Fransa’nın Kültürel Merkezi Olan Angers Hakkında Bilgiler

Anjou’nun tarihi başkenti olan Angers, Loire Vadisi’nde bir şehirdir. Tarih boyunca Fransa’nın kültürel merkezi olan bu şehir, günümüzde eşsiz mimarisiyle dikkat çekmektedir. Orta Çağ mimarisinin öne çıktığı şehirde, birbirinden güzel tarihi yapılara rastlanmaktadır. Angers, mimarisinin yanı sıra olağanüstü sanat galerileri ve müzeleri ile de ziyaretçilerini büyülemeyi başarmaktadır. Ayrıca şehrin simgesi haline gelen Angers Kalesi, 13. yüzyıla dayanan tarihiyle turistlerin büyük ilgi gösterdiği bir mekandır.

Angers, tarihi yapılarının yanı sıra muhteşem doğal güzellikleriyle de öne çıkmaktadır. Özellikle Terra Botanica, Jardin des Plantes ve Parc de l’Arboretum mekanları şehrin en önemli park ve bahçelerindendir. Şehir merkezi olarak bilinen Place de la Laiterie; birçok farklı mağazası ile ziyaretçilerin alışveriş için en sık tercih ettiği yerdir.

Angers hakkında her şey mimarisi ve doğal güzelliklerinden ibaret değildir. Şehir birbirinden özel yöresel lezzetleriyle de dikkat çekmektedir. Angers’ın farklı bölgelerinde bu lezzetlerin denebileceği Michelin yıldızlı birçok restoran bulunmaktadır. Ayrıca şehrin çevresindeki atölyelerde üretilen Anjou şarabı, ziyaretçiler tarafından oldukça beğenilmektedir.

Angers'in Tarihi

Angers’taki ilk yerleşimler hakkında yeterli kaynak bulunmasa da şehrin kuruluşunun Roma dönemine kadar uzandığı tahmin edilmektedir. Angers şehri, birkaç köprüyle birbirine bağlanan iki tepe üzerine kurulmuştur. Şehir, yüzyıllar boyunca giderek güçlenen duvarlarıyla korunaklı bir yer haline gelmiştir. Surlarla çevrili şehir merkezinde ise Anjou Kontu Ranfray tarafından inşa edilen Angers Kalesi yer almaktadır.

Bu kalenin ve çevresindeki birçok yapının tarihi 13. yüzyıla dayanmaktadır.

Angers adının kökeni tam olarak bilinmemektedir. Ancak bölgede yaşayan Galyalılardan dillerinden 'Andes' ve 'Andegaves' kelimelerinin türetildiği ve Sezar'ın buraya 'Andecavi' dediği bilinmektedir. Bu kelimenin 'büyük kahramanlar' veya 'devler' anlamına geldiği söylenmektedir.

Angers Denildiğinde İlk Akla Gelenler

Angers’ın en belirgin özellikleri arasında hiç şüphesiz müzeleri, tarihi yapıları ve eşsiz şarapları yer almaktadır. Özellikle önemli duvar halısı eserlerinin sergilendiği Jean-Lurçat, David d’Angers ve des Beaux-Arts müzeleri şehrin en çok ziyaret edilen kültürel mekanlarından birkaçıdır.

1231 yılında inşa edilen ve şehrin simgesi haline gelen Angers Kalesi, bölgedeki en önemli tarihi yapıdır. Kalenin içinde Apocalypse Tapestry adıyla bilinen 140 metre uzunluğunda bir duvar halısı bulunmaktadır. Şehrin önemli tarihi yapılarından bir diğeri olan Maison d’Adam ise 15. yüzyılın sonlarından kalma ahşap bir binadır.

Kirişleri elma desenli olan bu bina, adından da anlaşılacağı üzere Adem ve Havva’ya adanmıştır.

Angers denildiğinde akla gelen bir diğer önemli özellik ise şehrin muhteşem şaraplarıdır. Anjou şarabı; şehrin yakınlarında üretilmekte ve Angers’ın eski ismiyle anılmaktadır. Kırmızı, pembe ve beyaz çeşitleriyle öne çıkan bu şaraplar; ziyaretçilerin yoğun ilgisini çekmektedir.

Angers'e Gideceklere Tavsiyeler

Angers; tarihi yapıları, müzeleri ve muhteşem doğasıyla öne çıkan bir şehir olarak bilinmektedir. Bu nedenle gezginlerin, öncelikle şehirdeki doğal güzellikleri keşfe çıkmaları önerilmektedir. Özellikle Terra Botanica ve Jardin des Plantes mekanları şehrin doğasını yansıtan önemli park ve bahçelerdir.

Oldukça küçük bir şehir merkezine sahip olan Angers’ı gezmeye, Place du Ralliament Meydanı’ndan başlanması tavsiye edilmektedir. Pek çok restoran ve mağazanın bulunduğu bu bölge; alışveriş yapmak için ideal bir yerdir.

Şehrin tarihine ışık tutan Angers Kalesi, hemen herkesi etkilemeyi başarmaktadır.

İçinde yer alan pek çok tarihi eseri ve 140 metrelik Apocalypse duvar halısı ile şehirde mutlaka görülmesi gereken mekanlar arasındadır.

Angers’ın yöresel mutfağını denemek, şehirde yapılabilecek keyifli aktiviteler arasındadır. Özellikle Crémet d'Anjou ve Querns d'Ardoise tadına bakılmadan dönülmemesi gereken lezzetlerdendir. Ayrıca ünü tüm Avrupa’ya yayılan Anjou şarabı; şehirdeki atölyelerde ve restoranlarda eşsiz bir deneyime kapı açmaktadır.

Angers'e Giderken Alınması Gerekenler

Küçük bir şehir merkezine sahip olan Angers’ı keşfetmenin en iyi yollarından biri; turistik mekanları yürüyerek dolaşmaktır. Bu nedenle Angers gezisi için rahat bir ayakkabı oldukça kurtarıcı olmaktadır. Ayrıca ziyaretçilerin yanlarına alacakları hafif bir sırt çantası, büyüleyici şehir turunu daha konforlu hale getirecektir.

Şehirde kilise ve katedrallere oldukça sık rastlanmaktadır. Bu mekanlarda uyulması gereken bazı kıyafet kuralları bulunmaktadır. Dolayısıyla dini mekan ziyaretleri yapmak isteyen gezginlerin; yanlarında bir şal bulundurmaları iyi olacaktır.

Angers’da görülmesi gereken birçok mekan bulunmaktadır ve özellikle turizm sezonlarında bu mekanlar oldukça kalabalıktır. Şehirde kaybolmamak ve hiçbir ayrıntıyı kaçırmamak için ziyaretçilerin yanlarında Angers sokak haritası bulundurmaları faydalı olmaktadır.

Angers Hakkında İlginç Bilgiler

Yüzyıllar öncesine uzanan tarihiyle Angers hakkında bilinmeyenler oldukça fazladır. Şehrin kuruluşu tam olarak bilinmese de tarihinin Roma İmparatorluğu’na dayandığı tahmin edilmektedir.

Loire Vadisi’nin kalbindeki Angers’ta Avrupa’nın en büyük yapılarından biri olan Angers Kalesi bulunmaktadır. Kentin simgesi haline gelmiş olan bu kale, 360 derecelik bir şehir manzarasına sahiptir. Ayrıca bu yapıda, 17 adet savunma kulesi bulunmaktadır. Kalenin içinde ziyaretçileri 140 metre uzunluğundaki Apocalypse isimli duvar halısı karşılamaktadır.

Anger’ın en önemli doğa parklarından biri olan Terra Botanica; onlarca nadir ve egzotik türe ev sahipliği yapmaktadır. Her yıl birçok ziyaretçi bu parktaki ekosistemi gözlemlemek için şehre gelmektedir.

Eşsiz yemek kültürüyle dikkat çeken Angers’ta pek çok Michelin yıldızlı restoran bulunmaktadır. Angers’ta yapılan bir araştırma ise şehrin; ülkedeki en yüksek yaşam kalitesini sunan yer olduğunu ortaya çıkarmıştır.