2024 Gezilip Görülmesi Gereken Kültürel Yerleri

Kursaal Kongre Sarayı ve Oditoryumu, İspanya’nın San Sebastian şehrinde yer almaktadır. 1973 yılında yıkılan kumarhane ve sinema salonu olarak kullanılan binanın yerine, 1999 yılında inşa edilmiştir. İspanyol mimar Rafael Moneo tarafından tasarlanan bina küp şeklindedir. İspanya’nın en büyük film festivaline ev sahipliği  yapmaktadır.

Cervantes Tiyatrosu, İspanya’nın Malaga şehrinde yer almaktadır. Yangında yıkılan eski De La Libertad Tiyatrosu’nun yerine 1870 yılında inşa edilmiştir. Bir dönem sinema salonu olarak kullanılan salon 1987 yılında yenilenmiş, ardından tiyatro ve konser salonu olarak faaliyet göstermeye devam etmektedir.

Sacromonte İspanya’nın Granada şehrinde bulunan renkli bir semttir. Muhit kendine has coğrafi özellikleri ve mağaralarıyla turistler tarafından yoğun ilgi görmektedir. İçerisinde müze ve anıt gibi birçok önemli yapı bulunmaktadır. Özellikle havanın kararmasıyla birlikte müzik ve dansın en yoğun görülebileceği Sacromonte yerli ve yabancı turistler için bir çekim alanı oluşturmaktadır.

Sokullu Mehmet Paşa Çeşmesi, 16.yüzyılda Belgrad’da inşa edilmiş bir yapıdır. Osmanlı egemenliğine dair en net örneklerden biri ola bu çeşme birçok kez değişime uğramıştır. Çeşme, Belgrad’ın o dönemki  son noktası olarak değerlendirilmektedir. Ziyaret etmek için herhangi bir ücret ödenmesi ve saat kısıtlaması bulunmayan Sokullu Mehmet Paşa Çeşmesi tüm turistlerin dikkatini çekmektedir.

Sırbistan’da Belgrad şehrinde yer alan Zindan Kapı 15.yüzyılda yapılmıştır. Özellikle Osmanlı egemenliğinde önemli bir savunma yeri haline gelmiştir. Bugünkü ismini de Osmanlı etkisi altında alan kapı uzun yıllar zindan olarak kullanılmıştır. İki yarım daire biçiminde kule ve daha alçakta bir kemerden oluşmaktadır. Günümüzde Zindan Kapı yoğun ilgi gösterilen bir destinasyondur.

Sırbistan’ın Belgrad şehrinde yer alan Leopoldov Kapı, 17.yüzyılda inşa edilmiş bir yapıdır. Bir kale kapısı olup şehre giriş çıkışlar için oldukça önemli bir noktadadır. Kale kapısının tasarımında, sonradan eklenen Barok bir etki de görülmektedir. Kale kapısının üzerinde LP amblemi bulunmakta, bu da I. Leopold adına yapıldığını net bir biçimde göstermektedir.

İsrail’in Tel Aviv kentinde bulunan Rothschild Bulvarı şehrin en ikonik caddeleri arasındadır. Alan yürüyüş ve bisiklet yolu, ağaçlarla kaplı şeritleri ile oldukça dikkat çekmektedir. Bulvar, Bağımsızlık Salonu, İsrail Filarmoni Orkestrası ve Habima Tiyatrosu gibi tarihi yapılar ile bilinen bir yerdir. Lüks restoranları, kafeleri ve eğlence mekânları ile Rothschild Bulvarı ilgi çeken destinasyonlar arasındadır.

Sırbistan’ın Belgrad şehrinde yer alan Stefan Lazarevic Anıtı 1982 yılında yapılmış bir heykeldir. Anıt içerisinde bir de mermer bulunmakta ve bu taşın üzerinde Stefan Lazarevic’in arkadaşının mektubu yer almaktadır. Ülke için çok önemli bir yönetici olan Stefan Lazarevic’in Anıtı 3.2 metre yüksekliğinde ve pelerinli görüntüsü ile ilginç bir tasarımı sahiptir.

Sırbistan’ın Belgrad şehrinde yer alan Bin Yıl Anıtı, 20.yüzyılın sonlarında inşa edilmiş bir yapıdır. Macar devletinin 1000.yılı olması sebebiyle inşa edilen anıt bir gözetleme kulesi olarak kullanılmıştır. Bugün ise panoramik manzaranın görülebildiği, hoş fotoğrafların çekilebildiği bir yerdir. İçerisinde bir sanat stüdyosu bulunan Bin Yıl Anıt şehir gezisinde görülmeye değer bir destinasyondur.

Sırbistan Parlamento Binası, 20 Ekim 1936 yılında açılmış bir yapıdır. Kral 1.Peter’ın isteği ile yapılan parlamento binasının inşa süreci 1890’lı yıllarda başlamıştır. Sonrasında planlarda değişiklik olmuş ve siyasi süreçler planı etkilemiştir.  Mimarisi ise büyüleyen Sırbistan Parlamento Binasını hafta içi görebilmek ve içerisini gezebilmek mümkündür.

Sırbistan’ın Belgrad şehrinde yer alan Damat Ali Paşa Türbesi Yukarı Şehir’de yer alan bir Osmanlı yapısıdır. 18.yüzyıla tarihlendirilen türbe düzenli olarak yıkılıp yeniden dikildiğinden 19.yüzyıla da tarihlendirilmektedir. Yapı tipik Osmanlı türbe mimarisinin Belgrad’daki yansımasıdır. Mimarisi ile dikkat çeken Damat Ali Paşa Türbesi  yılın birçok kısmında ziyaretçiyi ağırlamaktadır.

Kapan Han, Üsküp’te yer alan Osmanlı İmparatorluğu döneminden kalma tarihi bir yapıdır. İlk yaptırıldığı dönemlerde alt kat, tüccarların atları ve mallarını koydukları yer olarak kullanılırken, üst kattı konaklamaya uygun tasarlanmıştır. Şuan günümüzde üst katı bir İmam Hatip Lisesi, alt katında ise lokanta ve çay evi işletilmektedir.

Vardar Nehri, Makedonya’nın başketin de yer almaktadır. Üsküp’ü ikiye bölen nehrin iki yanında da ziyaretçilerin oturabilmeleri için banklar yer almaktadır. Nehir birçok köprüye ev sahipliği yapmaktadır. Bunlardan en önemlisi şehrin iki yakasını birleştiren Taşköprü, Osmanlı’nın Üsküp’teki sembol eserlerinin başında gelmektedir.

Makedonya’nın başkentinde yer alan Taşköprü, şehrin en önemli ve nadide Osmanlı eserlerinden biridir. Günümüzde sadece yayalar için erişilebilir olan Taşköprü, geçmişte araç trafiği içinde kullanılmıştır. Üsküp’e gelen herkesin mutlaka görmek isteyeceği bir yer olan yapı, şehrin iki yakasını birleştiren önemli bir destinasyon olmasıyla yoğun ilgi çekmektedir.

Berraklığı ve bir denizi aratmayan büyüklüğü ile Makedonya’daki Ohri Gölü, UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirasına dâhil edilmiştir. Dalgıçlık, yüzme ve tekne yarışları gibi farklı aktivitelerin yer aldığı göl, yerel halk ve turistler tarafından çok fazla tercih edilen önemli bir destinasyondur. Çevresinde ziyaretçilerin ihtiyaçlarını karşılayabileceği restoran, kafe ve birçok mekân yer almaktadır.

Üsküp’ün ana meydanında yer alan Büyük İskender Anıtı, 8 Eylül 2011 tarihinde Makedonya Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını ilan etmesinin 20.yılı anısına Centar Belediyesi tarafından yaptırılmıştır. 323-336 yılları arasında Makedonya krallığı yapan Büyük İskender anısına yaptırılmıştır. Ülke için önemli bir yere sahip olan at üstündeki heykel, yerel halk ve turistler tarafından yoğun ilgi görmektedir

Üsküp’ün yakınlarında Gorno Nerezi köyünde yer alan St Panteleimon Kilise, Makedonya’nın Orta Çağı’nın olağanüstü anıtını oluşturmaktadır. Glagol alfabesinin ilk öğretildiği yer olan kilise, ülke halkı tarafından kutsal kabul edilmiş ve önemli bir yere sahip olmuştur. Paskalya ve Noel gibi Hristiyan dini bayramları halk tarafından bu kilisede kutlanmaktadır.

Antik Dünyanın Yedi Harikasından biri olan Mısır’ın Keops Piramidi, MÖ 2560 civarında tamamlanmıştır. 138 metre yüksekliği ile görenleri kendine hayran bırakmaktadır. Mısır’a gidenlerin mutlaka görmesi gereken bir yapıdır. Yapıldığı döneme göre yüksekliği, mimarisi ve yapılış teknikleri ile mühendislik harikası kabul edilen Keops Piramidi atlanmaması gereken bir gezi rotasıdır.

 Kefren Piramidi, Giza Platosu’ndaki bu tarzda en büyük ikinci yapıdır. Eski Khufu Piramidi’nin güneybatısında yer alan bu yapı, MÖ 2570 civarında Khufu’nun oğlu olan eski Mısır firavunu Khafre tarafından yaptırılmıştır. Bu piramit, orjinal beyaz dış kaplama taşlarının bir bölümüne halen sahip olduğu için benzersizdir.

Mısır’ın başkenti Kahire’ de bulunan Mikerinos Piramidi, 63 metre yüksekliğindedir. Giza Piramitlerinin en küçüğüdür. Diğer iki Giza Piramidinin güneybatısında yer alan bu yapı, MÖ. 26. yüzyılda eski Mısır firavunu Menkaure tarafından yaptırılmıştır. Giza’nın üç piramidinden orijinal cilalı kireçtaşı kaplamasını günümüze kadar saklayamayan tek eser olmasıyla ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir.