2024 Gezilip Görülmesi Gereken Kültürel Yerleri

Milenyum Kubbesi ilgi çekici mimari yapısıyla ün salmış bir etkinlik merkezidir. Açılışından bu yana birçok kez el değiştiren yapı günümüzde The O2 ismiyle bilinmektedir. Alan, Sergiler, konserler, sanatsal ve spor etkinlikleri için kullanılmaktadır. Dünya çapında düzenlendiği etkinlikler ile en fazla bilet satışını yapan Milenyum Kubbesi yerli ve yabancı turistlerin odak noktasıdır.

Royal Albert Hall, İngiltere’nin başkenti Londra’da bulunan çok amaçlı bir konser salonudur. Londra’nın en önemli ve popüler mekanlarından biridir. Her yıl ev sahipliği yaptığı 350’yi aşkın etkinlik ile yoğun ilgi görmektedir. Haftanın her gününde keşfedilebilen mekanda konserlerin yanı sıra opera ve bale gösterileri de organize edilmektedir.

Londra Olimpiyat Parkı başkenti doğusunda bulunan halka açık bir spor kompleksidir. Ziyaretçilerine sunduğu birbirinden eğlenceli aktiviteler, spor imkanları ve doğal alanları ile ün salmış harika bir parktır. Yılın belirli zamanlarında spor müsabakalarına da ev sahipliği yapan Londra Olimpiyat Parkı yerli ve yabancı turistler tarafından ilgi görmektedir.

Londra merkezde yer alan Leadenhall Market, Viktorya döneminden kalma kalıntıları ve havadar alışveriş meydanı ile şehrin hızla gelişen kültür merkezlerinden biri olmuştur. Geçmişte kümes ve av hayvanlarının satışını sağlayan pazar, günümüzde restoran, bar, cafe, mağaza ve benzersiz butikler sunmaktadır. Tüm bunların yanı sıra yıl boyunca Leadenhall Market’de çeşitli aktiviteler ve etkinlikler yer almaktadır.

Londra’nın merkezinde yer alan Ulusal Portre Galerisi, 1856 yılında açılmıştır. Müze de gravürler, eskizler, karikatürler, desenler, fotoğraflar ve heykeller yer almaktadır. Ulusal Portre Galerisi, Britanyalı kişilerin portrelerinin koleksiyonu halka açık sergilemek amacıyla kurulmuştur.

Tasarım Müzesi, Londra’nın Kensington semtinde 1989 yılında Sir Terence Conran tarafından kurulmuştur. Müze endüstriyel, grafik, mobilya, ürün, moda ve mimari tasarımların sergilerine ev sahipliği yapmaktadır. Tasarımları çağdaş kültürün merkezine yerleştirme çabaları ile ziyaretçilerine çeşitli etkinlikler sunmaktadır. Birbirinden eşsiz tasarım ve moda sergilerine ev sahipliği yapan Tasarım Müzesi, milyonlarca turisti kendine çekmektedir.

 Londra’da yer alan Princess Diana Memorial Fountain, bir anıt çeşmesidir. Amerikalı Peyzaj mimarı Kathryn Gustafson tarafından Prenses Diana için tasarlanan çeşme, 6 Temmuz 2004 tarihinde II. Elizabeth tarafından açılmıştır. Mimari yapı ve bulunduğu konum ile Princess Diana Memorial Fountain, turistlerin ilgisini çeken destinasyonlardan biridir.

Londra’nın Westminster semtinde yer alan Chinatown Gate, Çin mahallesinin giriş kapısıdır. Kırmızı sütunlar ve kiremit çatısı ile kapı, etnik bir yapıya sahiptir. Şehre gelen Çinli denizcilere hizmet vermek amacı ile mahallede restoran, fırın, süpermarket ve hediyelik eşya dükkânları gibi işletmeler kurulmuştur.

The First Station, tarihi yapıları ve eğlenceyi bir arada görmek isteyenler için restore edilmiş büyük bir yapıdır. Tarihi izler taşıyan The First Station, Kudüs’ün önemli bir kültür merkezidir. Keyifli vakit geçirmek isteyenlerin vazgeçilmez adresi olmaktadır.

Tel Aviv Sanat Müzesi, dünyanın her yerinden modern ve çağdaş sanat örneklerinin bir araya getirildiği bir koleksiyona sahiptir. Müzede, 20. yüzyılın ilk yarısının önemli sanatçılarından bazılarının eserleri sergilenmektedir. Bu sanatçılar arasında Chaim Soutine, Pablo Picasso, Joan Miro, Gustav Klimt ve Wassily Kandinsky vardır. Ayrıca müzenin mağazasında birbirinden güzel kültür-sanat kitapları, afişler, mücevherler, ilham verici tasarım ürünleri ve hediyelik eşyalar bulunmaktadır.

Londra Transport Müzesi, şehrin mirası kabul edilen araçların sergilendiği bir ulaşım müzesidir. Mekân,  küçük araçların sergilendiği ve metrobüs, tramvay gibi büyük araçların koleksiyonlarının yer aldığı iki şubeden oluşmaktadır. Her yaşa hitap eden müze, ziyaretçilerine tanık olabilecekleri birçok eşsiz güzellik sunmaktadır.

İngiltere’deki en büyük Katolik kilisesi olan Westminster Katedrali, 1903 yılında açılmıştır. Aziz John Southworth’ın kutsal emanetlerinin saklandığı cam bir kutudan, Westminster Başpiskoposunun enstalâsyonunda giydiği çarpıcı mücevherli morsa kadar birçok nadir parçalara ev sahipliği yapmaktadır. Dünyanın en büyük korosuna sahip Westminster Katedrali yerli ve yabancı turistlerin yoğun ilgisine maruz kalan bir destinasyondur.

Herkese hitap eden programları ile Ulusal Tiyatro, Londra’nın merkezinde yer almaktadır. Mekân, uluslararası ünlü yazarların oyunlarını sergileyen ve gençlere yönelik programlara yer veren bir tiyatro merkezidir. Her yaştan ziyaretçiye hitap eden çok çeşitli tiyatro gösterileri ile Ulusal Tiyatro’da yerli ve yabancı turistlerin odak noktası olmaktadır.

Malahide Şatosu, Talbot ailesine 1185 yılında bizzat kral tarafından verilmiştir. O günden beri 800 yıl boyunca Talbot ailesinin kullandığı şato, sonrasında bir cazibe merkezi ve müze haline getirilmiştir. Kalenin büyük bir bölümü ziyarete açıktır.

İrlanda Ulusal Galerisi, 1854 Yasası ile kurulmuş ve 1864 yılında ise tamamen halka açılmıştır. Tarihi bir binada yer alan müzeyi gezmek ücretsizdir. İrlanda Ulusal Galerisi’nin içinde 15 bine yakın eser bulunmaktadır. Bunların içerisinde resim, heykel gibi farklı sanat eserleri yer almaktadır.

İrlanda Ulusal Müzesi - Arkeoloji, 4 bölümden oluşan bir müzedir. Giriş ücreti olmayan müzede, tarih öncesi çağlardan günümüze kadar pek çok eser bulunmaktadır. Farklı sergilere de sahip olan müze, oldukça görkemli ve göz alıcı tarihi bir binada yer almaktadır.

Molly Malone Heykeli, Dublin şehrinin en gözde sembolleri arasında yer alan bronz bir heykeldir. Heykele konu olan Molly Malone karakteri ve taşıdığı el arabasıdır. Molly Malone, pazardan aldıklarını halka satan ve el arabası ile tanınan bir karakterdir. Bir halk türküsünde adının geçmesi onu önemli hale getirmiştir.

Christ Church Katedrali, 1030 yılında açılan ve o günden beri hizmet veren bir kilisedir. Christ Church Katedrali, Viking katedrali olarak bilinse de sonrasında bir Anglikan Kilisesi olmuştur. 12.yüzyıldan beri var olan mahzeni, en çok merak edilen ve ön plana çıkan özelliklerinden biridir.

Powerscourt Arazisi, oldukça geniş bir arazi üzerine kurulmuştur. 19.yüzyıldan bu yana herkesin ilgisini çeken Powerscourt Arazisi içerisinde bir malikane ile şelale de yer almaktadır. 150 yıldır devam eden bahçe tasarımı ile dikkat çekmektedir.

Aziz Giles Katedrali, İskoçya’nın en önde gelen kiliseleri arasında yer almaktadır. 12. yüzyılın ilk yarısında inşa edilen katedral, tarihsel süreç içerisinde pek çok kez restore edilmiştir. 19. yüzyılda gerçekleşen yenileme çalışması ile de günümüzdeki haline kavuşmuştur.