2024 Gezilip Görülmesi Gereken Kültürel Yerleri

Singing Fountains oldukça etkileyici bir gösteri olmasının yanı sıra bulunduğu konum nedeni ile de ayrı bir öneme sahiptir. Filibe’nin gerek tarih gerekse peyzaj açısından en önemli bahçesinde yer alan bu gösteri gelen herkesin keyifli vakit geçirmesini ve doğa ile iç içe olmasını sağlamaktadır.

Philipopolis Antik Stadyumu Bulgarista’nın ve tüm Avrupa’nın en eski şehri olan Flibe’de bulunmaktadır. Bu stadyumda eskiden kutsal görülen spor yarışmaları, gladyatör ve hayvan dövüşleri gibi etkinlikler düzenlenmiştir. Şimdiyse tarihin kalıntılarını ziyaretçilerine sunuyor. Aynı zamanda stadyumda belli aralıklarda tüm ziyaretçilerine açık olan bir film gösterisi sunulmaktadır.

Bulgaristan’ın ve hatta tüm Avrupa’nın en eski şehri Filibe’de bulunan Park Lauta büyük bir ormanlık alandır. Orman park olarak ta adlandırabileceğimiz Park Lauta içerisinde, oyun alanları, yürüyüş patikaları, parkurlar bulundurmaktadır. Park aynı zamanda bisiklet şenlikleri, yıllık kutlamalar gibi açık hava etkinlikleri için de en çok tercih edilen mekanlardan biridir.

Filibe Gençlik Tepesi doğanın içinde ziyaretçilerine sunulan , kullanıma açık harika bir mekandır. Hem ormanlık bir bölge olması sebebiyle çok kıymetli olan bitki çeşitlerine ve hayvan türlerine tanıklık edilebilmektedir. Hem de her şeyin düşünüldüğü bir tesisin sunumu ile güzel vakit geçirebilmek için de uygundur. İçinde bulunan farklı şekillerde heykeller görsel şölen sunmaktadır.

Bunarzdhika Filibe’nin en büyük 2. tepesi iken aynı zamanda içerisindeki anıtı ve başarılı peyzaj tasarımı ile gelen herkesi büyülemektedir. Burada vakit geçirmek ve fotoğraf çekilmek mümkün olduğu gibi anıtlar da ziyaret edilebilmektedir. Manzara açısından oldukça iyi bir sonuç sunan bölgede özellikle gün batımlarında sık sık fotoğraflar çekilmektedir.

Nebet Tepe oldukça eski bir tarihi dokuya sahip olması nedeni ile Bulgaristan’daki en önemli arkeolojik sit alanlarından birisidir. Tarihe ışık tutan bir şehrin köyden kent haline gelmesinin gelişimini izlemek ve dönemin yaşayışı hakkında bilgi almak mümkündür. Nebet Tepe Trakya bölgesindeki siyasi ve ekonomik süreci anlamak için önemli bir bölgedir.

Başmelek Michael Panormitis Kutsal Manastırı, Sömbeki Adası’nın tarihi için çok önemli bir mekandır. Yıl içinde pek çok turist için bir gezi noktası olan bu manastır, her yıl 8 Kasım’da gerçekleştirilen Başmelek Michael Panormitis’in Bayram Günü kutlamalarının merkezidir.

Simi Arkeolojik Müzesi Yunan kültürünün geçmişini folklorel eşyalarla tanıtmak amacıyla açılmıştır. İlgi çekici bu müzede Halk, Bizans, Roma, Helenistik ve Klasik olmak üzere 5 ana koleksiyon yer almaktadır. Simi Arkeolojik Müzesi yerel halkla birlikte her yıl binlerce turist de ağırlamaktadır.

The Old Synagogue Ouarzazate, Fas Oarzazate’de bulunmaktadır. 400 yıllık önemli bir geçmişe sahip olmasıyla öne çıkmaktadır. Mimari olarak oldukça beğenilen eski sinagog kapısından iç tasarımına kadar etkileyici özelliğini korumaktadır. Sahip olduğu otantik eşyalarla da tüm ziyaretçilerini büyülemeye devam etmektedir.

Paul Paltanea Museum Romanya’nın Galati şehrinde bulunan yerel tarih için önemli mekânlar arasındadır. İçerisinde bulundurduğu mobilyalar, tablolar, çanak çömlekler gibi sahip olduğu eserler sayesinde tarihsel olarak önemli bir yere sahiptir. Ayrıca içerisinde arkeolojik ve tarihi varlıklara da ev sahipliği yapan mekân yoğun ilgi görmektedir.

Casa de la Vall 16.yüzyılın sonlarında yapılan bir yapıdır. Bu bina bir dönem yaşam alanı olarak kullanılsa da sonrasında devlet için önemli bir merkez olarak işlev görmüştür. Uzun yıllar aralıklar ile restorasyon yapılan yapı, geleneksel konut mimarisi yansımaları ile yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekmektedir.

Bahreyn Kalesi 16.yüzyıldan kalma bir Portekiz yapısıdır. Öncesinde aynı yerde bir kale daha yer aldığı bilinmektedir. Aynı zamanda Bahreyn Kalesi bir arkeolojik sit alanı içerisinde bulunmakta ve höyük üzerinde yükselmektedir. UNESCO Dünya Mirası kapsamında yer alan Bahreyn Kalesi yerli ve yabancı turistler içinde bir odak noktasıdır.

Bahreyn’de yer alan El Fatih Ulu Camii oldukça modern yapısı ile ziyaretçileri kendine çeken bir ibadethanedir. 7000 kişilik kapasiteli geniş iç hacmi ile dünyanın en büyük camileri arasındadır. Aynı zamanda 60 kiloluk fiberglas kullanımı ile dünyanın en büyük bu malzemeden yapılmış kubbesine sahip olan cami özelliğindedir.

Otranto Katedrali, İtalya’nın Puglia bölgesindeki Lecce şehrinde yer almaktadır. Katedralde yer alan 12. yüzyıldan kalma mozaikler ve burada katledilen insanların kafataslarının yer aldığı bölüm ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir. 54 metre uzunluğundaki devasa katedral, 1068 yılında kurulmuş ve 1088 yılında kutsanmıştır. Katedral, Bizans, Erken Hristiyan ve Romanesk mimari tarzlarının bir sentezi niteliğindedir.

San Lorenzo Kilisesi Torino şehrinin Kraliyet Sarayı’nın hemen yanında konumlanmaktadır. Kilise, ünlü Barok mimarı Guarino Guarini tarafından tasarlanmış ve 1668 - 1687 yılları arasında inşa edilmiştir. Dış tasarımı oldukça sade olan kilisenin iç mekanı çeşitli freskler, figürler ve mermerler ile dekore edilmiştir. Kilisenin kubbesi ve diğer harika detayları oldukça ilgi çekmektedir.

Dante Heykeli İtalya’nın Floransa kentinde bulunmaktadır. Dante Alighieri’nin bu anıtı beyaz mermerden yapılmıştır. Heykelin yapımı Dante’nin doğumunun 600. yıldönümünü kutlamak amacıyla 1865 yılında gerçekleşmiştir. Etkileyici heykelin tasarımı yetenekli heykeltıraş Kaide Luigi del Sarto tarafından gerçekleşmiştir. Gösterişli yapısının yanı sıra etrafında oluşan hayvan ve kartal sembolleri ile de Dante Heykeli tüm dikkatleri üzerine çekmektedir.

A Fábrica do Vapor, İtalya’nın Milano şehrinde yer alan ünlü bir kültür merkezidir. İkinci Dünya Savaşı’ndan önce demiryolu ve tramvay malzemelerinin yapımı, bakımı ve satışı için kullanılsa da savaş sırasında atılan bombalar yüzünden büyük hasar görmüştür. İlerleyen süreçte restore edilerek kültür merkezine dönüştürülen A Fábrica do Vapor, günümüzde birbirinden etkileyici etkinliklerin gerçekleştiği bir merkez görevi görmektedir.

Alfa Romeo Müzesi, İtalya’nın Milano şehrinde yer almaktadır. Müzenin yer aldığı bina ilk zamanlarında Alfa Romeo’nun merkezi olarak kullanılsa da 1976 yılında bir müzeye dönüştürülmüştür. Milano’nun en popüler müzeleri arasında yer almaktadır. Alfa Romeo’nun en eşsiz koleksiyonları burada ziyaretçileri ile buluşmaktadır.

Arco della Pace, İtalya’nın Milano şehrinde yer alan zafer takısıdır. Yapı, Luigi Cagnola tarafından 1807-1838 yılları arasında inşa edilmiştir. Napolyon’un zaferlerini kutlamak amacı ile yapılsa da 1814 yılında Napolyon’un düşmesinden dolayı, Leipzig Savaşı’nın yenilgisini tasvir eden sahneler ile süslenmiştir. Arco della Pace, Milano’nun çarpıcı neo-klasik mimari örneklerinden biridir.

Columns of St. Lawrence, İtalya’nın Milano şehrinde bulunan San Lorenzo Bazilikası’nın tam karşısında yer almaktadır. Roma İmparatorluğu’nun Milano’da hâkim olduğu yıllarda inşa edilmiştir. Sütunların inşası tahminen 5. yüzyıla dayanmaktadır. Columns of St. Lawrence, Milano’daki görülmeye değer Roma kalıntılarından biridir.