Kartpostalları Andıran Manzaralarıyla Triniad Hakkında Bilgiler

Trinidad Hakkında

Trinidad Hakkında

0 dk'lık okuma
45 kişi okudu

1514 yılında İspanyollar tarafından kurularak devrin en büyük köle ticaret merkezlerinden biri haline getirilen Trinidad, Küba’nın merkezi şehirlerinden olan Sancti Spiritus’a bağlı bir kasabadır. Trinidad ile ilgili bilgiler büyük oranda Latin Amerika kültürüne ışık tutsa da bölgenin geçmişi hakkında her şey bütün insanlığı ilgilendirmektedir. Kolonyal sistemin bir getirisi olarak uzun yıllar izolasyon hayatı yaşayan kasaba, önemli ölçüde tarihi dokusunu korumayı başarmış ve bundan dolayı yaşayan müze olarak adlandırılmaya başlanmıştır. Zamanında 30 binden fazla kölenin bulunduğu kasabada kartpostalları andıran birçok kentsel ve kırsal manzara bulunmaktadır. 

Trinidad’da geçmişe yolculuk yapmak isteyenlerin keşfe çıkması gereken yerler arasında Plaza Mayor, Museo Historico Municipal ve Museo de Arquitectura gibi yapılar bulunmaktadır. Bunlara ek olarak bünyesinde yer alan yapıların büyük bir kısmı yüz yıldan fazla süredir varlığını sürdürmektedir. Ayrıca doğal güzellikleriyle de görenleri kendine hayran bırakan kasaba, Ascon Plajı’na, El Pilon Şelalesi’ne, Escambray Dağları’na ve Valle de los Ingenios ismindeki şeker kamışlarının bulunduğu vadiye ev sahipliği yapmaktadır. Sıcak bir iklimin hüküm sürdüğü Trinidad’da gezerken rahat ve ince kıyafetlerin giyilmesi önerilmektedir. Kültür, tarih, doğa ve deniz turizmini bir arada misafirlerine sunan kasaba, yıl boyunca birçok gezgini ağırlamaktadır. 

Trinidad'ın Tarihi

Tarih sahnesine ilk defa 1514 yılında çıkan Trinidad, Küba’nın merkezi şehirlerinden olan Sancti Spiritus’a bağlı bir kasabadır. Kuruluşu İspanyollar tarafından gerçekleştirilen kasaba, sanat tarihi açısından dünyanın en önde gelen konumlarından birisi olmayı başarmıştır. 1511 yılında İspanyol denizcilerinden Diego Velazquez de Ceullar, Küba’yı fethetmesinin hemen ardından kaynak arayışına girmiş ve önemli noktaları ele geçirmiştir. Özellikle şeker üretimi konusunda ön plana çıkan Trinidad bölgesi, 1514 yılında şehirleştirilmeye başlanmış ve hem şeker hem de köle ticareti açısından Karayip Adaları için oldukça önemli bir merkez haline getirilmiştir. 18. yüzyıla kadar sürekli gelişen kasaba, 1790’lı yıllarda Küba’nın en büyük şehirlerinden birisi olmuştur. Bugünkü modern yerleşim düzenine ise 1850’lerde geçmiştir.

Trinidad’ın Sokak lambalarından kaldırımlarına, evlerinden kilise binalarına kadar hemen her yapısı 18. ve 19. yüzyıl mimarisinden izler taşımaktadır. Bu özelliğinden dolayı 1988 yılında Trinidad, geleneksel yerleşimin istisnai bir örneği olarak kabul edilmiş ve tarihsel açıdan insanlığa önemli katkı sağlaması sebebiyle UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesi’ne dahil edilmiştir.

Trinidad Denildiğinde İlk Akla Gelenler

Trinidad’ın en belirgin özellikleri arasında modernlikten uzak tarihi yapıları yer almaktadır. 

Trinidad’ın tarihi yapılarının geçmişi 18. yüzyıla kadar uzanmaktadır. "Yaşayan Müze" olarak tanımlanan kasaba, Karayipler'deki en iyi korunmuş kolonyal şehirlerden biridir. Zengin mimari yapısı, şehre 1988 yılında UNESCO Dünya Mirası statüsü kazandırmıştır. 

Tarihin, yemyeşil doğa ile buluştuğu Trinidad, bünyesinde çeşitli doğal güzellikleri de barındırmaktadır. Sıcak Küba havasından kaçmak isteyenlerin ilk tercihi, kasaba sınırları içerisinde bulunan şelalelerdir.

Hem tarihi hem de doğal güzellikleri ile keşfedilmeyi bekleyen kasaba, köleliğin yaygın olması nedeniyle kültürel bakımdan Afrika geleneklerinden de izler taşımaktadır. Trinidad, bu özelliğinin en büyük getirisi olan Afro-Küba rumba dans performansını izlemek isteyenlerin de ilk tercih ettiği yerlerden birisidir. Karayipler’deki en büyük köle ticareti merkezlerinden biri olan Trinidad, 19. yüzyılın başlarında zirve dönemini yaşamış ve bünyesinde 30 binden fazla kölenin çalıştığı fabrikalara ev sahipliği yapmıştır. Üstelik eski fabrikaların birçoğu bugüne ulaşmayı da başarmıştır. 

Trinidad'a Gideceklere Tavsiyeler

Tarihi dokularıyla görenleri kendine hayran bırakan Trinidad, Küba'nın en önemli turizm noktalarından birisidir. Merkezi trafiğe kapalı olan kasaba, klasik İspanyol koloni konumlarında bulunan geniş bir meydana ev sahipliği yapmaktadır. 18. ve 19. yüzyıllarda inşa edilen ve Plaza Mayor olarak bilinen bu geniş meydanın çevresi renkli koloni binaları ile dikkat çekerken, ara sokaklar, yerli halkın yaşantısını gözlemlemek için en ideal noktalardır.

Trinidad’ın simgesi haline gelen Convento de San Francisco binası ise tarihi yapılar arasında en dikkat çekenlerden birisidir. Bir zamanlar manastır olarak kullanılan yapı, günümüzde Küba devrimi hakkında sergilerin sunulduğu bir müzedir. Ancak asıl cazibe merkezi, şehrin muhteşem manzarasının görüldüğü kulesidir. 

Ayrıca Trinidad’da tarihe ışık tutan çeşitli müzeler de bulunmaktadır. Köle ticaret zamanına kadar uzanan eserleriyle Museo Historico Municipal, kolonyal binaların genel olarak nasıl olduğunu gösteren Museo de Arquitectura ve dönemin şeker ticareti yaparak büyük zenginlik elde eden kont Brunet’in evi bu müzelerden en önemlileridir.

Söz konusu doğal güzellik olduğunda ise Trinidad'dan çok uzakta olmayan Valle de los Ingenios ön plana çıkmaktadır. Şehrin zenginliğine katkıda bulunan şeker kamışı tarlalarının çoğunun bulunduğu yer olan Valle de los Ingenios, zamanında 30.000'den fazla kölenin çalıştığı bir nokta olarak bilinmektedir. Diğer popüler doğal güzellikler arasında ise Ancon Plajı, El Pilon Şelalesi ve Escambray Dağları bulunmaktadır.

Afro–Küba kültürünün yaygın olduğu Trinidad, gece hayatı bakımında da oldukça renklidir. Özellikle akşam 7’den sonra yerli halk ve turistler Casa de la Musica adlı mekana giderek hem dans etmekte hem de birbirlerine çeşitli içkiler ısmarlamaktadır.

Trinidad'a Giderken Alınması Gerekenler

Kartpostalları andıran görünümü ile yıl boyunca birçok kişinin uğrak noktası olan Trinidad, misafirlerine çok sayıda eğlence seçeneği sunmaktadır. Gezginlerin keşfetmekten zevk aldığı Trinidad’a gitmeden önce ön hazırlık yapılması önerilmektedir. Genel olarak sıcak bir iklimin etkisi altında bulunan şehir, zaman zaman yağış almaktadır. Bundan dolayı kıyafet seçimi hava koşullarına göre şekillenmektedir. 

  • Her ne kadar yağış olsa da hava sıcaklığının normal olması, ince ve rahat kıyafetler ile gezilmesine olanak sağlamaktadır. 
  • Genel olarak Trinidad’da herhangi bir kıyafet kuralı bulunmamaktadır. Arnavut kaldırımlı yollara sahip olduğu için rahat yürünebilecek spor ya da sandalet tarzı ayakkabılar tavsiye edilmektedir. Ek olarak doğa yürüyüşü yapmak isteyenler, engebeli arazilerde daha iyi bir hareket olanağı sağlayan kıyafet ve ayakkabıları tercih etmelidir.
  • Trinidad’da bulunan Ancon Plajı’nda yüzmek isteyenler yanlarında bikini yada mayolarını götürebilmektedir. 
  • Bunların yanı sıra kasabadaki deneyimlerini kaydetmek isteyenler yanlarında yedek bataryanın da bulunduğu kamera ya da fotoğraf makinelerini getirmelidir.
  • Trinidad’da sıcak havaların bazı durumlarda bunaltıcı olması, şapka ya da şemsiye taşınmasını zorunlu kılmaktadır. 
  • Ayrıca zararlı güneş ışınlarından korunmak için güneş kremine ek olarak güneş gözlüğüne de ihtiyaç duyulmaktadır. 
  • Şeker kamışlarının büyük yer kaplaması Trinidad’da çeşitli böcek ya da sivrisinek türlerinin bulunmasına neden olmaktadır. Bundan dolayı böcek kovucu sprey ve her ihtimale karşı ısırıklar için kaşıntı kremini çantada bulundurmak iyi bir önlem olacaktır.

Trinidad Hakkında İlginç Bilgiler

1500’lü yıllarda kurulan ve bugünlere kadar tarihi yapısını korumayı başaran Trinidad, oldukça ilgi çekici bilgileriyle de merak uyandırmaktadır. Her ne kadar dikkat çekici birçok noktası bulunsa da hakkında bilinmeyenler ile kasaba, daha çekici bir yer haline gelmektedir. İlk olarak Latin Amerika danslarından birisi olan rumba, Trinidad için oldukça önemlidir. Zamanında 30 binden fazla kölenin bulunduğu kasabada kölelerin hoşlandıkları kişilere ilgilerini göstermek için bir ritüel olarak gerçekleştirdiği dans stili zamanla evrimleşerek rumbanın temellerini oluşturmuştur. Bundan dolayı rumbanın çıkış noktası olarak Trinidad kabul edilmektedir.

Trinidad yemyeşil bitki örtüsüyle kaplı güzel ve alçak olan Escambray sıra dağları ile çevrilidir. Dağların çoğu kısmı UNESCO tarafından koruma altına alınmıştır. 1 Ocak 1959'da gerçekleşen Küba sosyalist devriminin ardından karşı devrimci bir grubun Escambray Dağları’na sığındığı da bilinmektedir.

Trinidad, deniz turizmi için de ziyaret edilen gözde yerlerden birisidir. Küba'daki çoğu plajda kartpostalları andıran incecik beyaz kumlar bulunurken, Trinidad’daki Ancon Plajı'nın kumları sarıdır. Bunun nedeni çoğunlukla Escambray Dağları'ndan gelen erozyondur. Bu durum Ancon Plajı’nı ülke genelindekilerden farklı kılmaktadır.

Sevdiklerinizle Paylaşın

Küba Vizesi

Küba’ya yapılacak olan ziyaretlerde vize şartı aranmaktadır. Ülke, Türk vatandaşlarına 30 günü aşmayacak şekilde vize vermektedir. Turistlerin vize için öncelikli olarak tercih ettikleri yöntem ise Ankara’daki konsolosluğa şahsen başvuru yapmaktır. Bunun yanı sıra kişilerin yetkilendirilmiş acentalar vasıtasıyla Küba vize başvurusu yaptığı da bilinmektedir.

Sıkça Sorulan Sorular

Piccadilly Circus nerededir?

Regent Caddesi ile Green Park'a doğru uzanan Piccadilly Caddesi’nin kavşağı olan Piccadilly Circus, İngiltere’nin başkenti Londra’ya bağlı Westminster semtinde yer almaktadır.

Piccadilly Circus’taki en dikkat çekici yapı nedir?

Piccadilly Circus'un ortasında yer alan Shaftesbury Anıt Çeşmesi ve çeşmenin üzerinde yer alan Eros heykeli bu kavşağın en ikonik yapıları olarak nitelendirilmektedir.

Piccadilly Circus ne ile tanınmaktadır?

Piccadilly Circus, günümüzde Londra'nın başlıca alışveriş caddelerinden biri olarak kabul edilmekte ve birçok ünlü mağazaya ev sahipliği yapmaktadır. Ayrıca bünyesinde bulunan pek çok pub, kulüp ve bar ile eğlencenin de merkezidir. Bunlara ek olarak dünyanın en popüler müzikallerinden bazılarının sahnelendiği çok sayıda tiyatro da Piccadilly Circus’a oldukça yakındır.

Piccadilly Circus ziyareti için en uygun zaman nedir?

Piccadilly Circus, günün her saati oldukça canlı ve eğlencelidir. Fakat özellikle binaları süsleyen ışıklı reklam tabelalarının net bir şekilde görüldüğü akşam saatlerinde kavşak, büyüleyici bir görünüme sahip olmaktadır.

Piccadilly Circus ismini nereden almıştır?

17. yüzyılın başlarında terzi Robert Baker, saygın kişilerin boyunlarına taktığı “piccadilis” isimli giysileri Piccadilly Hall'dan satın almıştır. Piccadilly Circus ismi ise buradan gelmektedir.

Piccadilly Circus’taki en ünlü yerler nerelerdir?

Piccadilly Circus, alışveriş denince ilk akla gelen yerlerdendir. Kavşakta yer alan en popüler alışveriş mağazaları ise Lilywhites ve Fortnum & Mason’dur. Dünyaca ünlü müzikallerinin sahnelendiği; Prince of Wales, Leicester Square, Her Majesty’s ve Prince Edward tiyatroları ise bölgedeki diğer ünlü cazibe merkezlerindendir.

Piccadilly Circus neden çok önemlidir?

Piccadilly Circus, merkezi konumu ile Londra’nın en ünlü eğlence ve alışveriş mekânlarına ev sahipliği yapmaktadır. 1819 yılında kurulan Piccadilly Circus, günümüzde yerli ve yabancı pek çok turistin gözdesidir.

Piccadilly Circus ne zaman yapılmıştır?

Piccadilly Circus, Kral IV. George tarafından 1819 yılında yaptırılmıştır. Günümüzde Londra’nın en popüler yerleri arasındadır.