El Değmemiş Tabiatı ile Ünlü Dilican Hakkında Bilgiler

Dilican Hakkında

Dilican Hakkında

3 dk'lık okuma
112 kişi okudu

Ermenistan’ın kuzey bölgesinde yer alan Dilican; yemyeşil bitki örtüsü, yağışlı iklimi ve geleneksel hayat tarzıyla küçük ve sempatik bir kasabadır. Tavuş Eyaletinde yer alan Dilican, popüler bir kaplıca kasabası ve milli park alanı olarak Ermenistan’ın en önemli turizm beldelerinden biri konumundadır. Her tarafı ormanlara çevrili olan kasaba, Ermenistan’ın kültür ve sanat faaliyetlerinde ön plana çıkan pek çok sanatçı, besteci ve film yapımcısına ev sahipliği yapmıştır. Kasabanın bazı kesimlerinde geleneksel Ermeni mimarisinin izlerini görmek de mümkündür.

Dilican ile ilgili bilgiler arasında kentin Dilican Milli Parkı içerisinde yer alması öne çıkmaktadır. Yüksek ve gür ormanlarla çevrili olan Dilican, yılın çoğu mevsimi sık yağışların yaşandığı bir bölgedir. Yerel halkın el sanatları konusundaki gelişmiş becerileri Dilican’ı özellikle hediyelik eşya konusunda zengin bir bölge haline getirmiştir. Doğal güzellikleri ve geleneksel dokusuyla görenleri kendine hayran bırakan Dilican, birçok kişi tarafından “Küçük İsviçre” olarak adlandırılmaktadır. Dilican hakkında her şeyi keşfedebilmek adına bu sevimli tatil beldesinde en az üç günlük bir seyahat planı önerilmektedir.

Dilican'ın Tarihi

Göz alıcı doğasıyla görenleri büyüleyen Dilican, 15. yüzyılda tarihi Ermenistan Krallığı’nın sınırları içerisinde kurulmuştur. 19. yüzyıl tarihli kazılarda bulunan arkeolojik veriler ışığında, bölgede MÖ 2000 yılından bu yana insan yerleşiminin olduğu bilinmektedir. Bu kazılardan elde edilen koleksiyonların bir kısmı Moskova, St. Petersburg, Tiflis, Bakü ve Erivan müzelerine aktarılmıştır.

Orta Çağ döneminde Hovk ismiyle bilinen Dilican bölgesi, kralların avcılık yeteneklerini göstermesi için popüler bir orman ve sayfiye yeri olarak kullanılmıştır.

Dilican ismi ilk kez 17. yüzyılda bir Fransız gezginin notlarında kullanılmıştır. Kentin kuruluşuna dair net bir bilgi bulunmasa da 19. yüzyılın sonlarında bölgede kültürel ve sanatsal gelişmelerin yaşanabileceği refah bir ortam bulunmaktadır. 1890’lı yıllarda bölgede pek çok tiyatro topluluğu örgütlenmiş ve Dilican’ın ilk kütüphanesi 1908 yılında açılmıştır. İlerleyen süreçte Dilican tanınmış bir dağ beldesi haline gelmiş ve kasaba giderek büyümeye başlamıştır. Zengin tarihi ve kültürel mirasıyla dikkat çeken Dilican, 3000 yıl öncesine ait zırhlar, hançerler, testiler ve küpelerden oluşan geniş bir koleksiyona sahiptir. Büyük bir kısmı Dilican Müzesi’nde yer alan bu parçalar, bölgenin sanat tarihi için oldukça önemli bir yere sahiptir.

Dilican Denildiğinde İlk Akla Gelenler

Popüler bir kaplıca kasabası olan Dilican; gür ormanları ve temiz havasıyla tabiatı seven herkesin hayran kalacağı bir tatil beldesidir. Dilican’ın en belirgin özellikleri arasında kuşkusuz bölgenin doğal atmosferi ve geleneksel ürünleri yer almaktadır. Dilican yaz aylarında kısmen serin sayılabilecek bir hava durumuna sahiptir. Kış ayları ise oldukça soğuk ve karlı geçmektedir. 

Kar tatili sevenler için ideal bir bölge olan Dilican, birçok kişi tarafından “Küçük İsviçre” olarak anılmaktadır. Yerli ve yabancı turistlerin büyük ilgi gösterdiği Dilican, Ermenistan’ın finans ve eğitim merkezlerinden biri haline gelmektedir.

Dilican’da doğa yürüyüşü, piknik ve dağ bisikleti gibi aktivitelerin yanında galeri ve müze gezileri ile kültürel ve sanatsal bir ortam ziyaretçileri karşılamaktadır. Dar sokaklarıyla dikkat çeken kasaba merkezi, kiremit çatılı ve ahşap oymalı evlerle süslenmiştir. Doğanın içerisinde organik bir kasaba olan Dilican, evlerin arasından geçen sakin nehrin sesi, taze malzemelerle hazırlanmış geleneksel yemek kokuları ve yerel halkın misafirperverliği ile büyüleyici bir atmosfere sahiptir.

Dilican'a Gideceklere Tavsiyeler

Dilican ziyaretçilerini her yönüyle dolu dolu bir tatil beklemektedir. Bozulmamış tabiatıyla popüler olan Dilican’da doğa severleri unutulmaz maceralar karşılamaktadır. Kasabayı ziyarete gidenlere öncelikle gür ormanların renkli yamaçlarında bir yürüyüşe çıkarak doğayla baş başa kalmaları tavsiye edilmektedir. Ayrıca Dilican’ın geleneksel mutfağını keşfetmek için mutlaka yöresel tatların yapıldığı restoran ya da butik kafelere uğramak önerilenler arasındadır. Dilican, gerek kasaba merkezindeki özel tasarımlı yapılarda gerekse yöresel ürünlerin sergilendiği müzelerde kendini gösteren tarihi ve kültürel anlamda eşsiz bir birikime sahiptir. 19. yüzyıldan kalma bir konakta bulunan Dilican Halk Müzesi’nde sergilenen antika eşyalar, geleneksel kilimler ve göz alıcı mücevherler; kasabanın zengin kültürünü yansıtmaktadır. Aynı zamanda kültür ve sanat meraklılarına Dilican Yerel İlim Müzesi ve Resim Galerisi’ni de keşfetmeleri önerilmektedir.

Dilican’da Orta Çağ Ermeni mimarisinin izlerini keşfetmek isteyen ziyaretçilere önerilebilecek birçok kompleks bulunmaktadır. Haghartsin Manastır Kompleksi, 13. yüzyıldan kalma bir eğitim ve din merkezidir.

Büyüleyici mimarisiyle masalsı bir görünüme sahip olan Haghartsin Manastırı, içerisinde bulundurduğu Orta Çağ döneminden kalma haç işlemeli taşlarla UNESCO tarafından Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’ne dahil edilmiştir.

Benzer şekilde Haghartsin’e kısa bir mesafede bulunan Goşavank Manastırı da barındırdığı tarihi eserlerle mutlaka görülmesi gereken bir yerdir. Kasabanın tam merkezinde yer alan amfi tiyatro, özellikle akşam saatlerinde büyüleyici bir atmosfere sahip olmaktadır. Eski Dilican Kompleksi içerisinde yer alan Myasnikyan ve Sharambeyan caddeleri de kentin yerel kültürünü ve benzersiz mimarisini keşfetmek için en ideal mekanlar arasındadır.

Dilican'a Giderken Alınması Gerekenler

Eşsiz tabiatı, keyifli geleneksel yaşamı ve el değmemiş atmosferiyle ziyaretçilerine unutulmaz bir tatil sunan Dilican, neredeyse yılın her dönemi yağış alan bir bölgedir. Bu nedenle Dilican ziyaretçilerine tatile çıkmadan önce hava durumuna göz atmaları önerilmektedir. Bunun yanında Dilican için çanta hazırlarken yağmurluk ve su geçirmez çizme gibi eşyaların unutulmaması gerekmektedir. Dilican’da yaz veya kış fark etmeksizin her an şiddetli bir yağmurla karşılaşmak mümkündür.

Dilican yaz aylarında güneşli olsa da özellikle akşam saatlerinde serin bir hava yaşanmaktadır. Yazlık, hafif giysilerin yanı sıra akşam saatleri için hırka ve şal gibi ürünler bulundurmak faydalı olmaktadır. Kış aylarında kasabayı ziyaret edecek olan turistlere ise kalın kazaklar, koruyucu montlar ve su geçirmez botlar bulundurmaları önerilmektedir. Doğayla baş başa vakit geçirmek isteyen turistlerin unutmamaları gereken diğer bir eşya ise konforlu ayakkabılardır. Özellikle dağlık alanlarda gezintiye çıkmak isteyen ziyaretçilerin yanlarına yürüyüş ayakkabıları, sırt çantası ve katlanabilir hamak gibi eşyalar almaları faydalı olmaktadır.

Dilican Hakkında İlginç Bilgiler

Ermenistan’ın en önemli tatil beldelerinden olan Dilican hakkında bilinmeyen birçok şey bulunmaktadır. Dilican, Aghstev Nehri kıyısında yer alan bir kasabadır. Sevan Gölü’ne yaklaşık 10 kilometre mesafede bulunan kasaba, deniz seviyesinden 1500 metre yüksekte yer almaktadır. Özellikle son yıllarda Ermenistan hükümetinin uygulamaya başladığı yeni düzenlemelerle hızla gelişen Dilican, şifalı ve mineralli kaynaklarıyla tanınırlığını arttırmıştır. Dört bir yanı yeşil gür ormanlarla çevrili kasaba, bu bakımdan “Küçük İsviçre” olarak anılmaktadır.

Dilican’ın çevresinde bulunan manastır kompleksleri, Orta Çağ döneminden kalmıştır. Doğanın içerisinde bozulmadan günümüze dek ulaşan tarihi kalıntılar, büyüleyici bir görünüme sahiptir. Kasabanın küçük sokaklarında dolaşırken köklü Ermeni kültürünün farklı kültürlerle olan etkileşimlerinden izler bulmak da mümkündür. Sevimli mimarileriyle Eski Dilican Kompleksi içerisinde yer alan kiremit çatılı evler, ziyaretçilere masalsı bir atmosfer yaşatmaktadır.

Sevdiklerinizle Paylaşın

Ermenistan Vizesi

Ermenistan gri, yeşil, siyah ve bordo pasaport sahibi Türk vatandaşlarından ülkeye girişler için vize talep etmektedir. Türkiye’de hiç Ermenistan Konsolosluğu bulunmadığından tüm başvuru işlemleri online ya da kapıda gerçekleşmektedir.

Sıkça Sorulan Sorular

Piccadilly Circus nerededir?

Regent Caddesi ile Green Park'a doğru uzanan Piccadilly Caddesi’nin kavşağı olan Piccadilly Circus, İngiltere’nin başkenti Londra’ya bağlı Westminster semtinde yer almaktadır.

Piccadilly Circus’taki en dikkat çekici yapı nedir?

Piccadilly Circus'un ortasında yer alan Shaftesbury Anıt Çeşmesi ve çeşmenin üzerinde yer alan Eros heykeli bu kavşağın en ikonik yapıları olarak nitelendirilmektedir.

Piccadilly Circus ne ile tanınmaktadır?

Piccadilly Circus, günümüzde Londra'nın başlıca alışveriş caddelerinden biri olarak kabul edilmekte ve birçok ünlü mağazaya ev sahipliği yapmaktadır. Ayrıca bünyesinde bulunan pek çok pub, kulüp ve bar ile eğlencenin de merkezidir. Bunlara ek olarak dünyanın en popüler müzikallerinden bazılarının sahnelendiği çok sayıda tiyatro da Piccadilly Circus’a oldukça yakındır.

Piccadilly Circus ziyareti için en uygun zaman nedir?

Piccadilly Circus, günün her saati oldukça canlı ve eğlencelidir. Fakat özellikle binaları süsleyen ışıklı reklam tabelalarının net bir şekilde görüldüğü akşam saatlerinde kavşak, büyüleyici bir görünüme sahip olmaktadır.

Piccadilly Circus ismini nereden almıştır?

17. yüzyılın başlarında terzi Robert Baker, saygın kişilerin boyunlarına taktığı “piccadilis” isimli giysileri Piccadilly Hall'dan satın almıştır. Piccadilly Circus ismi ise buradan gelmektedir.

Piccadilly Circus’taki en ünlü yerler nerelerdir?

Piccadilly Circus, alışveriş denince ilk akla gelen yerlerdendir. Kavşakta yer alan en popüler alışveriş mağazaları ise Lilywhites ve Fortnum & Mason’dur. Dünyaca ünlü müzikallerinin sahnelendiği; Prince of Wales, Leicester Square, Her Majesty’s ve Prince Edward tiyatroları ise bölgedeki diğer ünlü cazibe merkezlerindendir.

Piccadilly Circus neden çok önemlidir?

Piccadilly Circus, merkezi konumu ile Londra’nın en ünlü eğlence ve alışveriş mekânlarına ev sahipliği yapmaktadır. 1819 yılında kurulan Piccadilly Circus, günümüzde yerli ve yabancı pek çok turistin gözdesidir.

Piccadilly Circus ne zaman yapılmıştır?

Piccadilly Circus, Kral IV. George tarafından 1819 yılında yaptırılmıştır. Günümüzde Londra’nın en popüler yerleri arasındadır.