Müzeleriyle Ünlü Fransız Şehri Mulhouse ve Hakkında Her Şey

Mulhouse, Vosges ve Jura dağları arasındaki Alsace ovasında yer almaktadır. Fransa’nın turistik doğu şehirlerinden biri olan Mulhouse, İsviçre ve Almanya sınırlarına yakın bir konumda bulunmaktadır. Strasburg’dan sonra Alsace bölgesinin en büyük ikinci şehri olması Mulhouse’a özel bir anlam yüklemektedir. Bünyesinde barındırdığı farklı tarzdaki müzeleri ve dini yapıları sayesinde, turistlerin yıl boyunca ziyaret etmeyi ihmal etmedikleri bir şehir haline gelmiştir. Mulhouse ile ilgili bilgiler dikkate alındığında şehrin turistlere hitap edecek birçok özelliğe sahip olduğu görülmektedir. 

Mulhouse'da turistlerin ilgisini çekebilecek birçok müze ve ören yeri bulunmaktadır. Özellikle 400'den fazla araba modelinin sergilendiği Cité de l'Automobile, ziyaretçilerin mutlaka görmeleri gereken yerler arasında ilk sıradadır. Müzedeki Bugatti modellerini görmek, arabalara merak duyan misafirler için eşsiz bir deneyim olacaktır. Şehirde müze gezilerinin yanında doğal bir alan görebilmek de mümkündür. 1868 yılında 25 hektarlık bir açıklığa kurulan Parc Zoologique ve Botanique, şehirde turistlerin uğramayı ihmal etmedikleri yerlerdendir. Bu hayvanat bahçesinde 170 farklı türden yaklaşık bin hayvanın bulunduğu tahmin edilmektedir.

Mulhouse'daki en köklü organizasyonların başında gelen Météo Festivali, 40 yıldır ziyaretçilere unutulmaz anlar yaşatması ile meşhurdur. Ağustos ayında düzenlenen bu festival; doğaçlama, deneysel ve yaratıcı müzik için en önemli uluslararası etkinliklerden biri olarak akıllara gelmektedir. Ayrıca genç nesil Fransız müzisyenleri öne çıkarması da organizasyona ayrı bir anlam katmaktadır. Bunun yanında şehirde festival ve organizasyonlar hakkında her şey turistlerin ziyaret dönemlerine uygun olacak şekilde ayarlanmaktadır.

Mulhouse’un Tarihi

İlk olarak 9. yüzyılda adı geçen Mulhouse’un, özgür bir imparatorluk şehri olarak kuruluşu 1308 yılına dayanmaktadır. Kent, 16. yüzyılda İsviçrelilerle savunma ittifaklarına katılarak kendisini garantiye almaya çalışmıştır. Ancak bu pek sonuç vermemiş ve Mulhouse, 1798 yılında Fransa Cumhuriyeti'ne katılmıştır. Sonrasında, 1871 yılında yaşanan Fransa - Almanya savaşı, şehrin tekrardan el değiştirmesine neden olmuştur. Bu mücadele sonucu Almanların eline geçen Mulhouse, I. Dünya Savaşı’nın sona erdiği 1918 yılında tekrardan Fransa'ya katılmıştır. 

Mulhouse, 20. yüzyılın başlarından itibaren büyük bir gelişim ivmesi yakalamıştır. Şehirde, yerel tekstil endüstrisinin büyümesi ve demiryolu vagonları imalatının artması Mulhouse’u adeta bir sanayi şehri haline getirmiştir. Sonrasında Fransız hükümeti, kenti sanayisinin yanında turistik özellikleri ile de tanıtmaya başlamıştır. Bölgede Yukarı Alsace Üniversitesi'nin kurulması ve tarihi yapıların daha fazla öne çıkarılması Mulhouse’u bir turizm cenneti haline getirmiştir. Şehirde sanat tarihi açısından oldukça önem teşkil eden nadide eserlerin gün yüzüne çıkarılması, gelişimi perçinleyen en önemli adım olmuştur. Günümüzde Alsace bölgesinin en büyük 2. şehri olarak öne çıkmaktadır.

Mulhouse Denildiğinde İlk Akla Gelenler

Mulhouse'a tatile gelen misafirlerin öncelikli olarak ziyaret ettikleri yerler arasında, şehrin müzeleri ve dini yapıları gelmektedir. 1809 yılından kalma dikiş makinelerinin ve çeşitli aksesuarların sergilendiği Musée de l'Impression sur Étoffe, şehirdeki en önemli müzelerden biri olarak öne çıkmaktadır. Ayrıca 1860'lı yıllarda sanayiciler tarafından kurulmuş olan Mulhouse's Güzel Sanatlar Müzesi, gezginlere 19. yüzyıl Avrupa tarihine dair genel bilgiler sunmaktadır. Şehrin en belirgin özellikleri, tarihi eserlerin neredeyse orjinaline yakın halinde korunabilmiş olması ve müzelerin standardın çok üzerinde bir hizmet vermesidir.

Mulhouse'un eski belediye binası olan Hôtel de Ville, ziyaretçilerin görmeyi ihmal etmedikleri mimari eserler arasındadır. 1552'den kalma bu binanın duvarları çeşitli alegorik görüntü ve resimlerle kaplı olması sebebiyle şehirde çok meşhurdur. Şehirdeki dini yapılar arasında akıllara ilk gelen ise 1866 yılında inşa edilen Saint-Étienne Tapınağı'dır. Neo-gotik tarzı yansıtan ve 97 metre uzunluğunda olan bu yapı, inşası 1100'lü yıllara dayanan, ancak 1858'de bakımsız olduğu için yıkılan bir kilisenin yerini almıştır.

Mulhouse'a Gideceklere Tavsiyeler

Mulhouse'u ziyaret edecek olan misafirlere Cité du Train adlı lokomotif sergisini mutlaka ziyaret etmeleri önerilmektedir. 1840'lardaki en eski lokomotiflerden son teknoloji TGV'ye kadar birçok çeşidin sergilendiği bu galeri, özellikle tren meraklıları ve mühendislerin ilgi odağı olmaktadır. Ayrıca şehirde Volta, Edison ve Tesla gibi mucitlerin eski deney ve çalışmalarının sergilendiği EDF Elektropolis Müzesi de turistlerin ilgisini çekebilecek yerler arasındadır. Müzedeki sunum, ziyaretçileri insanın elektrikle olan ilişkisi üzerinden bir yolculuğa çıkarmaktadır. 

Mulhouse'da farklı bir yer görmek isteyen gezginlere ise şehrin güney kısmında, 1898'den kalma eksantrik bir kalıntı olan Tour du Belvédère'yi ziyaret etmeleri önerilmektedir. 20 metre yüksekliğinde ve dövme demirden inşa edilmiş olan bu yapı, Fransızlar tarafından mini Eyfel Kulesi olarak anılmaktadır. Bunun yanında şehri ziyaret eden turistlere geleneksel Alsas köyü olan Ecomusée d'Alsace’i mutlaka gezmeleri önerilmektedir. Köyün küçük ahşap evleri ve dar dönemeçli yolları misafirlere unutulmaz anlar yaşatmaya aday gezintilerden biri olacaktır.

Mulhouse'a Giderken Alınması Gerekenler

• Mulhouse'yi görmek isteyen turistlere yanlarında mutlaka bir spor ayakkabı bulundurmaları önerilmektedir. Şehri ziyaretlerde müze ve ören yerleri arasında mesafe oldukça kısa olduğundan, spor ayakkabı turistlere oldukça fayda sağlamaktadır. 
• Bunun yanı sıra yürüyüşler esnasında güneşin yakıcı etkisinden korunmak için gezginlerin yanlarında geniş kenarlıklı bir şapka bulundurmaları da oldukça önemlidir. Güneşe doğrudan maruz kalmak istemeyen misafirlere ayrıca çantalarına seyahat boyu güneş kremi koymaları da yapılabilecek hatırlatmalar arasındadır. 
• Mulhouse'de gece dışarıya çıkmayı düşünenlerin bavullarında ince bir polara yer vermeleri de gerekmektedir. 
• Ayrıca turistlere eğer mümkünse yanlarına yedek batarya almaları ya da çantalarında portatif bir powerbank bulundurmaları da önerilmektedir. Şehrin bazı noktalarında telefon şarj edebilecek alanlar bulunmadığından, fotoğraf ve video çekmeyi seven turistler taşınabilir şarj cihazı yardımıyla bu problemi çözmektedir.

Mulhouse Hakkında İlginç Bilgiler

Mulhouse hakkında ilginç ve ilgi çekici birçok bilgi bulunmaktadır. Bunlardan ilki, dünyanın halka açık en büyük otomobil koleksiyonu olan Cité de l'Automobile’in burada bulunmasıdır. Ayrıca EDF Elektropolis Müzesi de içerisinde Tesla ve Edison’a ait çeşitli çalışmaların canlandırıldığı oldukça ilginç bir yer olarak öne çıkmaktadır. Mulhouse hakkında bilinmeyenlerden bir diğeri de ülkede “Fransız Manchester'ı" ve "yüz bacalı şehir" olarak anılıyor olmasıdır. Bunun yanı sıra Fransa'nın en prestijli drama okullarından biri olan Cours Florent’in kurucusunun da bu şehirde doğmuş olması Mulhouse hakkında kıyıda kalmış bilgiler arasındadır.