Kuzey’in Venedik’i Brugge Hakkında Bilgiler

Tarihi dokusu, su kanalları ve Arnavut kaldırımı sokaklarıyla Avrupa’nın en ünlü Orta Çağ şehirlerinden biri olan Brugge hakkında her şey, turistlerin Belçika’ya seyahat etme nedenleri arasında yer almaktadır. Her yıl binlerce turist kanalların ve heybetli binaların fotoğrafını çekmek için kenti ziyaret etmektedir. Yüzyıllar boyunca Brugge kanalları ile şehir ve deniz birbirine bağlanmıştır. Tüccarlar bu deniz bağlantısı sayesinde kenti en büyük ticaret merkezlerinden biri haline getirmiştir. Brugge’ün en önemli özelliği, şehirdeki Orta Çağ mimarisinin neredeyse tamamının hiç bozulmadan bugüne gelebilmiş olmasıdır. Bu nedenle UNESCO bütün şehir merkezini Dünya Mirasları Listesi ile korumaya almıştır. Şehir politikası, sürdürülebilirliğe verdiği önem ile dikkat çekmektedir. “Yarının Bakımı” projesi kapsamında şehir idarecileri, sürdürülebilir projeler ve iklim planlamaları geliştirerek kenti daha yaşanabilir bir hale dönüştürmek için Brugge halkı ile iş birliği içinde çalışmaktadır.

Brugge’ün dünyaca ünlü çikolata ve waffle üretimi, gastronomi tutkunu turistleri memnun etmeyi başarmaktadır. Brugge ile ilgili bilgiler araştırıldığında bu bilgi ilk sırada yer almakta ve kente giden turistlerin mükemmel bir tadım yolculuğuna çıkmasını sağlamaktadır. Waffle ve çikolatanın tadını çıkarırken dinlendirici su kanallarında gezinti ve sokaklarında tarihe yolculuk imkanıyla Brugge, unutulmayacak bir gezi deneyimi sunmaktadır.

Brugge’ün Tarihi

Roma döneminde bir yerleşim yeri haline gelmiş olsa da Brugge’ün kuruluşu, ilk kez 9. yüzyılda adının duyulması ile olmuştur. Kentin adının, eski Cermen dilinde “demir atma” anlamına gelen “brugj” kelimesinden türetildiği bilinmektedir. Reie Nehri boyunca uzanan Brugge, bu bağlamda adını coğrafi oluşumundan almaktadır. Şehrin gelecekteki refahının sebebi olacak bir dizi gel-git kanalı aracılığıyla Kuzey Denizi’ne bağlanmıştır.

Orta Çağ’ın başlarında Brugge, jeopolitik konumu ve kendi limanına sahip oluşu sayesinde 13. yüzyılda uluslararası ticaret için önemli bir merkez haline gelmiştir. Avrupa’nın her yerinden tüccarların kente yerleşmesi sonucu dünyanın ilk borsası Brugge’de kurulmuştur. Bu durum, Brugge vatandaşlarının giderek zenginleşmesine vesile olmuştur. 14. ve 15. yüzyılda altın çağını yaşayan şehir, ticaretin yanında güzel sanatlar alanında da ciddi atılımlar yaparak Jan van Eyck ve Hans Memling gibi ünlü ressamların yaratıcı nişlerine ev sahipliği yapmıştır. 1830’da Belçika’nın bağımsızlığını ilan etmesini takip eden yıllarda, Zeebrugge adı verilen yeni bir uluslararası liman inşa edilmiştir. 

2000 yılında UNESCO’nun şehrin iç bölgesinin hepsini dünya mirası olarak sınıflandırması, Brugge sanat tarihi açısından keşfedecek çok şey olduğunu göstermektedir.

Brugge Denildiğinde İlk Akla Gelenler

Tarihi değerlere önem veren bir şehir olarak tanınan Brugge, aynı saygıyı dini mirası için de göstermektedir. Kenti ziyaret edenlerin, içinde hala yerleşim bulunan İngiliz Manastırı ve Karmelit Manastırı’nı “Kutsal Kitaplar- Gizli Kütüphaneler” adını taşıyan proje ile bir rehber eşliğinde ziyaret etmesi sağlanmaktadır. Bu proje ile ziyaretçiler, orada yaşayan din adamları tarafından İngiliz Manastırı ve Karmelit Manastırı binalarına ve orada yaşayanların mütevazi hayatlarına davet edilmektedir. Turistler, ziyaret sırasında, uzun yıllardır süregelen bir gelenek ile dua ve çalışma ritminde yaşayan manastır sakinleri ile çeşitli şekillerde karşılaşma imkanı bulmaktadır.

Brugge’ün iç kısımlarından sahil şeridine doğru ilerlendiğinde, Zeebrugge plajı Brugge’ün en belirgin özellikleri arasında yer almakta ve gezginleri ekolojik yapısına duyulan saygı ile kendine hayran bırakmaktadır. Zeebrugge Plajı, kent sakinlerinin gururla bahsettiği Mavi Bayraklı Plaj unvanına layık görülmüştür. Mavi bayraklı plajlar, kullanıcıların farkındalık ve eğitim düzeyi, su kalitesi, ekolojik ve sürdürülebilirlik çalışmaları ve güvenliğe verilen önem konusunda diğer plajlardan ayrılmaktadır. Civardaki görülmeye değer turistik alanlara da ulaşım kolaylığıyla bilinen Zeebrugge Plajı’ndan doğal koruma alanı olan De Fonteintjes’e yürüyüş yapmak için geçilebilmekte, tercih edenler için yolcu tekneleri ile limanın etrafındaki eşsiz doğa görülebilmektedir.

Brugge'e Gideceklere Tavsiyeler

Çekicilik ve özgünlük ile dolu bu pastoral şehirde şüphesiz ilk dikkat çeken de bu kanallar olmaktadır. Kanallar boyunca dolaşan küçük tekneler sayesinde bütün şehir mimarisini başka bir gözle, belki de mümkün olan en romantik şekilde keşfetmek mümkündür. Gizli bahçelerin, pitoresk köprülerin ve harika natürmortların göz alıcı güzellikleri, şehrin ana arteri olan kanallardan geçerken göze çok daha etkileyici görünmektedir.

Brugge şehri, ihtişamlı su kanalları ile “Kuzey’in Venedik’i” olarak bilinmektedir.

Doğal yapısı bir kenara, Brugge kenti kültür sanat anlamında da oldukça zengindir. Güzel Sanatlar Şehir Müzesi olarak da bilinen Groeninge Müzesi, Brugge’de bulunan en popüler müzedir. Müzede, Jan van Eyck’in eserleri ve Flaman kontlarının dünyaca ünlü resim koleksiyonu ziyaretçilerin beğenisine sunulmaktadır.

Panoromik Brugge manzarasını görmek isteyen gezginler, 83 metre yüksekliğindeki Brugge Çankulesi’nin 366 basamağını tırmanarak benzersiz doğa ve tarih dokusunun tadını çıkarmaktadır. Çankulesi, etkileyici saat mekanizması ve 47 çanlı yapısı ile Brugge’ün en belirgin simge yapılarından biridir. Orta çağ döneminde kentin mührü, tüzüğü ve kasasının, Çankulesi’nin hazine odasında özenle saklandığı bilinmektedir.

Brugge'e Giderken Alınması Gerekenler

• Brugge kentini yaz aylarında ziyaret etmek isteyenlerin ılık bir ilkbahar mevsimi ile karşılaşacaklarını bilmeleri gerekmektedir. Şehri keşfederken ağırlık yaratmayacak, hava alan, pamuklu kıyafetler, kısa kollu tişörtler tercih edilmelidir. Yürüyüş ayakkabısı veya spor ayakkabı gibi ayak sağlığını koruyan ayakkabıların giyilmesi önerilmektedir. 
• Sıcak ve nemli bir şehir olmayan Brugge, yaz ayları boyunca konforlu bir gezi imkanı sunmaktadır. Akşam saatleri için ince bir ceket bulundurulması faydalı olmaktadır.
• Şehri kış aylarında ziyaret edecek kişilerin ise soğuk hava durumuna hazırlıklı olacak şekilde kalın kışlık montlar, atkı, bere ve kışlık botlar götürmesi gerekmektedir.
• Brugge’de priz yapısı farklılık gösterdiği için C ve E çıkış tipine sahip adaptör dönüştürücü temin etmek, özellikle telefon ve bilgisayar gibi teknolojik aletlerin şarj sorununu ortadan kaldırmaktadır.
• Brugge sokaklarında bisiklet turu yapmak isteyen gezginler için uygun alt giyim kıyafetlerini yanlarında bulundurmaları önem arz etmektedir. Spor kıyafetler ve konforlu ayakkabılar tercih etmek, Brugge sokaklarında rahat bir şekilde dolaşma imkanı sağlaması bakımından da faydalı olmaktadır.

Brugge Hakkında İlginç Bilgiler

Tarih boyunca Avrupa ticaretinde önemli bir rol oynamış olan Brugge, gelişmiş ticaret ağı ve sürdürülebilir şehir politikasının yanı sıra, orta çağ döneminden beri neredeyse tamamen korunan sokakları ile ziyaretçilerine farklı bir modern algı sunmaktadır. Brugge şehir merkezi, UNESCO Dünya Mirasları listesinde yer almaktadır. Medeniyetin gelişmesine ve dünya çapında farklı kültürlerin etkileşimine olanak sağlayan, Kuzey Denizi’ne bağlı su kanalları ve hemen her sokağın başında bulunan, korunmuş kilise mimarileri gezginlere adeta zamanın durduğunu hissettirmektedir.

Kendine hayran bırakan mimarisi ile Brugge, 14. Ve 15. Yüzyılda inşa edilen ahşap evlerden oluşmaktaydı. Fakat şehirde sıkça çıkan yangınlar sonucu 17. Yüzyılda ahşap evler inşa etmek yasaklanmıştır ve var olan evler Neogotik tarzda, kentin genel yapısına uygun olacak şekilde restore edilmiştir. Bu sayede, girift sokakları ile orta çağ şehir planını her zaman korumuştur. Brugge hakkında bilinmeyenler arasında, borsanın tarihi ve nasıl oluştuğunun hikayesi bulunmaktadır. Efsaneye göre bir gün iki yabancı tüccar Brugge’de buluşmuştur. Birinde kakao çekirdekleri, diğerinde ise elmaslar vardır. Birlikte ticaret yapmak istemektedirler ancak ürünün fiyatı ağırlığına bağlı olduğundan, değişimi bir kağıda yazarak beyan etmişlerdir. Yazdıkları kağıt, günümüzde kullanıldığı şekliyle tarihteki ilk poliçeyi oluşturmaktadır. Devam eden süreçte diğer tüccarların da katılmasıyla aynı handa mal, bono ve sigorta poliçelerini takas etmişlerdir ve günümüz ekonomi dünyasına bu ticaret yöntemini kazandırmışlardır.