Zengin Sokak Sanatları ile Ünlü Bogota Hakkında Bilgiler

Kolombiya'nın başkenti olan Bogota, hareketli bir turizm şehridir. Tarihi yapılar ve yapılacak turistik etkinliklerle dolu olan şehir, doğal yürüyüşler ve gece hayatı bakımından oldukça zengin alternatifler de sunmaktadır. Sokak sanatları, otantik kültürü, Barok tarzda inşa edilmiş yapıları, tarihi sokakları, kısacası Bogota hakkında her şey, turistlerin ilgisini çekmektedir. Bir diğer ilgi konusu ise Bogota’nın eski kent yerleşimi olan La Candelaria bölgesidir. Bu bölge, Arnavut kaldırımlı sokakları ve tarihi dokusuyla turizmin kalbi haline gelmiş önemli merkezler arasında yer almaktadır.

Bogota'nın en tarihi ve güzel mahallesini ziyaret etmek, İspanyol sömürge döneminde bir yürüyüşe çıkmaya benzemektedir. Hemen hemen her bina, gösterişli kapılar ve işlek caddelere bakan ahşap bir balkona sahiptir. Bölgede ayrıca her biri benzersiz bir tarihe ve mimariye sahip birçok müze, kütüphane, üniversite ve restoran bulunuyor olması, Bogota ile ilgili bilgiler arasında yer almaktadır. Kolombiya'nın en ünlü sanatçılarından birinin eserlerini görmek için Botero Müzesi'ne gitmek ya da kolonyal mimariyi hâlâ benimseyen birçok restoranı keşfetmek mümkündür. Bogota Altın Müzesi, Monserrate Dağı, Zipaquira Tuz Katedrali, Kolombiya Adalet Sarayı, Capitol Binası, Bogota Katedrali ve belediye başkanının ofisine ev sahipliği yapan Bolivar Meydanı da Bogota’nın simgeleşmiş yapıları arasında yer almaktadır.

Bogota'nın Tarihi

Bogota’nın kuruluşu 16. yüzyıla dayanmaktadır. Bogota'daki ilk Avrupa yerleşimi, 1538'de Gonzalo Jiménez de Quesada'nın Chibcha Kızılderililerinin ana merkezi olan Bacata'yı fethetmesiyle başlamıştır. Daha sonra “Bacata” ismi söylenerek değişmiş, Bogota’ya dönüşmüştür. Bogota, Yeni Granada’nın başkenti ilan edilmiş fakat sonrasında Yeni Granada, İspanyollar tarafından işgal edilmiştir. Bogota vatandaşları, 1810–1811 yıllarında İspanyol yönetimine karşı başarılı bir şekilde isyan etmişlerdir. Daha sonra Simon Bolivar'ın Boyacá Savaşı'ndaki zaferinden, şehri aldığı 1819'a kadar da İspanyollarla mücadele etmek zorunda kalmışlardır.

1821’de Bogota, İspanya'dan bağımsızlığını kazanmıştır. Bu yıllar içerisinde Bogota’da, sanat tarihi açısından da pek çok önemli mimari eser verilmiştir.

Panama, Venezuela ve Ekvador gibi ülkelerin de katıldığı Yeni Granada, Kolombiya Federasyonu’na dönüşmüş fakat bu oluşum, 1830’da feshedilmiştir. Yeni Granada başkenti Bogota, Kolombiya Cumhuriyeti’nin başkenti haline gelmiştir. Başkentteki siyasi güç mücadeleleri ve coğrafi izolasyon süreci, 19. yüzyılda Bogota'nın büyümesini ve refahını engellemiştir. Nisan 1948'de şehir, ayaklanmalardan ciddi şekilde zarar görmüş ve “bogotazo” olarak bilinen bir şiddet dalgası bölgeyi kasıp kavurmuştur. Bogota'da, Liberal ve Muhafazakar partilerin bir anlaşmaya vardığı 1958 yılına kadar huzursuzluk devam etmiştir. Bugün huzurun ve sükunetin hakim olduğu Bogota şehri, turizm ve ticaret gelirleriyle ayakta durmaktadır.

Bogota Denildiğinde İlk Akla Gelenler

Bogota’nın en belirgin özellikleri arasında zengin sokak sanatları yer almaktadır. Şehrin her yerinde görülebilen duvar resimleri ve graffitiler, turistlerin ilgisini toplamaktadır. Bu sokak resimlerinin en az olduğu alan ise eski kent bölümü olan La Candelaria’dır. Tarihi sokakları koruma altında olan Bogota’nın eski şehir bölgesinde, onlarca tarihi yapı yer almaktadır. Ünlü Botero Müzesi’nin yer adlığı La Candelaria, Bogota’nın İspanyol sömürgesi olduğu dönemde yapılmış birçok kütüphane, katedral ve müzeye ev sahipliği yapmaktadır. Fernando Botero, insanları ve hayvanları abartılı ve hacimli hatlarla betimleyen kendine has tarzıyla tanınan Kolombiya'nın en ünlü sanatçılarından biridir. Sanatla ilgili olmayan ziyaretçileri bile büyüleyen bu çalışmalar, tamamen alışılmışın dışındadır. Botero'nun çalışmalarının yanı sıra Dali, Degas ve Picasso'nun eserlerini de Botero Müzesi’nde görmek mümkündür.

Bogota’nın simgeleşmiş doğal güzelliği olan Monserrate Dağı, deniz seviyesinden 3.152 metre yüksekliktedir. Dağ, gece veya gündüz muhteşem manzaralar sunmaktadır. Dağın tepesinde, El Señor Caído'ya (Düşmüş Lord) adanmış tarihi bir kilise ve türbe bulunmaktadır. 17. yüzyılda kutsanmasından bu yana birçok mürid, tapınağa dualar ve fedakarlıklar sunmak için bir görev olarak tırmanmıştır. Ayrıca en üstte, teleferik veya fünikülerle kolayca erişilebilen birkaç restoran ve bar bulunmaktadır.

Bogota'ya Gideceklere Tavsiyeler

Bolivar Meydanı ziyaretinden sonra Bogota’da yapılabilecek ilk aktivite; La Candelaria bölgesini gezmek, burada yer alan kütüphaneleri ve katedralleri ziyaret etmektir. Eski şehrin merkezinde yer alan Botero Müzesi, ziyaretçilere daha önce tanıklık etmedikleri tarzlarda çalışmalar yapan Fernando Botero ve daha pek çok ressamın eserlerini görme olanağı sunmaktadır. Aynı bölgede yer alan ve Bogota'daki en güzel ve tarihi Katolik kiliselerden biri olan Santuario Nuestra Señora del Carmen kilisesi de görülmeye değerdir. 1938'de kutsanmış ve Meryem Ana'ya adanmış olan bu kilise, Gotik ve Floransa tarzıyla tanınmaktadır. Bogota ziyaretçilerinin en çok merak ettiği yerlerden biri de Monserrate Dağı’dır. Dağ, içerisinde çeşitli türbelere ve kutsal mekanlara ev sahipliği yaptığı gibi, zirveye yakın noktada şehir manzarası eşliğinde geleneksel Bogota yemeklerini yeme imkanı da sunmaktadır.

Bogota Botanik Bahçesi, Kolombiya'nın en büyük ve en çeşitli bahçelerinden biridir. Ülkenin her ikliminden ve bölgesinden bitkilere sahip olan Bogota Botanik Bahçesi, dışarıdaki uğultulu metropolü unutturacak denli mükemmel bir bahçedir. Ülkeye özgü 130.000 bitki türünden bazılarını ve bölgenin ekosistemlerinde gelişen birçok endemik bitki türünü görme şansı tanıyan bahçe, narin çiçeklerden oluşan bir sergiye de ev sahipliği yapmaktadır.

Bogota'ya Giderken Alınması Gerekenler

• Bogota ziyaretçilerini, küçük fakat eşsiz güzellikteki tarihi sokaklarıyla bekleyen La Candelaria bölgesi, yürüyerek keşfedilmesi gereken yerlerden biridir. Bu nedenle turistlerin yanlarında yürüyüşe uygun spor ayakkabılar getirmesi sağlık açısından gereklidir.
• Ayrıca Bogota’nın simgesi olan Monserrate Dağı’na tırmanmak isteyen ziyaretçilerin tırmanışa uygun ayakkabı, gözlük ve sırt çantası bulundurmaları gerekmektedir.
• Şehri yaz aylarında ziyaret etmek isteyen turistlere, doğrudan güneş ışığına maruz kalmamak için güneş gözlüğü, güneş kremi ve şapka taşımaları tavsiye edilmektedir.
• Monserrate Dağı’na kış aylarında tırmanmak, oldukça soğuk bir havayla karşılaşmak anlamına gelmektedir. Bu nedenle tırmanış yapmak isteyen turistlerin; kalın mont, bot ve eldiven gibi eşyaları yanlarında bulundurmaları önerilmektedir.
• Bogota sokakları çeşitli duvar resimleriyle süslüdür. Dünyanın en ünlü graffitilerine ev sahipliği yapan kentin fotoğraflarını daha iyi çekebilmek için profesyonel fotoğraf makinesi taşımak en iyi seçenektir.

Bogota Hakkında İlginç Bilgiler

Bogota’nın simgelerinden biri olan Bolivar Meydanı; Kolombiya Adalet Sarayı, Bogota Katedrali ve Belediye Binası tarafından çevrelenmiş durumdadır. Bolivar Meydanı’nda, günün her saatinde polis görmek mümkündür. Bunun sebebi meydanın siyasi tarihinin oldukça etkileyici olmasıdır. İspanyollara karşı mücadele verilen alanlardan biri olan Bolivar Meydanı, ismini isyanın önderi Simone de Bolivar’dan almaktadır. Bogota hakkında bilinmeyenler arasında ise ilerleyen tarihlerde bu meydandaki Adalet Sarayı’nın, Pablo Escobar tarafından kuşatılmış olması yer almaktadır.

Kolombiya'nın ulusal spor; barut, hedefler ve yüksek sesli patlamalar içeren bir oyun olan tejo'dur. Yerlilerin genellikle birkaç bira eşliğinde katıldığı bu oyunda oyuncular, kile sıkıştırılmış küçük barut dolu hedeflere ağır metal diskler fırlatmaktadır. Barut dolu şişeler vurulduğunda patlama sesi duyulur ve bu şekilde skor kazanılır.