Romeo ve Juliet’in Şehri Verona Hakkında Bilinmesi Gerekenler

İtalya’nın kuzeydoğusunda, Venedik ile Milano şehirlerinin tam ortasında yer alan Verona, Adige Nehri üzerinde bulunmaktadır. Veneto'ya bağlı olan Verona, bu bölgedeki birinci, kuzeydoğu İtalya’daki en büyük ikinci şehirdir. Klasik İtalyan mimarisinin muhteşem güzelliğiyle donatılmış şehir, dört bir yanında yer alan ve görülmesi gereken eşsiz manzaralar ile ülkedeki başlıca turizm bölgelerinden biridir.

İtalya’nın en çok turist çeken şehirlerinden biri olan Verona ile ilgili bilgilerden söz ederken, kentin en önemli yapıları arasındaki Arena’dan başlamak gerekmektedir. Antik Roma’dan kalma bir amfi tiyatro olan Arena, günümüzde hem opera etkinlikleri hem de fuar gibi turistlerin ilgisini çeken aktiviteler ile canlı tutulmaya çalışılmaktadır. Arena'daki etkinliklere katılmanın yanı sıra neredeyse her sokağında geçmişten kalma izlere rastlanan kentte yapılması gereken bir diğer aktivite, şehir müzelerini gezmektir. Mutlaka görülmesi gereken müzelerin başında da başında da 15. yüzyılda Barok tarzda inşa edilmiş olan Plazza Maffei gelmektedir.

İtalya’daki herhangi bir şehirden söz edilirken, o bölgenin geleneksel mutfağına da mutlaka değinilmelidir. Dillere destan İtalyan mutfağının en beğenilen bazı tariflerinin çıkış noktası olan Verona’nın yemek kültürü hakkında her şeyin bir gezi sırasında deneyimlenmesi mümkündür. Verona’da geleneksel yemek denildiğinde de herkesin aklına gelen ilk lezzet, damaklarda unutulmaz bir haz bırakan risotto amarone’dir. Mutlaka tadılması gereken yemekleri, Arena gibi tarihi yapıları ve keşfedilmeye değer eserleriyle ziyaretçilerine unutulmaz bir tatil imkanı sunan Verona, dünya üzerindeki en özel kentler arasında bulunmaktadır.

Verona'nın Tarihi

İtalya’nın en özel şehirlerinden biri olan Verona’nın kuruluşu ve isminin kökeni hakkında net bir bilgi bulunmamaktadır. 

Efsanelere dayanan hikayeleriyle dikkat çeken Verona hakkındaki en popüler olay, Euganei’in M.Ö. 550 yılında Verona bölgesini Cenomani’ye teslim etmek zorunda kalmasından sonra kentin kurulmasıdır.

Dünyada, kurulmuş en güçlü devletlerden biri olan Antik Roma İmparatorluğu, M.Ö. 89 yılında Po Vadisi fethettikten sonra Verona’nın da kontrolünü eline geçirmiştir. Fethedilmesinin ardından geçen 40 yılın ardından Roma tarafından kasaba olarak tayin edilen Verona, resmi olarak M.Ö 49 yılında kurulmuştur. Bu tarihten itibaren İtalya’nın köklü şehirlerinden biri olmaya başlayan Verona Verona, uzun yıllar boyunca kuzeyden gelen savaş yanlısı barbarların saldırısı altında kalsa da hiçbir zaman başka bir devletin egemenliği altına girmemiştir.

Klasik İtalyan mimarisinin gözle görülür en özel temsilcilerinden olan Verona’nın sanat tarihi de oldukça ilgi çekicidir. Çağlar boyunca kuzeye yakın olan konumu nedeniyle hem İtalya’nın hem de çevre ülkelerin sanatlarıyla oldukça yakından ilgilenen sanatçıların yaşadığı Verona, özellikle Rönesans ve sonrasındaki Barok dönemde kurulan mimari anlayışla inşa edilmiştir. Kentin en önemli tarihi yapılarından bazıları da barok döneminde yapılmış ve günümüzde de varlıklarını sürdürmektedir. Önemli yapılardan ilki, müze olarak da kullanılan ve 15. yüzyılda yapımı tamamlanmış olan Plazza Maffei’dir.

Verona Denildiğinde İlk Akla Gelenler

Muhteşem mimarisiyle ziyaretçilerini cezbeden Verona’da, dikkatleri çeken ilk mekan Arena’dır. Arena Di Verona olarak da bilinen bu yapının inşası M.S. 30’da tamamlanmıştır. 30 bin kişilik kapasiteye sahip olan bu amfi tiyatronun cephesi, Valpolicella’dan getirilmiş olan beyaz ve pembe kireçtaşları ile düzenlenmiştir. Tarihi yapı, Verona’nın başına gelmiş en büyük felaket olan 1117’deki 6,9 büyüklükteki depremde yapısal bütünlüğü bozulsa da ayakta durmayı başarmıştır. Bugün de faaliyetine devam eden bu yapıda opera etkinlikleri ve çeşitli fuar aktiviteleri düzenlenirken, 2026 yılındaki Kış Olimpiyatları’nın Kapanış Töreni gibi büyük organizasyonlar da Arena Di Verona’da gerçekleştirilecektir.

Verona denildiğinde akıllara gelen bir diğer şey de şehrin dört bir yanına yayılmış tarihi mekanlar ve heykellerdir. Bunlar; Cangrande’nin Atlı Heykeli, Erbe Meydanı çevresindeki çok sayıda yapı, Aziz Mark’ın Aslan Yontusu ve San Petro’nun Kalesi’dir. Verona’nın en belirgin özellikleri arasında, kente giden turistleri Antik Roma ve Barok dönemler arasında bir tarih yolculuğuna çıkarıyor oluşu bulunmaktadır.

Verona’ya giden gezginler, şehrin tüm olanaklarından faydalanırken bir de kentin geleneksel lezzetleri karşısında büyülenmektedir. İtalyan mutfağının en özel tariflerinin çıkış noktası olan Verona’da, risotto amarone gibi enfes bir yemeğin yanı sıra nadalin ve pandoro gibi tatlar da mutlaka deneyimlenmesi gerekenler arasındadır.

Verona’ya Gideceklere Tavsiyeler

Verona’ya gidecek olan gezginlerin ilk durağı Arena olmalıdır. Arena'nın ardından Erbe ile Signori ve Loggia del Consiglio gibi tarihi meydanlarda konumlanmış yapılar da görülebilmektedir. Ayıca Scaligero Köprüsü, Castelvecchio, San Zeno Maggiore Bazilikası ve Scaligeri’nin Mezarı’nın da Verona’dan dönmeden önce ziyaret edilmesi önerilmektedir.

Eşsiz müzeleri ile dikkatleri üzerine çeken Verona’da özellikle Plazza Maffei, bir gezi sırasında ziyaret edilmesi gereken ilk noktalardan biridir. 15. yüzyılda inşa edilmiş bu müzenin muhteşem bir şekilde tasarlanmış Barok tarzdaki iç kısmında şehrin tarihini ve sanat geçmişini gözler önüne seren eserler sergilenmektedir.

Verona’da yapılan bir tatil sırasında şehrin eşsiz doğasında bir yürüyüş yapılabilmektedir. Adige Nehri üzerine konumlanmış olan Verona, adeta bir yağlı boya tablosunda renklendirilmiş gibi duran yeşil görüntüsüyle ziyaretçilerini büyülemektedir. Verona’da bir doğa turu yapmak için Arsenale Halk Bahçeleri’ne gidilmesi tavsiye edilmektedir. Ayrıca dünyanın en güzel peyzaj alanlarından biri olan ve tasarımıyla büyük merak uyandıran Giusti Bahçesi de Verona gezisi sırasında görülmeye değer yerler arasında bulunmaktadır.

İtalya’nın kuzeydoğusunda bulunan Verona’ya giderken mutlaka seyahat çantasına konulması önerilen başlıca eşya, rahat bir yürüme sağlayacak olan spor ayakkabılardır.

Verona Hakkında İlginç Bilgiler

Milano ve Venedik şehirleri arasında yer alan Verona, Adige Nehri’nin üzerine kurulmuştur. Eşsiz mimarisi ve tarihiyle dikkat çeken Verona hakkında bilinmeyenler, ziyaretçiler tarafından merak edilmektedir. 

Verona’ya giden ziyaretçilerin en çok şaşırdıkları bilgi, dünya edebiyatının en büyük şairlerinden biri olan William Shakespeare’in hemen hemen herkesin bildiği ölümsüz eseri Romeo ve Juliet adlı yapıtın Verona’da geçmesidir.

2.000 yılı aşkın kentsel tarihe sahip olan Verona’da şehir mimarisi büyük bir ilgi görmektedir. Oldukça köklü bir mimari tarihe sahip olan Verona’da hem İtalyan hem de Kuzey Avrupa yapı stilleri görülebilmektedir. Özellikle bugünkü Verona’nın modern yapısı, Barok dönemde kurulan kentsel düzen üzerine kuruludur.

Verona hakkındaki ilginç bilgilerden biri de şehrin çok fazla sis altında kalmasıdır. Kent, İtalya’nın en büyük nehri Garda’ya oldukça yakın bir konumda bulunmaktadır. Bu nedenle gölün nemli atmosferini taşıyan rüzgarların etkisinde kalan Verona’nın semalarında bir sis tabakası oluşmaktadır.