2024 Gezilip Görülmesi Gereken Kültürel Yerleri

1870 yılında inşa edilen Saint Nicholas Siros, dönemin en ünlü mimarlarından olan G. Metaxas tarafından tasarlanmıştır. Aziz Nikolaos’a adanmış bir kilise olan Saint Nicholas Siros’un inşaatını Kral Otto yakından takip etmiştir. Kraliçe Olga’nın bina için sponsor olduğu bilinmektedir.

Museum Mark Vamvakaris; ünlü sanatçı Markos Vamvakaris’in hayatını ve sanatını ölümsüzleştirmek adına, ölümünden tam 23 yıl sonra şubat ayında açılmıştır. Müze içerisinde Markos Vamvakaris’in kimliği, pasaportu, kıyafetleri, saati gibi birçok kişisel eşyası ziyaretçilerin görmesi için açık bir şekilde sergilenmektedir.

Yunanistan’ın Syros Adası’nın Pano Deftera kentinde yer alan Ekklisia Agios Giorgios Kilisesi, 1676 yılından önce inşa edildiği bilinen ve 1868’de yapılan restorasyon ile günümüzde ki görüntüsüne kavuşturulan bir kilisedir. Kehanetlere göre Arachova Savaşı da bu kilisenin merdivenleri üzerinde yapılmıştır.

Industrial Museum Of Ermoupolis, Syros’ta 2000 yılında Teknik Kültür Merkezi tarafından kurulmuş olan bir müzedir. Müze, 19. yüzyıldan kalmış olan 4 adet binada hizmet vermektedir. Müze içerisinde altın sanayi çağından kalmakta olan çeşitli alet ve edevatlar ziyaretçilere açık bir şekilde sergilenmektedir.

Church Of The Resurrection Of Christ, 1874 yılında mimar Dimitris Eleftheriadis tarafından inşa edilmiştir. 1908 yılında tam olarak faaliyete geçen kilisede, günümüzde hala Peder Thomas’ın pazar günü ayinleri yapılmakta ve çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir.

Port of Zakynthos, aynı isimli Zakynthos Adası’nın en büyük, en meşhur limanıdır. Özellikle ziyaretçilere sunduğu manzara, mimarisi ve tarihi ile adeta bir cazibe merkezi haline gelmiştir.

Rezidans Würzburg, Almanya’nın Würzburg şehrinde inşa edilmiş bir saray olarak dikkat çekmektedir. Dünyanın en büyük duvar resmine sahip olan Rezidans Würzburg, büyük salonları, odaları, kilisesi ve bahçesiyle mutlaka görülmesi gereken yapılar arasında yer almaktadır.

Mergentheim Palace, Almanya’nın Bad Mergentheim şehrinde yer alan tarihi bir saraydır. Bu saray, uzun bir dönem boyunca Töton Şövalyeleri için önemli bir genel merkez konumunda bulunmuştur. Bu nedenle kültürel ve tarihi birikimler, sarayın içerisinde görülebilmektedir. 800’den fazla yıldır sağlamlığını koruyan Mergentheim Palace, dünyanın her tarafından ziyaretçileri bünyesinde ağırlamaktadır.

Almanya’nın Würzburg şehrinde yer alan Kappele Sanctuary, ülkenin en önemli tapınaklarından biridir. 1748 yılında eski bir şapelin yerine inşa edilen Kappele Sanctuary’nin tarihi çok eski yıllara dayanmaktadır. Ülkenin en eski ibadet yerlerinden olan tapınağın tarihi duvarlarındaki resimler, orijinal mimari ve eski mobilyalar büyük bir hayranlık uyandırmaktadır.

Füssen kasabasında bulunan Hohenschwangau Şatosu, Neo-Gotik mimarisiyle dikkat çekmektedir. Doğal güzelliklerle çevrili olan şato, 12. yüzyıldan beri varlığını korumaktadır. Yeşilin ve mavinin ortasında kalan şato, sıcak bir ev izlenimi uyandırmaktadır.

Ettal Köyü’nde yer alan Linderhof Sarayı, doğal güzelliklerin ortasında yer almaktadır. Linderhof Sarayı, mimarisi ve bahçeleriyle dikkat çekmektedir. Masallardaki saraylara benzeyen Linderhof Sarayı’nı, Kral II. Ludwig yaptırmıştır.

LIMESEUM and Römerpark Ruffenhofen, Dinkelsbühl şehrinin gözde merkezlerinden birisidir. Bölgedeki tarihi yerleşim ve sivil mimarinin örneklerinin sergilendiği LIMESEUM adlı müze ve Roma Parkı’ndan oluşan merkez, her yıl binlerce ziyaretçi tarafından tercih edilmektedir. Peyzajıyla dikkat çeken Roma Parkı’nın yanı sıra müzede, bölge tarihine yönelik önemli eserler de sergilenmektedir.

Füssen’de bulunan Alpspitzbahn, 1973 yılında açılmıştır. Alpspitzbahn, doğal güzelliklerle çevrili bir eğlence tesisidir. Alpspitzbahn, ziyaretçilerine birçok aktivite imkanı sunmaktadır. Hem rahatlamak hem eğlenmek isteyenler, Alpspitzbahn’ı ziyaret etmektedir.

Füssen’de bulunan High Castle of Füssen, şehrin tepesine oturan bir kaledir. High Castle of Füssen, hem bir müzeye hem de bir resim galerisine ev sahipliği yapmaktadır. Kültür ve sanatın buluştuğu bu kaleye, her yıl binlerce sanatsever gelmektedir.

Füssen’deki Benedictine Monastery of St. Mang kilisesi, 9. yüzyıldan beri ayakta duran tarihi bir eserdir. Barok mimarisinin hakim olduğu kilise, Aziz Magnus için inşa edilmiştir. Alp dağlarını ayıran Lech Nehri’nin yanında bulunan kilise, her yıl binlerce ziyaretçi ağırlamaktadır.

Yeni Saray, Büyük Frederick tarafından Yedi Yıl Savaşı’ndan sonra Prusya’nın gücü ve ihtişamını göstermek adına inşa ettirilmiştir. Mimari tarzı barok ve rokoko olan Yeni Saray’ın inşasına 1763 senesinde başlanmış, 1769 senesinde sonlanmıştır. Büyük Frederick bu sarayı kraliyet ailelerini ve devlet büyüklerinden ileri gelenleri karşılamak amacıyla yaptırılmıştır. 200’ü aşkın oda bulunan Yeni Saray, Büyük Frederick’ten sonraki krallar tarafından yazlık saray olarak kullanılmıştır.

New Garden Potsdam, Kral II. William tarafından inşa ettirilen bir bahçedir. Bu Yeni Bahçe, İngiliz tarzı bahçedir ve barok tarzıyla inşa edilmiş Sanssouci Parkı’na rakiptir. 1787 - 1792 arasında inşa edilen bahçenin tamamlanması beş sene sürmüştür. Hollanda evlerinden Mermer Saray’a değin birçok mimari yapının bulunduğu bahçe, ziyaretçilerin ilgisini üstünde toplamaktadır. Pazartesi günleri hariç her gün saat 06.00 - 21.00 arasında ziyarete açık olan Yeni Bahçe için herhangi bir giriş ücreti bulunmamaktadır.

Frankisches Museum Dinkelsbühl, Almanya’nın Dinkelsbühl şehrinde yer alan ünlü müzelerden birisidir. Bölgenin tarihi, ekonomik ve sosyolojik olarak geçmişine ışık tutan ve geçmişi gelecek nesillere aktaran müze, geçici sergi alanlarıyla sürekli yenilenmektedir. Pazartesi günü dışında her zaman ziyaret edilebilen Frankisches Museum Dinkelsbühl’de giriş ücreti ise 2 Euro’dur.

2017 senesinde kurucusu Hanso Plattner’in koleksiyonu etrafında şekillenerek açılan Barberini Müzesi, eski ustaların çağdaş sanatta izlenimciliğini kendine yön olarak belirlemiştir. Bu doğrultuda sergilerin yapıldığı bir müzedir. Faaliyetlerinin yenilikçiliğiyle ve eğitim faaliyetleri barındırmasıyla dikkat çekmektedir. Örneğin; 4K Akıllı Tahta ve Barberini uygulamasıyla yenilikçiliğini gözler önüne sermektedir. 1945 senesinde yaşanan hava saldırısı dolayısıyla yıkılan Palais Barberini’nin yeniden inşa edilip böyle bir sanat müzesine ev sahipliği yapmasıyla Potsdam’da yerel belleğin canlanmasına hizmet etmektedir.

Almanya’nın Dinkelsbühl şehrindeki tarihi binada yer alan Kinderzech’- Zeughaus, ambar deposundan eğitim alanına dönüştürülmüştür. Çocukların yıl sonu etkinliklerinden esinlenerek festivale olarak kabul edilen Çocuk Festivali, Temmuz aylarında Kinderzech’- Zeughaus’da hareketliliğin artmasını sağlamaktadır. 2 hafta boyunca süren festivallerde çocukların eğlenmesi için farklı etkinlikler ve programlar hazırlanmaktadır.