Geleneksel ve Modern Yaşamın Harmanlandığı Kent Luzern Hakkında Bilgiler

Luzern Hakkında

Luzern Hakkında

41 dk'lık okuma
650 kişi okudu

İsviçre Luzern, en çok ziyaret alan ve ülke turizminin kalbi olarak adlandırılan bir şehirdir. Aynı zamanda eski dokusunu korumayı başarmış sayılı bölgelerden biridir. Tarihsel yapıların doğa ile birleştiği bu kent, dünya üzerinde mutlaka görülmesi gereken yerler arasındadır. Üç tarafı dağlarla çevrili şehrin bir yanı, Luzern Gölü’ne bakmaktadır. Alplerin parçası olan Tiflis, Pilatus ve Rigi dağlarının arasında bulunan Luzern Gölü, dünyada sayılı iğne barajlarından birine sahiptir ve bu baraj, şehrin enerji ihtiyacını karşılamaya yıllardır devam etmektedir. Almanca'da 'dört orman alanı' anlamına gelen ve Vierwaldstattersee olarak da bilinen gölün; Uri, Schwyz, Unterwalden ve Lucerne olmak üzere dört parçayla çevrili olması, Luzern ile ilgili bilgiler arasında yer almaktadır.

Şapel Köprüsü, Cizvit Kilisesi, Ölen Aslan Anıtı, Picasso evleri ve dünyaca ünlü müzeleri, Luzern tarihi hakkında her şeyin öğrenilebileceği yerlerdir. Fransız Mimar Jean Nouvel tarafından tasarlanan fütürist Luzern Kültür ve Kongre Merkezi gibi yapılar sayesinde, geçmiş ve gelecek bir arada görülebilmekte ve şehrin sanat tarihi hakkında bilgi sahibi olunabilmektedir. Luzern’de yıl içerisinde düzenlenen farklı etkinlikler, turistlere olağanüstü bir deneyim yaşatmaktadır. Klasik Müzik Festivali, Fritschi Karnavalı ve tüm sanat etkinliklerinin günlerce sürdüğü Blue Balls Festivali sayesinde binlerce turist, şehrin doyulmaz eğlencesine katılabilmektedir.

Luzern'nin Tarihi

Luzern şehri, 6. yüzyılda Roma İmparatorluğu’nun çöküşünü fırsat bilen Germen halkları tarafından işgal edilmiş bir bölgede yer almaktadır. 9. yüzyılda Murbach Manastırı tarafından satın alındığında ise Luceria bölgesi olarak isimlendirilmiştir. 1178 yılında manastırdan ayrılarak bağımsızlığını kazanan fakat Avustralya egemenliğinde olan Luzern’in kuruluşu da 1178 yılında gerçekleşmiştir.

Gotthard ticaret yolu üzerinde bulunması sebebiyle kısa sürede pek çok tüccarın uğrak noktası haline gelen kent, 1290 yılına gelindiğinde kendi kendine yetebilen bir şehir statüsü kazanmıştır. 1332 yılında ise İsviçre Konfederasyonu’na bağlanarak bugünkü konumuna yükselmiştir.

Luzern sanat tarihinin en önemli simgelerinden biri olan Şapel Köprüsü, 1333 yılında yapılmıştır ve bugün hala turistlerin en sık ziyaret ettiği noktalardan birisidir. İki parçadan oluşan köprünün ortasında, içinde su bulunmamasına rağmen Su Kulesi olarak adlandırılan 13. yüzyıldan kalma bir yapı bulunmaktadır. Bu kule, şehrin surlarının bir parçası olarak 1300 yılında inşa edilmiştir. Yapı; arşiv, hazine ve hatta hapishane de dahil olmak üzere bir dizi amaç için kullanılmıştır.

Luzern Denildiğinde İlk Akla Gelenler

Luzern’in önemli simgeleri; Kapell Köprüsü, Alpler, Luzern Gölü ve Cizvit Kilisesi’dir. Luzern dendiğinde ilk akla gelenlerden biri de Ölmekte Olan Aslan Anıtı’dır. Anıt, doğal bir kayadan oyulmuştur ve 1792'de Fransa Kralı XVI. Louis’yi korumaya çalışırken katledilen İsviçreli paralı askerlerin kahramanca ölümlerini temsil etmektedir.

1872 yılında keşfedilmiş olan Luzern’in Buzul Bahçesi, buzul çağından kalma 32 çukuru barındıran özel bir mekandır. Şaşırtıcı biçimde 20 milyon yıldan daha uzun süredir var olan fosiller, bahçe içerisinde sergilenmektedir. Bahçe içerisinde, tüm dünyayı etkileyen iklim krizine ilişkin bilgilendirici levhalar ve resimler de yer almaktadır.

850 metre uzunluğundaki Musegg Duvarı, 9 kule arasında inşa edilmiş surlardan oluşmaktadır.

Duvar, Luzern ziyaretçilerinin en çok merak ettiği yapılardan biridir. Surların içine kurulan müze ve sergiler sayesinde, şehir tarihi misafirlere görsel destekleyiciler eşliğinde aktarılmaktadır. Bu sayede şehrin en belirgin özelliklerinin farkına varılmaktadır.

Luzern, sanatseverleri yakından ilgilendiren Rosengart Koleksiyonu’na sahiptir. 19 ve 20. yüzyıllarda yaşamış ünlü ressamların eserlerinin yer aldığı müzenin üst katında; Klee, Picasso, Monet, Matisse, Cezanne ve Chagall'ın özgün eserleri, ziyaretçilerin beğenisine sunulmuştur.

Luzern'e Gideceklere Tavsiyeler

Luzern’in önemli simgeleri olan Şapel Köprüsü ve Cizvit Kilisesi gibi görülmesi gereken tarihi yapılara ek olarak, şehri anlamak ve öğrenmek adına yapılabilecek pek çok aktivite bulunmaktadır. Şehre giden turistlerin, İsviçre Ulaşım Müzesi ile geçmişten günümüze kadarki ulaşım araçlarının tümünü görebilmesi mümkündür. Özellikle Luzern’i çocukları ile birlikte gezen misafirler, Ulaşım Müzesi’ni mutlaka ziyaret etmelidir.

Parisli mimar Jean Nouvel tarafından tasarlanan ve modernist tarza inşa edilen Kültür ve Kongre Merkezi, Luzern Gölü kıyısında yer alan eşsiz bir yapıdır.

1998 yılından bu yana dünyaca ünlü müzikallere ve festivallere ev sahipliği yapan merkezin, üst katları Kunstmuseum Sanat Müzesi’ne ayrılmıştır. Bu müzede, 18. ve 20. yüzyıllar arasındaki İsviçre tablolarından oluşan bir koleksiyon yer almaktadır ve turistlerin bu eserleri görmesi şiddetle tavsiye edilmektedir.

Yaklaşık 140 yıldır tüm Luzern ziyaretçilerinin ilk uğrak noktalarından biri olan Burbaki Panoraması, karlı bir günde mağlup olan Fransız askerlerinin İsviçre’ye sığınışını konu edinen panoramik bir tablodur. Burbaki Müzesi’nde sergilenen bu eser, turistlerin görmesi gereken eserler arasında yer almaktadır. Ayrıca Noel zamanlarında Luzern’in merkezinde Noel Pazarı kurulmaktadır. Burada ziyaretçiler için uygun fiyatlı alışveriş olanağı sunulmaktadır.

Luzern'e Giderken Alınması Gerekenler

Luzern ziyaretçileri; Tiflis, Pilatus ve Rigi dağlarının büyülü atmosferinde kaybolabilmek için karlı havaya uygun kıyafetleri tercih etmeleri gerekmektedir. Kış aylarında kar yağışı alan kentin rahatça gezilebilmesi ve gezinin sağlık nedenleriyle olumsuz etkilenmemesi için mont, bere ve eldiven giymek oldukça gereklidir. Yaz aylarında ise Luzern Gölü’nün tadını çıkarmak isteyen turistlerin, mayo ve havlularını yanlarına almaları tavsiye edilmektedir.

Luzern’de prizler, pek çok ülkede olduğu gibi Türkiye’den farklıdır.

Genellikle şehir içinde bulunabilecek dönüştürücüler olsa da turistlerin yanlarında C ve J çıkış tiplerini destekleyen bir fiş adaptörü bulundurması tavsiye edilmektedir.

Luzern’in tarihi dokusunu keşfetmek ve geçmişe götüren sokaklarına dokunabilmek adına, genellikle şehir içi yürüyüşler tercih edilmektedir. Bazı bölgelerde yol yapısı, dokuya zarar vermemek adına yenilenmemiştir. Bu nedenle şehir içerisinde yürümek isteyen turistlerin uzun ve zorlu yürüyüşlere uygun ayakkabılar tercih etmesi gerekmektedir. Şehir tarihinin önemli bir parçası olan kiliseler, ibadet mekanlarıdır ve ziyaretçilerin bu mekana uygun kıyafetlerle gelinmesi beklenmektedir.

Luzern Hakkında İlginç Bilgiler

Luzern Kültür ve Kongre Merkezi içinde yer alan Rosengart Sanat Galerisi, yalnızca belirli ressamların eserlerinden oluşmamaktadır. Aynı zamanda zemin katın tamamı, 1938'den 1969'a dek dünyaca ünlü ressam Pablo Picasso’nun tüm eserlerine ev sahipliği yapmaktadır. Ayrıca 200’ün üzerinde fotoğrafla, Picasso’nun çalışma ortamı ziyaretçilere yansıtılmaya çalışılmıştır. Ressamın pek çok eserinin yer aldığı bir galerinin olduğu bilinmesine karşın, ziyaretçilere sunulan bu fotoğraf sergisi, Luzern hakkında bilinmeyenler arasındadır. Galerinin bodrum katı ise Paul Klee çalışmalarına ayrılmıştır. Sanatçının 125 çizimini ve tablosunu burada bulmak mümkündür.

Luzern Gölü üzerinde bulunan iğne barajı, dünyadaki tekil örneklerden biridir.

Şehrin tüm enerji ihtiyacı bu baraj sayesinde karşılanmaktadır. Şapel Köprüsü üzerinde bulunan su kulesi, aslında yapıldığı günden bu yana içerisinde hiç su barındırmamıştır. Eski dönemlerde suçluların tutulduğu bir hücre olarak da kullanılan kuleye, neden su kulesi dendiği halen bilinmemektedir.

Luzern Buzul Bahçeleri, dünyanın en şaşırtıcı tarihi kalıntılarına ev sahipliği yapmaktadır. Bahçeler, yaklaşık 20 milyon yıl öncesinden kalma bitki ve hayvan fosillerinin rastlandığı 32 farklı çukurdan oluşmaktadır.

Sevdiklerinizle Paylaşın

İsviçre Vizesi

İsviçre seyahati için gerekli olan Schengen vizesinin alınması için turistlerin seyahat tarihlerinden 30 gün öncesinde başvuru işlemlerini başlatması gerekmektedir. 90 günün altındaki ziyaretleri kapsayan Schengen vizesi, gerekli şartları sağlayan Türk vatandaşlarına verilmektedir.

Sıkça Sorulan Sorular

Piccadilly Circus nerededir?

Regent Caddesi ile Green Park'a doğru uzanan Piccadilly Caddesi’nin kavşağı olan Piccadilly Circus, İngiltere’nin başkenti Londra’ya bağlı Westminster semtinde yer almaktadır.

Piccadilly Circus’taki en dikkat çekici yapı nedir?

Piccadilly Circus'un ortasında yer alan Shaftesbury Anıt Çeşmesi ve çeşmenin üzerinde yer alan Eros heykeli bu kavşağın en ikonik yapıları olarak nitelendirilmektedir.

Piccadilly Circus ne ile tanınmaktadır?

Piccadilly Circus, günümüzde Londra'nın başlıca alışveriş caddelerinden biri olarak kabul edilmekte ve birçok ünlü mağazaya ev sahipliği yapmaktadır. Ayrıca bünyesinde bulunan pek çok pub, kulüp ve bar ile eğlencenin de merkezidir. Bunlara ek olarak dünyanın en popüler müzikallerinden bazılarının sahnelendiği çok sayıda tiyatro da Piccadilly Circus’a oldukça yakındır.

Piccadilly Circus ziyareti için en uygun zaman nedir?

Piccadilly Circus, günün her saati oldukça canlı ve eğlencelidir. Fakat özellikle binaları süsleyen ışıklı reklam tabelalarının net bir şekilde görüldüğü akşam saatlerinde kavşak, büyüleyici bir görünüme sahip olmaktadır.

Piccadilly Circus ismini nereden almıştır?

17. yüzyılın başlarında terzi Robert Baker, saygın kişilerin boyunlarına taktığı “piccadilis” isimli giysileri Piccadilly Hall'dan satın almıştır. Piccadilly Circus ismi ise buradan gelmektedir.

Piccadilly Circus’taki en ünlü yerler nerelerdir?

Piccadilly Circus, alışveriş denince ilk akla gelen yerlerdendir. Kavşakta yer alan en popüler alışveriş mağazaları ise Lilywhites ve Fortnum & Mason’dur. Dünyaca ünlü müzikallerinin sahnelendiği; Prince of Wales, Leicester Square, Her Majesty’s ve Prince Edward tiyatroları ise bölgedeki diğer ünlü cazibe merkezlerindendir.

Piccadilly Circus neden çok önemlidir?

Piccadilly Circus, merkezi konumu ile Londra’nın en ünlü eğlence ve alışveriş mekânlarına ev sahipliği yapmaktadır. 1819 yılında kurulan Piccadilly Circus, günümüzde yerli ve yabancı pek çok turistin gözdesidir.

Piccadilly Circus ne zaman yapılmıştır?

Piccadilly Circus, Kral IV. George tarafından 1819 yılında yaptırılmıştır. Günümüzde Londra’nın en popüler yerleri arasındadır.