya olarak keşfetmeleri önerilmektedir. Şehirde modern sanatın en güzel örneklerini yansıtan Grand Duke Jean Modern Sanat Müzesi de gezginlere unutulmaz bir deneyim yaşatmaktadır. Avrupa'nın en önemli sanat galerilerinden biri olan Grand Duke Jean, deyim yerindeyse her yıl ultra modern mimari hayranlarının akınına uğramaktadır. Ayrıca şehrin hemen dışında bulunan Lüksemburg Ardennes; yüksek ormanlık platoları, sarp kayalıkları, ağaçlık tepeleri ve gizli vadileri ile sayısız etkileyici manzaraların bulunduğu doğal bir alan olarak öne çıkmaktadır.

Lüksemburg'a Giderken Alınması Gerekenler

  • Lüksemburg’u ziyaret eden turistlere yanlarında rahat bir yürüyüş ayakkabısı bulundurmaları önerilmektedir. Lüksemburg’un tarihi mimari güzellikleri ve müzeleri genellikle birbirine yürüme mesafesinde olduğundan, rahat bir ayakkabı şehirde turistlere oldukça fayda sağlayacaktır. 
  • Gezginlere, ayrıca yanlarında fermuarlı bir çanta bulundurmaları ve gezinti esnasında cüzdan, telefon gibi değerli eşyalarını burada muhafaza etmeleri önerilmektedir. 
  • Aynı zamanda hangi mevsimde gidilirse gidilsin baharlık bir polar da turistlere Lüksemburg gecelerinde kolaylık sağlayacaktır. 
  • Lüksemburg’un bazı noktalarında yerel kafe ve dükkânlarda kredi kartı kullanma imkânı olmayabileceği için, gezginlerin yanlarında az miktarda nakit para taşımaları da yapılabilecek önerilerden birisidir. 
  • Ayrıca ziyaretçilere otellerinde elektronik aletlerini daha hızlı şarj edebilmeleri için yanlarında taşıması kolay bir evrensel priz başlığı bulundurmaları da önerilmektedir.

Lüksemburg Hakkında İlginç Bilgiler

Lüksemburg hakkında bilinmeyenler bir hayli fazladır. Şehir ile ilgili dikkat çeken bilgilerden ilki GSMH’nin %80 gibi büyük bir kısmını tek başına oluşturmasıdır.

Yapılan araştırmalar başkent Lüksemburg'un dünyanın en düşük suç oranına sahip şehirlerinden biri olduğunu da gözler önüne sermiştir. Şehirde sadece 2 hapishane bulunmaktadır. Ayrıca şehir 2200 farklı tür ile dünyanın en çok şarap çeşidini sunan restoranını da bünyesinde barındırmaktadır. Lüksemburg’un altında kayadan oyulmuş 17 km'lik bir yeraltı tüneli bulunması ve savaş zamanlarında kullanılması için hazır bulundurulması da bir hayli ilgi çekicidir.

Lüksemburg hakkında pek bilinmeyen bir diğer bilgi de 27 Avrupa Birliği üyesi ülke arasında en düşük nüfusa sahip kent olmasıdır. Avrupa Birliği vatandaşlarına üye ülkeler arasında serbest dolaşım hakkı veren Schengen Anlaşmaları da başkent Lüksemburg’da imzalanmıştır. Ayrıca şehir, dünyanın en büyük finans merkezlerinden biri olmasıyla da öne çıkmış olup yatırımcılar için tam bir cennettir.

Sevdiklerinizle Paylaşın

Lüksemburg Vizesi

Lüksemburg vizesi almak için Ankara’daki Büyükelçiliğe ya da İzmir ve İstanbul’daki fahri konsolosluklara gidilmesi gerekmektedir. İşlemler randevu usulüyle yürütülmekte ve istenilen evrakların eksiksiz olarak sunulması talep edilmektedir.

Sıkça Sorulan Sorular

Club Zonal Sinchi Roca nerededir?

Club Zonal Sinchi Roca, Peru’nun Lima şehrinde yer almaktadır. Lima’nın Comas Bölgesi’nde bulunan bu park, eğlenceli aktiviteleriyle ünlüdür.

Parkın içerisinde hangi aktiviteler vardır?

Yüzme, futbol, voleybol, tenis gibi sporların yanı sıra bisiklet sürmek ve piknik yapmak  için de alanlar bulunmaktadır. Ziyaretçiler bu parkta, oldukça eğlenceli zamanlar geçirebilmektedir.