Çizmenin Topuğundaki Şehir Lecce Hakkında Bilgiler

Lecce kenti hakkında her şey ve şehir ile bilgiler herkes tarafından fazlasıyla dikkat çekici bulunmaktadır. İtalya’nın Apulia olarak da bilinen Puglia bölgesinde, Adriyatik ve İyon denizinin kesişiminde bulunan Lecce, ünlü bir şehirdir. Lecce, Salento Yarımadası olarak bilinen İtalya haritasında ünlü çizme benzetmesinin topuk kısmında yer almaktadır. Salento Yarımadasının ve Puglia bölgesinin en önemli şehirlerinden olan Lecce, Barok tarzı bozulmamış mimarisi ile dönem filmlerinin setlerini andırmaktadır.

Lecce, 2000 yıllık geçmişi ile Romalılar, Yunanlılar, Bizanslılar ve Normanlar gibi milletlere ev sahipliği yapmıştır. En görkemli devrini Roma İmparatorluğu zamanında yaşayan Lecce şehrinde o döneme ait yapılan Roma Amfi Tiyatrosu fazlasıyla ilgi çekmektedir. Lecce 19. yüzyılda İtalya’ya bağlanarak günümüz konumunu almıştır.

Barok mimarisi, kolay işlenebilen ünlü Lecce taşı, bir çeşit kağıt hamuru sanatı olan Cartapesta heykelcikleri ve lezzetli yemekleri Lecce denince akla ilk gelenler arasındadır. Ayrıca Lecce’de her yıl belirli aylarda düzenlenen sanat, film, müzik ve kültürel festivaller dünyanın her yerinden kente giden ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir. Festivallere eşlik eden yerel yemekler, şarap ve zeytinyağı tadımları turistler tarafından fazlasıyla beğenilmektedir.

Lecce'nin Tarihi

Lecce’nin ilk kuruluşu, Roma döneminde 2. yüzyılda Lupiae ismiyle gerçekleşmiştir. Kısa bir Yunan hükümdarlığı dışında 500 yıl boyunca Roma İmparatorluğu’na bağlı kalmıştır. Lecce, 2000 yıllık geçmişinde; Romalılar, Yunanlılar, Bizanslılar, Sicilya Krallığı, Normanlar, Sarazenler, Lombardlar, Slavlar ve Macarlar tarafından yönetilmiştir. Lecce, en büyük mimari gelişimini Roma döneminde Kral Marco Aurelio zamanında yaşamıştır. O döneme ait yapılan Roma Amfi Tiyatrosu fazlasıyla ilgi çekmektedir.

11. yüzyılda Sicilya Krallığı’nın egemenliğine giren Lecce şehri, önemli bir ticari ve ekonomik konuma yükselmiştir. Ayrıca o dönemde Floransa, Venedik ve Cenova ile yaptığı yoğun ticaretler ile ses getirmiştir. 15. yüzyılda kentin kendine has Barok mimari tarzı ortaya çıkmıştır. Lecce 18. yüzyılda bağımsızlığını ilan edip son olarak 19. yüzyılda İtalya’nın birleşmesine katılarak mevcut yerini bulmuştur. Şehrin tarihinde bir diğer önemli olay, Katolik Kilisesi tarafından şehrin koruyucu azizi ilan edilen ilk Hristiyan piskoposun Lecce’de ikamet etmesidir. Miladı çok eskiye dayanan Lecce şehri, geçmişten günümüze zengin kültürü, sanat tarihi ve değerli mimarisi ile ön plana çıkmaktadır.

Lecce Denildiğinde İlk Akla Gelenler

Barok mimarinin şehirde bu kadar kendini göstermesini, süslü ve detaylı hatların öne çıkmasını, bölgede çıkarılan kolay işlenebilen ünlü Lecce Taşı mümkün kılmaktadır. Lecce şehri denilince ilk akla gelen şeyler; çarpıcı Barok mimarisi ve bozulmamış tarihi dokusu olmaktadır. 

Lecce şehri ile direk ilişkilendirilen bir çeşit kalker olan taş, sanayi açısından en büyük ihracat payını göğüslemektedir. Buna ek olarak şehirde ön plana çıkan kağıt hamuru sanatı olan Cartapesta tekniği ile yapılan heykeller, Lecce denilince akla gelen önemli özelliklerdendir.

Çok çeşitli milletlere ve kültürlere ev sahipliği yapmış Lecce şehrinde ünlü meydan Piazza Sant’Oronzo’da bulunan Roma Amfi Tiyatrosu, görülmesi gereken önemli yerlerden biridir. Lecce’nin diğer önemli meydanı olan Piazza del Duomo’da yer alan Lecce Katedrali içerdiği mükemmel detaylar ile görenleri kendine hayran bırakmaktadır. Barok mimarinin en önemli temsilcilerinden olan Basilica di Santa Croce ise Lecce’nin simgesi haline gelmiştir.

Lecce denilince akla gelen en belirgin özellikler derin tarihi, kültürel yapısı ve benzersiz Barok mimarisi olsa da mutfağı ve eşsiz yemekleri de bir o kadar önemli bir yer kaplamaktadır. Ayrıca Lecce, kaliteli şarap ve zeytinyağı üretimi sağlayan önemli bir tarım şehridir.

Lecce'ye Gideceklere Tavsiyeler

Güneyin Floransa'sı olarak lanse edilen Lecce’ye gideceklerin 17. yüzyıla ışınlanmış gibi hissetmesini sağlayan yüksek duvarlı dar sokaklarda kaybolmaları tavsiye edilmektedir. Lecce’nin labirente benzeyen bozulmamış tüm sokaklarının büyük meydanlara çıkmasına tanık olmak harika hissettirmektedir. Ayrıca Roma Amfitiyatrosu'nu gezen turistlerin ünlü Gladyatör filminin atmosferi içine girdikleri söylenmektedir. Basilica di Santa Croce ve Lecce Katedrali mutlaka görülmesi gereken yerlerdendir.

Lecce kendine has mutfak tarzıyla tatmadan dönmeyeceğiniz yerel spesiyaliteler içermektedir. Bunlardan bazıları; meşhur Sagne 'ncannulate, ünlü makarna kulakları oricchiete, pasticciotto, bölgeye has burrata peyniri ve vinello şarabıdır. Ayrıca bölgede yer alan kafe, restoran gibi dükkanların açılış saatleri Lecce’de öğlen şekerlemesi olan siesta vakitlerine göre ayarlanmaktadır. Genellikle saat 13.00 ile 17.00 arasında çoğu dükkanın kapalı olması ve etrafın tamamen tenhalaşması gideceklerin önceden bilmesi gereken bilgiler arasında yer almaktadır.

Lecce’de yerel halkın İngilizce bilgisinin düşük olduğu bilinmektedir. Buna karşın Lecce, yardımseverliği ile her türlü anlaşmanın sağlandığı sıcakkanlı ve güler yüzlü insanlara ev sahipliği yaptığı söylenmektedir.

Lecce'ye Giderken Alınması Gerekenler

Lecce’nin uzun ve dar sokaklarında rahat dolaşmak için yanınızda bulunması gereken en önemli şey yürüyüş ayakkabılarıdır. Ancak sokak zeminleri düz olduğu için topuklu ayakkabı kullanımı da herhangi bir sorun teşkil etmemektedir. 

• Bununla birlikte günlük ihtiyaç duyulan eşyaların taşındığı kullanışlı küçük bir sırt çantası gezinizi keyifli kılacaktır. 
• Yanınızda taşıyacağınız bir Lecce sokak haritası vaktinizi verimli kullanmanızı sağlayacaktır.
• Şehrin görkemli mimarisi profesyonel fotoğraf makineleri eşliğinde tüm detayları ile gözler önüne serilecektir. Yanınızda taşıyacağınız bir fotoğraf makinesi içinizdeki karşı konulamaz fotoğraf çekme arzusuna cevap verecektir. 
• Ayrıca küçük bir şehir olmasına karşı fazla sayıda tarihi kilise ve katedral içerdiğinden yanınızda ince bir şal bulunması tavsiye edilmektedir.

Lecce Hakkında İlginç Bilgiler

Lecce şehri ile ilgili efsaneler ve hakkında tüm bilinmeyenler duyanlara ilginç gelmektedir. Özellikle Lecce şehrine ilk yerleşenler hakkında farklı efsaneler bulunmaktadır. Şehrin Truva Savaşları sırasında Girit Kralı Milos’un torunu Malennio tarafından kurulduğuna inananlar mevcuttur. Başka bir inanışa göre ise Salento Yarımadasında bulunan en eski yerleşimciler MÖ 1000 ile 800 yılları arasında Messapyalılar Lecce şehrini kurmuşlardır. Şehrin kökenleri tartışmalı olsa da bölgede bulunan müzelerde sergilenen kalıntılar bir zamanlar Arnavutların atası olarak bilinen Messapyalılar diğer adıyla İliryalıların Lecce’de yaşadığını netleştirmiştir.

Lecce’nin tarih kokan sokakları tüm güzelliği ile ödüllü Türk Yönetmen Ferzan Özpetek’in ünlü Mine Vaganti filminde başrolü üstlenmiştir. 2010 yılında çekilen film, yetenekli İtalyan oyuncularından oluşan kadrosuyla ve karakteristik sahneleri ile eleştirmenlerden tam not almıştır. Ünlü yönetmen, Lecce sokaklarında çektiği ses getiren filmi ile İtalya’nın Oscar’ı olarak tanımlanan David Di Donatello ödülüne layık görülmüştür.